32. Gün

Tekin ARAL
Haberin Devamı

Mehmet Ali Birand, ‘‘32. Gün’’de yaptığı yeni bir uygulamayla programa farklı bir boyut getirdi...

Bir salonda gerçekleştirilen programa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan konuşmacı olarak katıldı... Farklı görüşlerdeki gençler de kendisine sorular yönelttiler... Zaman zaman da Erdoğan'ı sıkıştırdılar.

Kurt Tayyip Erdoğan arada bir bazı gençleri kuzu gibi yemeye çalıştığında Birand'ın araya girip gençleri desteklemesi, onlara arka çıkması yerinde davranışlardı... Hoş oldu.

Ama Mehmet Ali Birand'la ilgili söylemek istediğim bir de başka şey var ki, söylemeden geçemeyeceğim...

Birand'ın konuşurken sürekli kullandığı o ünlü ‘‘Iııı...’’larına alıştık... Artık duymuyoruz bile...

Ama Birand'ın neredeyse her cümlesinde en az iki kez kullandığı bir ‘‘şey’’ sözcüğü var ki, hem izleyiciyi rahatsız ediyor, daha önemlisi M.Ali Birand gibi usta bir televizyoncuda da şık durmuyor...

Program kasetlerine şöyle bir göz atsın, sanırım söylediklerimize kendisi de katılacaktır...

NEŞELİ HABERLER

Televizyon haberlerinde politikacı suratı görmekten, trafik canavarının marifetlerini izlemekten artık iyice gına geldi... Şöyle içimizi açan bir habere ne zamandır resmen hasret kaldık...

İşte özellikle de erkek milletini mest eden hasret kaldığımız bu şahane haberlerden biri, geçenlerde bir gece televizyon ekranlarında bomba gibi patladı...

Ünlü Pfizer ilaç firması, cinsel iktidarsızlığı gideren dahası adamı mart kedisi durumuna getiren ‘‘Viagra’’ adlı bir ilaç bulmuştu...

İlaç henüz daha tam piyasaya çıkmamasına karşın, haberi gece televizyonlarda duyan birçok vatandaşımız pijamalarının üstüne pantolonlarını geçirip sokaklara fırladılar, nöbetçi eczane aramaya başladılar...

Tıbbi buluşlar mutlaka insanlığın yararınadır... Bunun tartışılacak yanı yok da... Şu bizim nüfus patlama durumu falan gözönüne alındığında, örneğin bu tip buluşlar her zaman yararlı mıdır, onun üzerinde de biraz düşünmek lazım...

Ayrıca bir diğer önemli nokta bizde bu ilacı yalnızca iktidarsız olanlar değil, durumu daha da takviyeli olsun diye bir alay kişi kullanacak...

Haberlerde ilacın pahalı bir ilaç olacağından söz ediliyordu ama bizim için bu sorun değil...

Rakı parası uğruna evdeki televizyonu, masa, sandalyeyi okutan çok kişi, bu defa da öteberiyi bu ilaç uğruna okutacaktır, bu kesin...

Ben aslında her türlü sansüre karşı bir kişiyim... Yıllardır da bu konuda savaş veriyorum...

Ama aradabir, örneğin şu iktidar hapı haberi gibi haberleri de sansürleyip, televizyonlarda, gazetelerde yayımlamasak mı diye düşünüyorum...

Ne bileyim, sanki milletimiz için daha hayırlı gibi...

FIRSAT

Önümüzdeki haziran ayında Paris'te yapılacak ‘‘1998 Dünya Kupası’’ finallerini TRT yayımlayacak...

TRT bundan önce de böyle büyük organizasyonların yayımını yapmış, ama bundan yeterince yararlanmamıştı...

Bundan neyi kastettiğimizi ise dilerseniz açıklayalım...

TRT; ‘‘Dünya Kupası’’ sırasında televizyonlar arasında tek tabanca olacak, tüm ülkedeki evlerin yüzde doksanında TRT izlenecek... Ama ne güne kadar?.. ‘‘Dünya Kupası’’ finalleri bitinceye dek...

İşte TRT bundan yararlanabilir, maçlarının önüne arkasına koyacağı cazip programlar, dahası diziler hazırlayarak izleyiciyi ‘‘Dünya Kupası’’ndan sonra da ekranlarında tutup, izleyici sayısını artırabilir...

Ama şimdi kalkıp ‘‘Yahu kardeşim, sen hasta mısın Allasen?.. TRT'nin öyle izleyici, reklam geliri artırmak falan gibi bir derdi yok ki... O değirmenin çarkını Devlet Baba nasıl olsa döndürüyor’’ derseniz, o da başka tabii.. Hani biz, ‘‘tut ki’’ dedik...

ÇIKMADIK CANDAN ÜMİT KESİLMEZ

Abonelerinden aldığı onca ücrete karşın, Kablolu TV'nin üçotuz para uğruna Alman kanalları ‘‘SAT 1’’, ‘‘RTL’’ ve ‘‘PRO 7’’yi yayımdan çıkarmasına gösterilen tepkiler bitmiyor... Kablolu TV abonesi okurlarımızın yakınmaları yolladıkları fakslar, ettikleri telefonlarla sürüyor...

Bildiğiniz gibi bu konuda bu sütunlarda onca savaş verdik, bu kanalların kabloya dönmesi adına çaba gösterdik... Ama sizleri sevindirecek bir sonucu henüz sağlayamadık...

Şimdi Kablolu TV'nin patronu Türk Telekom'da yönetim değişikliği oldu... Türk Telekom Genel Müdürlüğü'ne Sayın Atilla Sezgin getirildi.

Kendisine başarılar diliyor, yeni görevi ‘‘Hayırlı uğurlu olsun’’ diyoruz...

Ama kendisinden de sözünü ettiğimiz sorunu çözüp ‘‘Alman Kanalları da Kablolu TV abonelerine yeniden hayırlı olsun...’’ demesini bekliyoruz...

MECLİS TV

Şu televizyon kanallarına maydanoz olup ikide bir kanal kapatan RTÜK, acaba arada bir şu ‘‘Meclis TV’’nin de icabına bakamaz mı?..

Onlara bu işin yolunu da göstereyim... Bir Huysuz Virjin yüzünden Kanal D'yi kapatmışlardı... Meclis TV'de ekrana gelen Meclis'in ise neredeyse tamamı huysuz!..






 








Yazarın Tüm Yazıları