Bitti demek keşke yetse...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Sayın Bülent Ecevit'in Başbakan sıfatıyla yaptığı açıklamaların en çarpıcı olanlarını Hürriyet'in Ankara Temsilcisi arkadaşımız Sedat Ergin'e verdiği mülakatta okuyacaksınız.

Ecevit'in dikkat çektiği noktalardan biri bize kalırsa hayli ilginç ve önemli:

Ecevit, Ergin'e sadece, ‘‘28 Şubat süreci denen sürecin defteri de bence çoktan kapandı’’ demiş, ama onunla kalmamış, düşüncelerini herkesi rahatlatacak bir şekilde açıklamış. Örneğin sözlerini, bir meydan okuma, bir ‘‘tam tersine gelişmelerin yaşanacağı bir döneme girdik’’ mesajını verme havasıyla söylememiş, 28 Şubat sürecinin niçin ‘‘kapanmış’’ sayılması gerektiğini şöyle açıklamış:

‘‘Türk toplumunun çok büyük kesiminde laik cumhuriyete büyük bir bağlılık var. Bu bağlılık, Silahlı Kuvvetler'de de, sivil kesimde de var. Askerler, bu konudaki kaygılarını, düşüncelerini açıklarken Anayasa sınırları dışına kesinlikle çıkmadılar. Silahlı Kuvvetler'in başında bulunanlar bu konuda çok duyarlı davranıyor. Silahlı Kuvvetler Türkiye'nin en istikrarlı kurumu sayılır. Ordunun, sivil otoritenin yetkisine müdahale ettiği gibi bir sıkıntımız olmadı.’’

Görüldüğü gibi burada olgun ve diline egemen bir politikacının, askerleri ‘‘karşıya’’ değil, ‘‘yanına’’ almaya itina eden üslubu var.

Ama unutmayalım:

28 Şubat süreci durup dururken başlamış değildi. Refah Partisi'nin hükümete girmesinden bir süre sonra, laik cumhuriyetin tehdit altında olduğu açık bir şekilde ortaya çıkınca, Milli Güvenlik Kurulu üyesi komutanlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sesini duyurmak, tavır koymak ve laik cumhuriyetin yıkılmasına izin verilmeyeceğini kesin bir dille ifade etmek zorunda kalmışlardı.

Evet her şey ‘‘Anayasal kurumlar ve kurallar içinde’’ yaşanmıştı ama, o tarihten bugüne kadar Türkiye'de olup bitende Silahlı Kuvvetler'in etkisinin bulunmadığını söylemek de olanaksızdı.

İşte şimdi bu dönemin ‘‘bittiğini’’ söylemek, sivil demokrasiye içtenlikle bağlı Bülent Ecevit'in kimliğine çok uygundur. Üstelik sevindiricidir. Ama sadece bu beyan yeterli değildir. Çünkü Türkiye'de yeni bir 28 Şubat süreci başlatacak tutum ve politikalardan vazgeçilmedikçe, o sürecin kapandığını söylemenin önemi yoktur. Dahası, onu söylemek aldatıcı olacağı için rejim yönünden daha da tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

O nedenle Ecevit, 28 Şubat sürecini gerçekten sona erdirebilmek için, bize kalırsa başta Fazilet Partisi olmak üzere tüm önde gelen siyasi partileri, Anayasa'nın 24'üncü maddesinin ‘‘siyasi veya şahsi çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla din ve din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar etmeyeceklerini ve kötüye kullanmayacaklarını’’ ifade eden hükmünü içtenlikle benimsediklerini ve korumaya kararlı olduklarını topluca açıklamaya ikna etse, daha iyi ve inandırıcı olur.



Yazarın Tüm Yazıları