Spermin de oksijene ihtiyacı vardır

Yaşamımızın temel şartı soluduğumuz havada yeterli oksijenin bulunmasıdır. Her soluk aldığımızda, akciğerlerimizden geçen kandaki kırmızı kan hücreleri oksijenle dolar. Normalde kırmızı kan hücrelerinin yaklaşık %92-96’sının oksijenle dolu olması gerekir. Buna oksijen doygunluğu ya da satürasyonu diyoruz. Şayet bu oran %90’ın altına düşerse oksijen yetersizliğinden, diğer adıyla hipoksiden bahsederiz. Oksijen yetersizliği vücudumuzda her organda hasar yaratır. Belli bir seviyeye kadar bunu tolere edebiliriz ama daha ileri giderse yaşamı tehdit eder hale gelir. Oksijen yetersizliğinin bir başka önemli sonucu ise üreme kapasitesinde yol açtığı düşmedir. O halde, oksijen desteği hangi durumlarda azalır ve bundan korunmak için ne yapabiliriz?

Haberin Devamı

Damarlarımızda dolaşan kanda oksijen doygunluğunun düşmesi temelde 2 nedene dayanır; içinde bulunduğumuz ortam ve testislerle ilgili bazı hastalıklar. Deniz seviyesinden ne kadar yükseğe çıkarsak, atmosferin vücudumuza yaptığı basınç da o kadar düşer. Bunun anlamı, akciğerlerden geçen kırmızı kan hücrelerine yeterli oksijenin pompalanamamasıdır. Gerçekten de, 3 bin metreden sonra oksijen doygunluğunun %98’den %88’e düştüğü gösterilmiştir. 5 bin metrede 1 yıl yaşayan insanlarda sperm değerlerinde ciddi düşüş olduğu görülmekte. Hatta dağ sporu yapan bir grup erkekte 1 ay içerisinde sperm sayısının düştüğü, deniz seviyesine indikten sonra da sperm hareketinde bozulmanın başladığı bildirilmiştir. Yüksek seviyelerde oksijen yetersizliğine bağlı sperm tahlillerinde bozulma olacağı başka çalışmalarda da teyid edilmekte.

Haberin Devamı

OKSİJEN YETERSİZLİĞİ TESTİSLERİ HANGİ MEKANİZMALARLA BOZMAKTA?

Oksijen yetersizliği değişik yollarla sperm üretimini bozar. Bunların başında, spermlerin içinde yüzdüğü seminal plazmada serbest oksijen radikalleri olarak bilinen toksik metabolitlerin artmasıdır. Oksidatif stres dediğimiz bu durum bir yandan döllenme için gerekli sperm fonksiyonlarını bozarken diğer yandan da DNA hasarını artırır. DNA hasarları erkek kısırlığı için çok önemli bir risktir. Testislerin oksijenden mahrum kalmasının bir diğer sonucu da bazı genlerin aktive olarak spermleri öldürücü proteinler üretmesidir. Araştırmalar, HIF1-alfa geninin böyle bir etkisi olduğunu göstermiştir. Başka çok sayıda gen de spermleri öldürücü ve testis dokusunun beslenmesini bozucu etkileriyle oksijen düşüklüğüne eşlik eder.

Oksijen miktarındaki düşüklüğün bir diğer olumsuz etkisi ise üreme hormonlarında görülür. Hipoksi ortamında FSH, LH, prolaktin ve testosteron hormonları bir ay içinde azalmaya başlar. Testosteron düşüklüğü daha sonra aylarca devam edebilmektedir. Hayvanlarda yapılan deneysel çalışmalarda ortamda oksijen azaldığında bunu kompanse etmek için testislerde önce testosteron üretiminin arttığı ancak olayın devam etmesi halinde Leydig hücrelerinde hasar gelişerek testosteron üretiminin yavaşladığı ortaya konmuştur.

Haberin Devamı

Sperm tahlillerinde rastladığımız lökosit miktarındaki artışın bir nedeni de yetersiz oksijen desteği olabilir. Bu durum, ejakulatta mikrobik bir bulaşma bulunmamasına rağmen neden lökosit çıktığını da izah eder.

HANGİ DURUMLAR OKSİJEN YETERSİZLİĞİ YARATARAK ÜREME FONKSİYONLARINDA OLUMSUZLUKLARA YOL AÇIYOR?

Erkek kısırlığının önemli bir nedeni olan varikosel, testislere yeterli oksijen gelmesini önleyen ciddi bir sorundur. Varikoselde testislerden kirli kanı drene eden damarlar yeterli çalışmaz ve kan dolaşımı yavaşlar. Yeterli temiz kandan mahrum kalan testislerin de oksijen beslenmesi bozulur. Oksijen eksikliği sperm hücrelerinde DNA hasarına ve ölümlerine yol açar. İşte, varikoselde görülen sperm değerlerindeki bozulmanın önemli bir nedeni, yeterli oksijen desteğinin kesilmesidir.

Haberin Devamı

Bronşit, amfizem, astım gibi kronik akciğer hastalıklarında da kanın oksijenlenmesi bozulur. Böyle erkeklerin beyinlerinde üreme hormonlarının yapımı azalır. Uzun süreli akciğer hastalığı bulunan erkeklerin testislerinde testosteron hormon üretiminin azaldığı ve boyutlarının küçüldüğü saptanmıştır. Uyku apnesi olarak bilinen soluk almada duraklamalar yaşayan erkeklerde de benzer şekilde kanda oksijen doygunluğunun azaldığı ve testosteron seviyesinin düştüğü bilinmekte. Bunlarda testislerin yapısı bozulmakta ve neticede sperm sayısı ve hareketi düşmektedir.

Bütün bunların dışında bir çok kalp hastalığı, orak hücreli anemi ve akdeniz anemisi gibi kan hastalıkları da dolaşımdaki oksijen miktarını düşürerek üreme fonksiyonlarını bozucu etki gösterebilmektedir.

Haberin Devamı

Netice olarak, çiftlerin neden çocuğumuz olmuyor sorusuna bir yanıt testislerde oksijen miktarının düşüklüğü olabilir. Buna yol açan nedenler bulunup ortadan kaldırılırsa, doğal olarak çocuk da olacaktır. Bu anlamda özellikle varikosel, akciğer hastalığı ve kan hastalıkları yönünden araştırma yapılması, bir sorun varsa düzeltilmesi ya da gerekli tedbirlerin alınması önemlidir. Her zaman vurguladığım gibi, şayet doğru tanı konursa tedavi de o kadar başarılı olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları