Baraj istemezük

GEÇENLERDE bizim gazetede resimli bir haber gözüme takıldı. Haber metnine göre Tunceli’de, sayıları 20 bine yaklaşan bir kalabalık, çevre güzelliğini bozuyor diye yörelerine baraj yapılmaması için yürümüştü.

Haberin Devamı

Benim bildiğim Anadolu insanı “baraj istiyoruz” diye yürüyüş yapardı. Meğer o devir geçmiş. Zaten Hasankeyf’e baraj inşa etmekten vazgeçilmesi, Avrupa Birliği’ne katılmanın ön şartlarından biri haline gelmiş durumda. Bol yağışlı Karadeniz bölgesi ise bir süre önce “baraj inşa edilemez alan” ilan edildi. Anlaşılan barajları yağmur yağmayan, su akmayan yerlerde inşa etmek gibi entelektüel bir çözüm var kafalarda. İthal kömür yakacak termik santral kurmak için Türkiye sahillerinde yer bulmak neredeyse imkânsız. Çünkü termik santral kurulabilecek arazilere yakın beldelerde yaşayanlar bunları çevreyi kirletiyor diye istemiyor. Nükleer santral inşa etmekle, ülkeye atom bombası atmak arasında bir fark yoktur deniyor. Bunların yerine rüzgâr ve güneş santralleri öneriliyor. Rüzgâr enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek gerçekten çok güzeldir. Ne var ki, bu yöntemle Türkiye’nin veya bu konuda ileri gitmiş ülkelerin, mesela Almanya’nın enerji ihtiyacı karşılanamıyor. Arz güvenliği için, her rüzgâr santralı kadar, aynı takatte termik santral kuruluyor.

Ayrıca bunların yatırımı maliyeti çok yüksektir. Yine de yola devam...

* * *

Haberin Devamı

Bana, mali kaynakları kıt Türkiye’nin yatırım öncelikleri say veya ulusal ekonomiyi güçlendirmenin temel şartları nelerdir diye sorsanız “yol, su,
elektrik”
derim. Üretimin alt yapısı budur. İstanbul’u dünyanın finans merkezi yapmak, bir milyar dolara merkez bankasını İstanbul’a taşımak, bürokratlar İstanbul’da otursun diye bankalarının idare merkezlerini İstanbul’a getirmek gibi palavra işlere para harcayarak “güçlü ekonomi”
inşa edilemez. Bu kabil getirisi ölçülemeyen ve fizibilitesi belli olmayan fantezi projelerle, olsa, olsa iktidara eklemlenmiş “avantacı/komisyoncu/rant
avcısı”
tipler için verimli avlak alanlarını oluşturulur. “Doğrudan değil ama dolaylı faydası var, üstelik ülkemizin reklâmı oluyor” yersen gerekçeli
yağmalama projelerinden Formula1 kazığı millete girdikçe giriyor. Hatırlamakta fayda var.

* * *

Türkiye su bakımından “orta şanslı” ülkelerden biridir. Tatlı suyun son tahlilde tek bir kaynağı yağmurdur. Su yönetimi, yağan yağmuru önce biriktirmek, sonra ihtiyaç duyulan yörelere taşımaktır.

Haberin Devamı

Bu da baraj, sulama kanalı ve su borusu hatlarına yatırımla olur. Bazı barajlar ayrıca elektrik üretir. Bu da bir nimettir. Yol, su ve elektrik
olmadan milli gelir artmaz. Milli gelir artmazsa, millet fakirlikten kurtulamaz. Fakir insan, bırakın korumayı, yaşamak için çevresini
tahrip eder.

Son Söz: Irmak kıyısında yaşayan, ırmağın

Yazarın Tüm Yazıları