Bütçede genel eğilimler

TÜRKİYE ekonomisinde devlet bütçesini üç ana kalemde inceleyebiliriz: faiz ve personel harcamalarıyla sosyal güvenlik sisteminin açıkları. Bu üç kalemdeki esneklik devletin kontrolünden büyük ölçüde çıkmıştır.

Bu yılki gerçekleşmelere göre, bütçede faiz ve personel harcamalarıyla sosyal güvenlik sisteminin maliyeti toplam harcamaların yüzde 80’inden biraz azdır. Bütçede tasarruf yapılmaya kalkışıldığında, harcamaların yüzde 80’i kemikleştiğinden, tasarruf olanağı bütçe harcamalarının yalnızca yüzde 20’sine yoğunlaşmak zorundadır. Orada da fazla bir hareket alanı yoktur. Alan giderek daralmıştır.

DIŞSAL TASARRUF

Bütçedeki katılık nedeniyle bütçe açığına yönelik önlemler
harcamaların kısılmasından çok, gelirlerin artırılmasına yönelik olmuştur. Son yıllarda dolaylı vergilerin hem çeşit olarak hem de oran olarak artması bu nedenledir.

Mutlak değer olarak, bu yıl yakın tarihimizin en küçük bütçe açıklarından birini vereceğiz. Yapılan tahminler bütçe açığının 15 milyar YTL civarında gerçekleşeceğini göstermektedir. Tahminlerin ötesinde bütçe açığının düşmesi büyük ölçüde devletin borçlanma maliyetinin tahminlerin ötesinde düşmesinden kaynaklanmıştır.

Yurt içindeki faizlerin tahminlerin ötesinde hızlı düşmesiyle YTL cinsinden borçlanmaların maliyetini düşürmüştür. Döviz kurlarının da neredeyse sabitlenmiş olmasıyla, dış borç ve döviz üzerinden iç borçların maliyetini tahmin edildiği kadar artırmamıştır. Sonuçta, faiz harcamalarında otomatik bir tasarruf gerçekleşmiştir.

Yıl başında 2005 yılı harcamaları 155 milyar YTL öngörülmüştü. Tahminler yıl sonu bütçe harcamalarının 145 milyar YTL civarında olacağını göstermektedir. Dolayısıyla, daha önce 2006 yılı için hedeflenen bütçe harcamalarının altında bir bütçe ile 2006 yılına başlanması gerekmektedir.

Bütün bu gelişmeler bütçe harcamalarında bir esnekliğin oluştuğu anlamına gelmemektedir. Faizlerin inmesi döneminde tasarruf yapılırken, faizlerin ve/veya kurların artması durumunda da bütçe hedefleri alt-üst olabilecektir. Faizlerin artmasını dolayısıyla faiz dışı harcamalardan kesinti yapılacak alan yok gibidir. Dolayısıyla, harcamalardaki tasarruf bir anlamda dışsal olmuştur.

KALICI ESNEKLİK

Son on yılda devlet bütçesinde gözlenen en büyük eğilim bütçenin katılığıdır. Bu katılık henüz aşılabilmiş değildir. Katılığın aşılabilmesi devletin gündeminde olan yapısal reformlardan geçmektedir
. Bütçeyi doğrudan ilgilendiren en önemli yapısal reform, sonuçları uzun dönemde alınabilecek sosyal güvenlik reformudur.

Reformu uygulamaya koymakta gecikildikçe, maliyet artmaktadır. Örneğin, bu yıl sosyal güvenlik sisteminin bütçeye maliyetinin bütçedeki meblağdan yaklaşık 1.5 milyar YTL daha fazla olacağı düşünülmektedir. Maliyetler kartopu hızıyla büyümektedir. Aynı bütçe hedefleri içinde kalabilmek için diğer kalemlerde tasarruf ihtiyacı daha fazla artmakta ya da dolaylı vergileri biraz daha artırma baskısı yaşanmaktadır.

Bu hükümetin, bundan öncekiler gibi, kamuoyu gözünde sosyal yönünün göreli olarak zayıf kalmasının en önemli nedeni bütçenin katılığıdır. Bütçedeki katılık devam ettikçe, hükümetler, doğal olarak, bütçeyi delme anlamına gelebilecek girişimlerde bulunmakta ya da bütçenin dışına çıkabilmenin yollarını aramaktadırlar. Halbuki, ekonomik istikrarı tehdit etmeyecek daha kalıcı çözüm, orta vadeli bir perspektif içinde, bütçeye esneklik kazandıracak uygulamaların hayata geçirilmesidir.

Not: Dün açıklanan 2006 yılı bütçe rakamları farklı bir sınıflandırmada olduğundan, bir yorum yapmak olanaksızdır. Maliye Bakanlığı, 2006 yılı bütçesini geçmiş yıl bütçeleriyle karşılaştırılma olanağı yaratmalıdır. Aksi taktirde, yorum hatalarına neden olunacaktır. 2006 yılı bütçesini bir başka yazıda irdeleyeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları