SON dört yıldır dünyada öyle bir rüzgár esiyor ki, hiçbir şey yapmadan oturan ülkeler bile büyüyor, bu rüzgárdan bir şey kapıyor.
Çok şanslı bir dönem yaşandı. Ancak, artık dünya ekonomisi ülkelerin büyümesini kaldıramayacak durumda... Rüzgárlar ters esmeye başladı.
"Ulusal gelirimiz yükseliyor, işler iyi gidiyor" diye sevindik ama bizim durumumuzdaki diğer ülkelerin işleri bizden daha iyi gitti, ulusal gelirleri bizden daha fazla büyüdü.
Beş yıl önce Türkiye’de 6 tane dolar milyarderi varken bu rakam şimdi 36’ya yükseldi.
36 dolar milyarderi Japonya’da bile yok!
Peki bu gelişme, ülkemizin refahını mı gösteriyor?
Zenginlerimizin böyle çoğalmasına paralel olarak insanlarımızın refah düzeyi de neden aynıoranda artmadı? Neden nüfusumuzun yarısı yoksulluk sınırında yaşamaya devam ediyor? İnsanlarımız neden fukaralıktan kurtulamadı?
Birtakım insanlar köşeyi döndü elbette... İyi güzel de işsizlikten ağlayanlara ne demeli?
Şimdi 36 dolar milyarderimizle gurur duymalıyız... Onların paralarını herkese böldüğümüz vakit kişi başına milli gelirimiz 5 bin 477 dolara yükseliyor. Yaşasın dolar milyarderlerimiz. Cebimiz boş, halkımızın bir kısmı aç ama olsun... Dolar milyarderleri liginde Japonya’yı geçtik hiç değilse! Halkımız sürünsün ama namımız yürüsün!
* * *
"Bir hayalim var benim... Gün gelecek, Mississippi eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların ateşiyle bunalmış olan o eyalet bile bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek...
Bir hayalim var benim... Gün gelecek, dört büyük çocuğum, derilerinin rengine göre değil, karakterlerinin yapısına göre değerlendirilecekleri ülkede yaşayacaklar..."
Bu tarihi konuşmayı 1963 yılında Amerikalı ünlü zenci lider Martin Luther King yapmıştı.