Baykal çok doğru yapıyor

CHP lideri, AKP’nin yoluna mayın döşemeyeceğini gerçekten gösterdi. Erdoğan’ın durumunun düzeltilmesi gerekmektedir ve bu önerinin muhalefetten gelmesi çok önemlidir.

Deniz Baykal, son derece akıllı, son derece yapıcıı ve uzlaşıcı bir muhalefet yapacağını somut biçimde gösterdi.

Tayyip Erdoğan’ın siyasi konumunun düzeltilmesi, yani Başbakan olabilmesi için gereken anayasal değişikliklerin yapılmasını önerdi.

Doğrudur, Tayyip Erdoğan’ın durumu gariptir. Yasalar ile yüzde 34’lük oy’un getirdiği bir gerçek arasında sıkışmıştır. Yerini bir emanetçiye bırakacak ve iktidar partisi açısından anormal bir durum doğacaktır.

Tokmak Tayyip Erdoğan’ın elinde olacak, davul Başbakanlığa atadığı kişinin boynuna asılacaktır. Herkes Erdoğan’a bakacak, onunla konuşmak, onun görüşünü almak isteyecektir.

Yabancı ziyaretçiler, Meclis dışındaki AKP liderini de mutlaka ziyaret edeceklerdir.

Son derece garip bir durum ortaya çıkacaktır.

Dolayısıyla, bu garipliği gidermek ve Erdoğan’ın konumunu normalleştirmek şarttır.

Ancak, gelin görün ki AKP daha ilk gününden böyle bir anayasa değişikliği istese kıyametler kopardı. AKP’nin gizli dinciliğinden tutun da, kötü niyetlerinin ortaya çıktığına kadar bir dizi suçlama altında kalacaktı.

İşte bu açıdan bakıldığı taktirde, Deniz Baykal’ın jesti çok önem kazanıyor. Önerinin, muhalefetten kaynaklanması Erdoğan’ı büyük oranda rahatlatacaktır.

CHP lideri, iktidarın yoluna mayın döşeyen, her gördüğü yerde vuran bir muhalefet yapmayacağını ispat etti.

Bravo doğrusu...

Bu değişiklik yapılabilir mi, CHP’nin istediği diğer anayasal değişiklikler de eklenebilir mi, Erdoğan Başbakan olabilir mi, sorularını bir yana bırakıyorum. CHP’nin, durumu şu noktaya kadar getirmesi dahi, önümüzdeki dönemin farklı geçeceğini gösteriyor.

* * *
CACIK, İKİ ALTIN MADALYA ALDI

Uluslararası gıda yarışması SIAL d'OR Türk cacığını iki altın madalya ile ödüllendirdi.

Dünyanın en büyük fuarlarından biri olan SIAL, 1986 yılından bu yana ürünlerin ve markaların yenilikçi özelliklerini ve kendi ulusal pazarlarındaki ticari başarılarınıödüllendirmek için SIAL d'OR (Altın SIAL) yarışmasını düzenliyor.

Türkiye bu yıl bu yarışmaya ilk kez katıldı. "Sütaş Kolaycacık" SIAL d'OR'un Türkiye'deki elemelerinde Besler'in "Cimcik Yoğurt"unu aşarak yarışmaya katılmaya hak kazanmıştı.

SIAL d'OR ‘da değerlendirme yarışmaya katılan firmaların, ülkelerinde gıda sektöründe yayın yapan basın kuruluşları ile ekonomi basınından seçilen gazetecilerin oluşturduğu bir jüri tarafından yapılıyor. SÜTAŞ 25 ülke arasından iki altın madalya kazandı. Türk cacığı ile SÜTAŞ Türkiye dışında da ürünlerinin kalitesini tescil ettirmiş oldu.

BOYNER’LERİN 50. ALTIN YILI

Boyner ailesinin Amiral gemisi sayılan Altınyıldız’ın 50 inci yıldönümü geçen hafta Aya İrini’de kutlandı.

Boyner’lere layık bir kutlamaydı.

Aya İrini’nin bu kadar iyi kullanıldığını görmedim.

Önce kokteyl, sonra edfile, ardından kiliseye giden yola serilmiş kırmızı halılar üzerinden geçilip konsere gidiş.

