Bu Roman başka roman

Yirmi dakikalık görüşme yetiyor. Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşme sonrasında, Roman Abramoviç'in firmasına ilişkin yolsuzluk iddialarına dönük dava düşüyor. Tarih 1 Ağustos 2001.

Avrupa futbolu, Avrupa yönetimleri, Avrupa bürokrasisi çalkalanıyor. İngiltere'de spordan sorumlu eski bakan Tony Banks kükrüyor ve hükümeti ''bu alışverişin incelenmesi için'' göreve çağırıyor. Avrupa basını hep bir ağızdan Roman Empire (yani Roma İmparatorluğu) adını verdiği, son gelişmeyle ilgili arka arkaya başyazılar döşeniyor.

Yabancı dilde Roman Empire cuk oturan bir deyim. Çünkü, adamın adı ‘‘Roman’’. Ve Roman Empire denildiğinde, içindeki Roman'la kastedilen, o yeni Rus Çarı!.. Rusya'nın yaklaşık altı milyar dolarlık, ikinci büyük zengini. Avrupa basınındaki nitelemeyle, ‘‘kural tanımaz, saldırgan imparatoru’’ Roman Abramoviç.

Onu bir günde dünya sahnesine çıkartan olay, İngiliz futbol kulübü Chelsea'yi 200 milyon dolara satın alması. Şu anda, Chelsea hisselerinin yarısından fazlası, Roman'ın cebinde. Bunun 115 milyon dolarıyla, kulübün borçlarını anında kapatıyor.

Rusya'nın Çukotka bölgesinde, sadece 68 bin nüfuslu Anadır kasabasından İngiltere'de Stamford Köprüsü'ndeki Chelsea kulübüne uzanan yol uçakla ondört saat. Roman, bu yolu katetmek ve Chelsea'ye ulaşmak için, birkaç yıl harcıyor.

Onun Rusya'da petrol ve hammadde imparatoru olarak yükselmesi, aslında Avrupa'daki benzer yükselişlere paralel. Onun da arkasında siyasal dokunulmazlık var. Yaşadığı kentte yüzde 92 oyla yönetimin başına geçiyor. Sonra da, gelsin Duma (Rus Meclisi) üyeliği!..

Sahip olduğu şirketleri hakkında iddialar bir türlü bitmek bilmiyor. Örneğin, Ağustos 2000'de vergi kaçırma suçlamasıyla, Rus Emniyeti, onun bürosunu arıyor. Derken İsviçre savcıları harekete geçiyor ve IMF üzerinden para kaçırma operasyonu yürüttüğü iddiasını araştırıyor. Ancak, bu iddialar havada kalıyor, Roman Abramoviç aklanıyor. Ya da davalar düşüyor.

Petrolle ilgili tek bir şirketinin yıllık kazancı 1.2 milyar dolar. Sadece bu şirketten Roman'ın cebine 2002 yılında 500 milyon dolar giriyor. Chelsea'yi iki kez satın alabilecek miktar. Herkes Musevi asıllı bu Rus'u konuşuyor. Üstelik şaşıyor. Çünkü, madem futbola meraklı, Real Madrid ya da Manchester United'ı da rahatlıkla satın alabilecek para var onda. O zaman neden Chelsea gibi, kıyıda köşede kalmış bir takım?..

Yok, değil. Avrupa'nın futbol devlerini tek tek araştırıyor. Hatta, tam o sırada Manchester United'ın paraya çok ihtiyacı var. Ama, bu kulüple ve diğerleriyle görüşmelerinden sonuç alamıyor. Chelsea o sırada biçilmiş kaftan!..

Aslında, Rusya'da CSKA Moskova kulübüne el atıyor. Özünde ordu takımı olan CSKA, ona kapılarını açmıyor.

Chelsea'yi satın alarak, durup dururken tüm dikkatleri üstüne toplamak ne kadar akıllı bir davranış?.. Abramoviç'in yanıtı: ‘‘Hayat kısa, para çok. O zaman, kazandıklarımızı da iyi harcamalıyız!..’’ Bu da, onun felsefesi.

Asıl kıyamet 13 Eylül 2003 günü kopacağa benziyor. O gün, Chelsea ile Tottenham Hotspur Londra'da karşılaşıyor. ‘‘Her maçı izleyeceğim’’ diyen Abramoviç'e karşı, Chelsea'li fanatikler, o gün bu alışverişi protesto etmek için, şimdiden hazırlanıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma Yahudi düşmanlığı, Nazi sloganlarıyla.

Şu Rus'un şimdi futbolcuları var!.. Al sana globalleşme!..
Yazarın Tüm Yazıları