Borsa endeksi beklentileri yansıtır

AMERİKA Birleşik Devletleri’nde ekonomik birimlerin büyük bir bölümü New York Hisse Senedi Borsası’nın (New York Stock Exchange) performansıyla ilgilenir. Neredeyse herkesin gözü borsa endeksindedir (Dow Jones endeksi).

Daha da ileri gidilip Amerikan Başkanı’nın iktisadi kararlarını borsa endeksinin şekillendirdiği dahi söylenir. Endeks yükseliyorsa, Başkan’ın politikaları onaylanıyor demektir. Endeks düştüğünde Başkan’ın ayağını denk alması gerektiği söylenir.

HÁLÁ KÜÇÜK

İstanbul Hisse Senedi Borsası
(İMKB) göreli olarak yeni kurulmuş bir kurumdur. Tarihi eskidir, ama kendisi yenidir. Dünya’daki Büyük İktisadi Buhran’a denk gelen bir dönemde İstanbul Borsası kapatılmış, ancak 1980’lerde yeniden açılmıştır.

Uzun zaman, İMKB’nin de New York Borsası gibi olduğu sanıldı. Borsa endeksi artsın diye her türlü komiklik ortaya kondu. Hatta, küçük yatırımcının çıkarlarının korunması gereken yerlerde konuya tek gözle bakılıp ‘yeter ki Borsa gelişsin’ mantığı ile saçmalıklar yapıldı. Bazen, bu saçmalıklar yapılmaya devam da ediliyor.

Bu ülke, borsa endeksi artsın diye ekonomideki faizlerin inmesinin gerektiğini iddia edip para politikasını borsa endeksine endekslemeye çalışan bir başbakan dahi gördü. Ama, ne yapılırsa yapılsın, bir piyasa kendi dinamikleri içinde oluşuyor ve gelişiyor. Bizim İMKB’nin gelişmesi de böyle oldu. En azından, şimdi, borsa endeksinin artacağını söylemeyip İMKB’nin yatırımcılar ve hissesi el değiştiren firmalar açısından sağladığı imkanları öne çıkaran İMK Başkanları’mız olmaya başladı.

IMKB, ekonominin toplam boyutu ile karşılaştırıldığında, göreli olarak hala küçük bir borsadır. Gelişmekte olan ülkeler içinde hacim açısından ön sıralarda gelse de, İMKB’de işlem gören şirketlerin piyasa değeri milli gelirimizin yarısından azdır. Halka açık şirketlerin ancak yüzde 15-20’si piyasada işlem görmektedir. Ama, İMKB gelişmektedir. Her şeyden önce, İMKB endeksinin verdiği mesajlar orta dönemde daha anlamlı olmaya başlamıştır. Belli bir zaman aralığında, ileriye dönük beklentileri daha iyi yansıtmaya başlamıştır.

Bizim gibi ülkelerde ileriye dönük iktisadi beklentileri faizler ve kurlar yansıtırlar. Faizler gördükleri işlev gereği gelecek konusundaki beklentileri içeren bir fiyattır. Dolayısıyla, olumlu beklentiler faizleri düşürürken, olumsuz beklentiler faizleri artırırlar.

Yüksek enflasyon altında mali servetlerinin reel değerini korumaya çalışan ekonomik aktörler olumlu beklentilerle dövizden yerli paraya geçerken, olumsuz beklentiler yatırımcıları yerli paradan dövize yöneltir. Dolayısıyla, beklentilerin döviz kurları üzerinde çok önemli etkisi vardır.

Şimdi, faiz ve kurun içerdiği beklentileri borsa endeksi de içermeye başlamış görünmektedir. Önceleri daha çok spekülatörlerin öncülüğünde giden İMKB’de, yabancı yatırımcı ağırlığı arttıkça, endeks de göstermesi gerekeni göstermeye başladığı yönünde işaretler veriyor.

Piyasada alım-satımı yapılan hisse senetlerinin yarısından fazlası yabancı yatırımcıların elinde görünmektedir. Yabancıların günlük işlem hacmi içindeki payı küçük olsa da (ortalama yüzde 12-14), endekse yön veren hareketlerin genellikle yabancı yatırımcılardan kaynaklandığını düşünmek çok abartılı olmayacaktır. Çünkü, endeksin hareketinden en fazla etkilenecek grup yabancı yatırımcılardır.

Hisse senedi piyasası geliştikçe İMKB endeksi de ileriye dönük beklentileri yansıtan daha iyi bir gösterge niteliğine kavuşacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları