Aşk adına seni affediyorum

Telefon çalıyor, Nadejda parayı soruyor. Hakan Toker önce valsi çalıyor.

Sonra son sözünü söylüyor. "Üç yıldır beste yapmamış besteci olarak, bu duygular için sana teşekkür ederim. Aşk adına seni affediyorum."

Üç yıldır beste yok, çünkü üç yıldır aşk yok. Aşk olmayınca, beste de yok.

İlham uzun bir karayolunda Bloomington’dan Indianapolis’e giderken direksiyon başında yıldırım gibi geliyor.

Aşk ve ilham, şimşekler yağdırıyor. O şimşekler, araba kullanırken direksiyon başında yeni bir valsin notalarına dönüşüyor.

Geçen gün TRT 3’te bir müzik programını dinlerken, bir an irkiliyorum. Piyanist Hakan Toker (30) beş-altı ay önce yaşadığı bir aşkı anlatıyor. Söyleşinin ardından, kendi bestelediği bir valsi çalıyor.

Ertesi gün Hakan Toker’i arıyorum, uzun sohbetimizde yaşadığı çılgın bir aşk öyküsünü anlatıyor.

Aslında sadece anlattığı aşk öyküsü çılgın değil, kendisi de, bana kalırsa, sanatçı duyarlığında tam bir çılgın.

Toker Indianapolis Üniversitesi’nde müzik okuyor. ABD’de on yıl kalıyor. Son altı yıl çalışmakla geçiyor. Bu arada kanun çalan bir kıza aşık oluyor. O kız nedeniyle Salaam (Selam) adında, hem Doğu, hem Batı müziği yapan bir gruba katılıyor.

Üniversiteden mezuniyeti kutlamak üzere, kampusun sahnesinde aşık olduğu kızla birlikte konser veriyor.

Konser bir çılgınlık örneği. Brahms’ın Macar Dansı’nı çalarken, piyanoda Hakan Toker, kemanda uzun kızıl saçlarıyla onun aşık olduğu Amerikalı kız.

Sahne yavaş yavaş kararırken mum ışığında kız kemanın tellerine dokunurken, Toker de kıza dokunuyor ve onu sahnede soymaya başlıyor. Çırılçıplak kalıncaya kadar. Sonra piyanoya Toker geçiyor, bu kez kız sahnede onu soyuyor. Çırılçıplak kalıncaya kadar.

POLİS MÜDAHALESİ

O vaziyette Sultaniyegah Longa’yı çalmaya geçtiklerinde, ikisi de çıplaklığın yorumunda birleşiyor. Kalıplaşmış müzikten doğaçtan müziğe geçiş ile, kalıplaşmış resital kıyafetinden çıplaklığa geçiş arasında benzerlik var. Aynı zamanda, müzik nasıl sergileniyorsa, insan vücudu da sergilenebilir inancıyla, ifade özgürlüğü adına.

Gösteri kampüs polisinin müdahalesiyle son buluyor.

İçi kıpır kıpır. Beste yapmak istiyor. Yani, aşk arıyor. Aşk yoksa, beste yok.

Aşk için interneti deniyor. Bir siteye üye oluyor. Daha ilk adımda adının Nadejda olduğunu söyleyen bir Rus kızıyla tanışıyor. Kızın İngilizcesi yetersiz, ama yazdıkları insanı kalbinden vuran, bulutlara tepeden baktıran türde. O sözlere, çok güzel bir fotoğraf ekleniyor. Hakan Toker Nadejda’ya anında vuruluyor.

Nadejda’nın ateşli satırları onun içine bir volkan gibi düşüyor. O birkaç kez duraklıyor, ne var ki, Nadejda her duraklamada ekranı öyle aşk sahneleriyle dolduruyor ki, Toker Nadejda’ya sırılsıklam aşık.

Nadejda, artık dünyada başka bir kadın yok. Aşk, artık dünyada başka bir kavram yok.

Şimşek, bu yoğunluk içinde, direksiyon başında çakıyor. Duygular arabada akmaya başlıyor. Notalar direksiyon başında gürül gürül kağıda dökülüyor.

Arabada ortaya çıkan taslak üzerinde üç buçuk ay çalışıyor. Nadejda ismini sayıklaya sayıklaya, Nadejda Valsi’ni besteliyor.

Gönlünü dolduran nağmeler için, sesleri uzatabilen enstrüman gerek. Piyano sesleri uzatamıyor. Valsi, bu kez akerdeon için yazıyor. Valsi Nadejda’ya hakkıyla çalabilmek için, haftalarca akardeon çalışıyor. Valsin, aslında aşkın, daha da etkili olması amacıyla, parçayı piyano, violensel ve keman için düzenliyor. Parçada Nadejda motifi 204 kez geçiyor.

Üç buçuk ay, sürekli aşk mektupları ve karşılıklı fotoğraflar.

Artık birbirlerini görmeleri gerek. Hakan Toker ilk karşılaşmada bestelediği valsi çalarken ve vals yaparlarken, kulağına onun adını fısıldayacak. Odasının bütün duvarlarını süslediği Nadejda fotoğrafları altında, bestelediği parçayla Nadejda ile vals yapacak.

Nadejda, Rusya’dan artık ABD’ye gelmeye karar veriyor. Hayır, böyle bir aşkın benzeri yok, ömür boyu bunu yaşamak gerek.

Ama, Nadejda yoksul, uçak parası yok, vize ve uçak için bin 650 dolar yani 2 bin 400 YTL istiyor.

Toker şöyle bir irkiliyor. İçine bir kuşku düşüyor. Daha önce de, bazı ipuçları var, ama o içindeki ateşi söndürmek istemiyor. Mantığını kilitliyor.

ALDATMACANIN SONU

Hesabının dörtte üçünü tutan bin 650 doları göndermek üzere bankaya gittiğinde, yeri ve hesap numarasını gören banka memuru, aylardır süren aldatmacayı anında deşifre ediyor.

Karşıda Nadejda yok, bu yolla para sızdıran Rus mafyası var.

Telaşla eve dönüyor, internette araştırıyor, o Rus mafyası, listenin en tepesinde azılı bir çete. Beyninden vurulmuşa dönüyor. Duvarlardan fotoğrafları derhal söküyor.

Sabah telefon çalıyor. Arayan Nadejda, gelmek için parayı soruyor. Toker telefonda önce valsi çalıyor, senin için yazdım, diyor. Sıra son söze geliyor.

"Üç yıldır beste yapmamış besteci olarak, bu duygular için sana teşekkür ederim. Aşk adına seni affediyorum."

Karşıda telefon hıçkırıklarla kapanıyor.

Nadejda Valsi’nin adını Toker, Nadejda Rus Mafya Valsi olarak değiştiriyor. O beste ona ABD’de ödül getiriyor.
Yazarın Tüm Yazıları