’Allah’ın adaleti var’

ERGENEKON, içi boş bir soruşturma değil ama sapla saman birbirine karıştırılınca inandırıcılığı azalıyor.

Hele Tuncay Güney gibi her türlü suçu işledikten sonra Kanada’ya kaçan bir sapığın iddialarının ciddiye alınıp devletin radyo-televizyonu TRT’de yayınlanması tam bir yüz karası!

Evet, kazı yapılarak yeraltından çıkarılan silah ve bombalar endişe veriyor, fakat bunlarla emekli generallerin, profesörlerin, eski YÖK Başkanı’nın ve Bedrettin Dalan’ın ne ilgisi olabilir?

Her cinsten insanın bulunduğu "aşure gibi" bir gizli örgüt olamaz.

Soruşturmanın rejim mücadelesi gibi gösterilmesi yanlış!

Toprak altından çıkarılan silahların üzerine sonuna kadar gidilmeli. "Bunları kimler koydu, bağlantıları nedir?" Mutlaka bulunmalı ve kamuoyuna açıklanmalı. Ancak... Çok kişiye inandırıcı gelmeyen, sindirme ve baskı izlenimi yaratan gözaltıların, en ciddi iddiaları bile sulandırdığı bilinmeli.

* * *

Ergenekon örgütünün 1 numarası olarak tanıtılmak istenen sanık; Dalan!

Halen, eşi Ayseli Hanım’ın rahatsızlığı nedeniyle Amerika’da bulunan Dalan’ın, hakkındaki iddiaların yarattığı üzüntü ve stres nedeniyle kalp rahatsızlığı geçirdiği ve Miami Üniversitesi Hastanesi’ne yatırıldığı öğrenildi. Geçmiş olsun.

Ben onu İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan beri tanırım. Darbe marbe gibi yasadışı işlerle ilgisi olmayan yurtsever bir kişidir. Önemli işler yaptı, büyük başarılar kazandı.

Siyaseti bıraktıktan sonra, özel üniversiteler arasında saygın bir yeri olan Yeditepe Üniversitesi’ni ve modern Yeditepe Hastanesi’ni kurdu.

Eski yıllarda Dalan ile çeşitli söyleşiler yapmıştım. Özellikle "Sözde Ermeni Soykırımı" konusunda çok hassastı.

"Türklerin tarihinde soykırım suçu yoktur. Türklerin tarihinde savaş alanında mertçe savaşmak vardır" derdi.

Dalan, Hitler zamanında Almanların yalnız Yahudileri değil, iki buçuk milyon Çingene’yi de öldürdüğünü belirterek şunları eklerdi:

"Soykırımın yapıldığı iddia edilen dönemde Osmanlı ordusunu Alman Genelkurmayı yönetiyordu. Genelkurmay Başkanı Alman idi.

Alman Genelkurmayı’nın arşivi açılsın bakalım. En çok kavgası edilen o tehcir (zorunlu göç) emri nerede yazıldı? Bu araştırılsın, o zaman bazı gerçekler ortaya çıkacak!"

* * *

Avrupa Birliği’nin "aldatan bir ışık" olduğunu, bizim çok çalışarak kendimizi kurtarmamız gerektiğini savunan Dalan’ın tüm çabaları Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi yolundaydı.

Şimdi ona "Ergenekon suç örgütünün 1 numarası" diyorlar. Gel de inan!

Dalan’ın bildiğini, inandığını olduğu gibi söyleyen bir yapısı vardır. Belki de onun bu dobra dobra konuşmaları birtakım çevrelere rahatsızlık verdi.

Türkiye bir hukuk devletidir ve yargı gerekeni yapacaktır.

Suçlu olanlar elbette cezalandırılmalı, ama ya suçsuzlarsa? Onlara şimdiden "suçlu" damgası vurmak, telafisi mümkün olmayan zararlar yaratmaz mı?

Dalan, bir süre önce kendisiyle konuşan Hürriyet muhabiri Fatma Aksu’ya şöyle dedi:

"Bu bir komplodur. Ben siyaseti bıraktım ama siyaset beni bırakmadı. Hayali bir teşkilatın da başkanı yaptılar beni... Hukuk çiğnendiği zaman, önce çiğneyene zarar verir. Allah’ın adaleti var... Sonunda bu haksızlığı yapanlar altında kalır!"
Yazarın Tüm Yazıları