İstanbul çok sesli gençlik korosu nefisti. Hele Itri’nin Salati Ümmiye’sini kilise atmosferi içinde okumalarını hiç unutmayacağım. Kudsi Erguner ile Fatih Atakoğlu ve Sertap Erener üçlüsü harika bir konser verdiler.

Kutlama hem Altınyıldız hem de Boyner’leri çok iyi yansıttı: Doğu-Batı karışımı, kibar, düzeyli, kaliteli ve parlak.

Osman Boyner alkışları aldı. Oğlu Cem’i öperken ne kadar mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu.

KIRCA TV’Yİ DESTEKLİYORUM

DIGITÜRK 123. Kanal’da Oya-Levent Kırca TV başladı. Bu ikilinin yaptığı herşeyi zaten çok beğenirim. Kanallarını sevdim. Daha başlangıcındayız, ilerde daha güzelleşecek.

Aslında çok akıllıca bir girişim. Zira insanlar abuk sobuk diziler, bitmeyen siyasi tartışmalarla programlar arasında tercih yelpazelerinin genişlemesini istiyorlar. Özledikleri de “Olacak o kadar” esprisinde bir kanal . yani hem güldürecek, hem düşündürecek, hem de ince mizah ile eleştirecek. Bunu da ancak Oya-Levent ikilisi yapabilirler.

Rahatlarını bozdular ve para kazanılması son derece güç bir işe girdiler.

Can Ataklı gibi bir isme haberleri bırakmakta son derece akıllı bir yaklaşım.

Can’ın habere bakışı herkesten farklıdır. Bu açıdan haberide farklı bir şekilde alacağız.

Kırca’lar hoş geldi.

Yıllarca onlar bize destek verdi. Kanallarımızı yaşattı, senlendirdi. Şimdi destek verme sırası bizde.

Oya- Levent aramıza hoş geldiniz.

TERİM’E YENİ KREDİ AÇILMALI

Galatasaray klübünün aylık dergisini ilk defa gördüm. İlk defa elime aldığımda, kuru bir propaganda dergisi ile karşılaşacağımı sandım. İçine baktıkça, hayret ettim.

İçeriği son derece renkli, dolu dolu ve en önemlisi bu işin profesyonelleri tarafından yapıldığı besbelli.

Bir Galatasaray’lının merak edeceği herşey var. Hele Fatih Terim’in makalesi son derece önemliydi. Terim özetle, “Bana güvenin, süre tanıyın. Göreceksiniz, sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım” diyor. Kabul, 6-0 felaketine rağmen ona güvenimizi sürdürmeliyiz. İstifa etmek kolay kurtuluştur. Terim’in de böyle birşey istemediğinden eminim. Bundan böyle bizim yüzümüzü güldürmek zorundadır. Dolayısıyla zaman kredisini gelin genişletelim. Ancak bu kredinin kısa vadeli (zira sabırsızız) ve yüksek faizli (zira çok şey istiyoruz) olduğunu da Fatih Terim gözden kaçırmamalı.

Futbol’un ve seyircinin ne kadar nankör olduğunu en iyi Terim bilir.

Anlayacağınız Galatasaray dergisi için Özhan Canaydın, Mehmet Şenol ve tüm ekibini kutlamamız gerekir. Darısı Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın başına. Onlar da kalitelerini arttırmalı.

Galatasaray dergisiyle ilgilenenler (telefon: 0212 292 19 05 , Faks: 0212 245 19 05, internet: www.galatasaray.org (dergi abone) abone olabilirler.

ÖZHAN CANAYDIN DOĞRUYU YAPTI

Eklemeden edemeyeceğim. Bazı internet sitelerinde ve gazetelerde Özhan Canaydın’ın Fenerbahçe’nin gollerini alkışlamasının taraftarlarca eleştirildiği söyleniyor.

Bundan daha geri bir yaklaşım olamaz. Bir klübün başkanı acısını bağrına basıyor. Buna rağmen konuk olduğu diğer klübün başkanının yanında kibar bir şekilde adamların attıkları golleri alkışlıyor.

Beyler, asıl Galatasaray’lılık budur. Galatasaraylılık, Fenerbahçe stadına gidip, sağa sola çatal-bıçakla saldırmak, sandalyeleri yakıp, tuvaletleri parçalamak değildir. Özhan Canaydın doğrusunu yapmıştı. Bütün kalbimle destekliyorum.

(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.tr) yayınlanmaktadır. )
Yazarın Tüm Yazıları