Belene'den iktidara

BEŞ yıl önce ziyaret ettiğim Kırcaali dağ köylerindeki terkedilmişlik, toprağına küsen bir halkın geride bıraktığı bir mektup gibiydi.

1985'de, bir sabah kalktıklarında yeni kimliklerini almak üzere en yakın resmî makama başvurmaya çağırılan bir milyon Türk'ün, Bulgarlaştırılmayı kabul etmedikleri için katlandıkları uzun maceranın öykülerini anlatan bir mektup.

Ama artık, o toprakların sahipleri için geri dönme süreci başladı.

1990 yılında tarihinin ilk serbest seçimlerini yapan Komşu, 10 yıl içinde Bulgarlarla Türklerin iktidarı paylaştıkları bir hükümete de sahip oldu.

Belene esir kamplarından Türklerin iktidar ortaklığına uzanan 15 yıl içinde Bulgaristan köklü bir dönüşüm gerçekleştirdi.

Yanı başımızdaki bu gelişmeden çıkartılacak çok ders var.

* * *

SİYASETÇİLER, toplumdaki değişim isteğini kavrayıp liderlik yapma kararlılığını gösterirse, değişim sanıldığından çok daha hızlı gerçekleşebilir. Bulgaristan örneği bunun kanıtı.

Bulgaristan siyasetinin Avrupa Birliği hedefine kilitlenmesi, geçtiğimiz on yıl içinde derin ekonomik krizler içinde bunalan, mafyanın elinden kurtulmakta zorlanan, insanları çöp tenekelerinden yiyecek arar hale gelen bu ülkenin yaralarını hızla sarmasına yol açtı.

En önemlisi ise toplumsal uzlaşma ortamının sağlanmasıydı.

Bunda Türklere karşı ayrımcılığın, azınlık haklarının Türklerden esirgenmesinin toplumsal huzuru sonsuza kadar olumsuz etkileyeceğinin kavranması kadar Türklerin de büyük katkısı oldu.

Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Başkanı Ahmet Doğan, 1990 yılından bu yana, haklarını ararken her fırsatta Türk kökenli ama Bulgaristan vatandaşları olduklarını vurguladı.

Bulgaristan Türkleri bölücülüğe prim vermediler. Arnavut azınlığın bugün, Balkanları kana bulayan dar kafalı milliyetçiliğine düşmediler.

* * *

TODOR Jivkov Yönetimi'nin, Türkleri Bulgarlaştırma kararı, Balkanlar'da yarım kalmış Türk soykırımını derinleştirme amacını taşıyordu. Türkçe konuşmak isteyen, çocuklarına Türkçe öğretmek ve Türk kimliklerini özgürce yaşamak isteyen insanları asimile etmek ya da onlardan kurtulmak için her türlü baskı uygulandı Bulgaristan'da.

Bugün Türkiye'de bazı çevreler, Kürt ve Kürtçe denince nasıl güvensizlik ve şüphe nöbetlerine tutuluyorlarsa o sıralarda Bulgaristan'da Türk ve Türkçe sözcükleri de aynı etkiyi yaratıyordu bazı çevrelerde.

Nereden nereye... Hem de 15 yıl gibi uzun sayılmayacak bir zaman içinde.

17 Haziran seçimlerinden sonra parlamentoya 21 milletvekili sokan Türkler bugün iktidar ortağı. Hak ve Özgürlükler Hareketi iki bakanlığa sahip. Tarım Bakanlığı ile Doğal Afetler ve Endüstri Kazaları Bakanlığı. Savunma, Maliye, Ekonomi, Bölgesel Geliştirme, Çevre ve İskan gibi beş önemli bakanlığın yardımcılığı da Türklere verildi.

Ama en önemlisi, Sofya Valiliği. Başkentin valisi bir Türk olacak.

* * *

BELENE esir kamplarından iktidara uzanan süreç, bölücülük ve ayrımcılık ile toplumsal uzlaşma arasındaki farkı çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

İlki insanları mahva sürüklüyor, ikincisi gelişme yoluna taşıyor.

15 yıl önce kimsesizliğe terk edilen ata evleri canlanıyor.

Türkiye'den Bulgaristan'a geri dönüş başlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları