Başarılıyız çünkü zeki değiliz

James Watson ve Francis Crick adlı iki bilim adamı1953 yılında Cambridge’in sıradan bir barında dünyanın kaderini değiştirecek bir başarıya imza attı.

Haberin Devamı

DNA’nın ikili sarmal yapısını keşfetmişlerdi. Bu buluş onlara daha sonra Nobel ödüllünü kazandıracaktı.

 

Nobel ödülünden sonra birçok gazeteci onlara başarılarının sırrını sordu.

 

Yanıtları oldukça ilginçti:

 

“DNA’nın yapısını biz bulduk, çünkü bu alanda çalışan en zeki kişiler bizler değildik.”

 

“Nasıl yani?”

 

FARKLI GÖRÜŞLERİ DİNLEDİK

 

Watson devam etti:

 

Haberin Devamı

“Bu alanda çalışan son derece saygın ve parlak bilim adamları vardı, ama zekâları ve otoriteleri onların farklı görüş ve geri bildirim almalarını engelledi. Kendi düşüncelerinde sabit kaldılar.”

 

Francis ekledi:

 

“Halbuki biz farklı fikirleri dinledik. Herkesten bir şeyler öğrendik. En iyi olmak veya güçlü olmak derdimiz değildi.’

 

Bu sözler sarf eden Nobel ödüllü kişiler. Başarılarını otoriter olmamalarına bağlıyorlar.

 

TÜRKİYE’DEKİ LİDERLER

 

Bütün bunları neden yazıyorum?

 

Otoritenin tehlikeli yanlarını göstermek için.

 

TÜSİAD’ın Görüş dergisinin kapağını hatırlıyorsunuz.

 

Kapak, milletvekillerini üç parti başkanın kopyası olarak gösteriyor.

 

Bu durum bence otorite kullanımının en son boyutudur.

 

KARAR VERME KAPASİTESİ

 

Haberin Devamı

Araştırmacılar otoritenin baskın olduğu kurumlarda problem ve karar çözme kapasitesinin son derece düşük olduğunu çok açık şekilde gösteriyor.

 

Hastane ortamında yapılan bir deneyde yanlış olduğunu bilmelerine rağmen hemşirelerin % 95’i doktorların talimatlarını yerine getirdiği görülmüş.

 

Uçak kazaları incelendiğinde, özellikle doğu ülkelerindeki kazalar, yardımcı pilotların hataları görmelerine rağmen, kaptanın kararlarına karşı çıkmadıkları görülmüş.

 

YENİ NESİL PROBLEMLER

 

Peki, neden otorite çok tehlikeli?

 

Çünkü artık yeni çağda problemlerin yapıları değişti.

 

Araştırmacılar problemleri ikiye ayırıyor: mekanik problemler ve sezgisel problemler.

Haberin Devamı

 

Sezgisel problemler farklı bakış açıları gerektiriyor.

 

Bir araştırmada deneklere mekanik problemleri çözerken probleminin çözümüne ne kadar yakın oldukları soruluyor. Sonuçlar incelendiğinde, deneklerin çözüme adım adım yaklaştığı keşfediliyor.

 

Ama sezgisel problemlerde çözüme yaklaşma adım adım olmuyor. Bir anda oluyor. O ‘bir an’ da birey farklı bakış açılarına maruz kalınca doğuyor.

 

Çağımızın problemleri çoğunlukla yaratıcılık gerektiren sezgisel problemler.

 

Otoriteye bağlı yapılar farklı görüşleri ve geri bildirimi engellediği için, sosyal değişimi sağlamada ve yaratıcı problemleri çözmede yetersiz kalacaktır.

 

OTORİTE TALEBİ

 

İşin en tehlikeli tarafı ne biliyor musunuz?

Haberin Devamı

 

Bu tür otoriter yapılar bir kez oluşunca, liderler otoritelerini bıraksa bile, diğer kişiler onların otoriteyi bırakmasını istemeyecektir.

 

Bu da liderlerin ellerindeki otoriteye sıkı sıkı bağlanmalarına sebebiyet verecektir.

 

Bu durumda üç lider kendilerini geri çekse bile, milletvekilleri onların otoritelerini kullanmalarını talep edecektir.

 

Sonuç olarak gelişim ve yaratıcılık için otoriter yapıların mutlaka değişmesi gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları