’Ben 3 ihtilal geçirdim!’

ÖYLE horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanır!Günümüzde öyle insanlar var ki, Türkiye’nin "Ergenekon Davası" ile düzlüğe çıkacağını sanıyor!

Bugün sokaktaki herhangi bir vatandaşa "Ergenekoncu nedir?" diye sorsanız "Darbecidir" diye cevap verir. Peki, gerçekten öyle mi?

Buna elbette ki yüce yargı karar verecek. Fakat konu öyle dallanıp budaklandı ki, herkes her yerde bu konuyu tartışır hale geldi.

Peşin hükümlü AKP yanlısı basın, sanıkları çoktan mahkûm etti bile!

2455 sayfalık iddianamede, bilindiği gibi, suçlamalar özetle şöyle:

Silahlı terör örgütüne üye olmak, yardım etmek.

Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmak.

Halkı hükümete karşı isyana tahrik ve teşvik etmek.

Patlayıcı madde bulundurmak, atmak veya bu suçlara azmettirmek.

Askeri itaatsizliğe teşvik... Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik,
vs.

* * *

Uzun yıllar birçok hükümette "bakan" olarak görev alan Türk siyasetinin İsmet Abi’si (İsmet Sezgin) olumsuz bir tablo çizerek "Türkiye’de halkla, orduyla, derneklerle, üniversitelerle kavgalı, kadroculuğun bu kadar egemen olduğu bir dönem görmedim. Bunun adı ’Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyametedir" dedikten sonra, Ergenekon konusunda da görüşünü şöyle belirtti:

"Ergenekon Efsanesi’nde demir dövüyorlardı, bu Ergenekon’da ise havanda su dövüyorlar! Ben bunca yıldır, dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir dava görmedim.

Binlerce sayfayı aşan dedikodu ve iddiaları, kişisel, özel telefon görüşmelerini de yansıtan, konuyla ilgili ilgisiz pek çok ayrıntıyı içeren, zaman zaman ciddiyetten yoksun beyan, tutum ve davranışları konu eden, ne ile suçlandığından habersiz insanları bir yıldan fazla tutuklu kılan bir başka dava Türk adliye tarihinde var mıdır, doğrusu bilemiyorum. (İhtilal dönemleri hariç.)

Bu dava insanda ’Madem öyle, işte böyle!’ izlenimi uyandırıyor.

İddianamede adı geçen kişilerin pek çoğunu tanıyorum. Bazıları ile beraber çalıştık.

Tutuklanan iki sayın emekli orgeneral, devlete uzun yıllar onurla hizmet etmiş, ülkeye karşı her türlü saldırıyı ve terörü önlemede büyük gayretler sarf etmiş, başarılar kazanmış komutanlardır.

İçlerinde Sayın Kemal Alemdaroğlu gibi bilim adamları, Sayın İlhan Selçuk gibi seçkin ve saygın gazeteciler, Sayın Sinan Aygün gibi başarılı işadamlarından başka, Türkiye’nin sorunlarını kendilerine dert edinen işadamları da var.

Bunlar mı ihtilal yapacak?

Ben 3 ihtilal geçirdim, iki de ihtilal girişimi. Darbelerin nasıl gerçekleşeceğini çok iyi bilirim.

Böyle darbe, böyle ihtilal olmaz!

Türkiye’nin köy kahveleri dahil bütün kıraathanelerinde her gün hükümetler devrilir, hükümetler kurulur. İnsanlarımız, kendi ölçülerine göre eleştirir, hatta kendileri bir an bu görevde olsalar, bir günde memleketi kurtaracaklarını söylerler.

Mazur görün ama Ergenekon’daki birçok iddiayı ben buna benzetiyorum. Kısacası bu dava boşuna zaman kaybından, bazı suçsuz kişilere ıstırap vermekten başka bir şey getirmez.

Bakalım dava safhasında neler görüp duyacağız? İddiada bulunanlar, iddialarını nasıl kanıtlayacaklar ve sanıklar kendilerini nasıl savunacaklar?

Havanda su mu dövülüyor ya da dağ fare mi doğurdu, zamanla göreceğiz!"
Yazarın Tüm Yazıları