Basın özgürlüğü sarsan, rahatsız eden haberler için vardır

OCAK, Şubat, Mart aylarında sanık sandalyesine oturtulan gazeteci sayısı 69.

Haberin Devamı

Yine bu yılın ilk üç ayında 19’u gazeteci 48 kişi hakkında yazdıkları ve çizdikleri karikatürler nedeniyle 147 yıl 8 ay hapis cezası istemiyle dava açılmış.  
13’ü gazeteci 15 kişi, 1 karikatürist ve 3 medya kuruluşu kişilik haklarını ihlal nedeniyle 1 milyon 278 bin lira tazminat cezası ödemeye mahkum edilmişler.
Daha önce başlayan davalar nedeniyle Türkiye cezaevlerinde, tutuklu bulunan gazeteci sayısı 39.
Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde gazeteci, yazar ve çizerler için açılan dava sayısında geçen yıla göre 6.5 kat artış olmuş.
Bu yılın ilk üç ayında Kürt meselesiyle ilgili haberleri nedeniyle Azadiya Welat Gazetesi 2.5 ay kapatma cezasına çarptırılırken, Birgün’den Hakan Tahmaz, Günlük’ten Veysi Sarısözen, Radikal’den Rıfat Başaran ve Milliyet’ten Namık Durukan haklarında hapis istemiyle davalar açıldı.
Aydınlık dergisi yayın yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal istihbarat şefi Ufuk Akaya, Başbakan Erdoğan’ın telefon konuşmalarına dair kayıtları yayınladıkları gerekçesiyle 9 Kasım 2009’dan beri Silivri Cezaevinde.
Ergenekon davasıyla ilgili belgeleri, telefon konuşmalarını yayınladıkları için çok sayıda gazeteci hakkında hapis istemi ile davalar açıldı. 

Haberin Devamı

BUGÜN Dünya Basın Özgürlüğü günü. İşte biz, 3 Mayıs 2003’ü böyle bir ortamda kutluyoruz.
Bilgileri, Bağımsız İletişim Ağı BİA Medya Gözlem Grubu’nun dün açıkladığı 600 sayfalık raporundan aldım.
Bugün medyaya “düzen” vermeye kararlı zihniyet, basın özgürlüğü filan dinlemeden “ölçüsüz” cezalar kesmekle meşgul.
Hapis cezaları ve ölçüsüz para cezalarının “caydırıcı” yani “susturucu” amacı bugün demokratikleşme mücadelemize ağır darbeler vuruyor. 
Ne yazık ki, kendilerini bu ortamda özgür hissedebilen bir kısım meslektaş, bu gelişmeleri görmezden gelebiliyor, hatta alkış bile tutabiliyor.
  
İFADE ve basın özgürlüğü, İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, “demokratik toplumun vaz geçilmez esasıdır.”
Toplumun gelişimi ve her bireyin kendisini gerçekleştirmesinin temel koşuludur. Ama bu özürlük sadece “onaylanan, zararsız kabul edilen bilgi ya da düşünceler “için geçerli değildir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, ifade ve basın özgürlüğü “hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici” olan haber ve düşünceler için de geçerlidir.
Rahatsız edici, sarsıcı fikir ve haberler çoğulculuk ve hoşgörünün gereği, demokratik toplumun olmazsa olmazıdır.
   
HAPİS cezaları ise ifade ve basın özgürlüğüne taban tabana zıt bir uygulamadır. Hapis cezası kaldırılmalıdır. İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında, taraf devletlerin gazetecilere karşı cezai müeyyide yoluna baş vurmamalarını söylüyor. Mahkeme içtihatlarına göre, cezai mahkumiyet basını, toplumu ilgilendiren genel ve güncel konularda yapılan tartışmalara katılmaktan caydırıyor.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin de aynı yönde bir kararı var. 2003 yılındaki tavsiye kararında, çoğulcu bir toplumda gazetecilerin meslekleri nedeniyle hapis cezalarına çarptırılmalarının kabul edilemez olduğunu belirterek, taraf devletleri cezaevlerinde bulunan gazetecileri serbest bırakmaya çağırıyor.
Gazetecilere hapis cezaları ile gözdağı veren bir ülkede Dünya Basın özgürlüğü günü nasıl kutlanırsa biz de öyle, buruk kutluyoruz
bu günü.

Yazarın Tüm Yazıları