30 Ağustos

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Çok acı bir gerçektir, çoğumuz yakın tarihimizi bilmiyoruz. Okullarımızda bu doğrultuda yeterli bir eğitim verilmiyor. Yüksek okullarda okutulan ‘‘Devrim Tarihi’’ dersleri bile çoğu zaman göstermelik olmaktan öteye gidemiyor.

Oysa bizim yakın tarihimiz, özellikle 1920 sonrası, özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın simgesidir. Elde kalan son vatan toprağının emperyalist çizmelerinden kurtarılmasının öyküsüdür. Bu inanılmaz sürecin başında Mustafa Kemal Paşa isimli bir komutanla, onun asker ve sivil kahramanları vardır.

30 Ağustos, vatanı kurtarmak için verdiğimiz son savaşın kazanıldığı meydan muharebesidir. Bugün 75. yıldönümüdür.

Kısacık bir hatırlatma yapayım.

Yunan ordusu 15 Mayıs 1919 günü İzmir'e çıkmış, Anadolu içlerine ilerlemektedir. Mustafa Kemal Paşa bu işgalden sadece 4 gün sonra, 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıkıp mücadeleyi başlatacak, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Meclis açılacaktır.

İngiltere ve Fransa destekli Yunan orduları önce Ege bölgesini ele geçirmiş, sonra Anadolu içlerine yayılmıştır. Bu ilerleme Polatlı'ya kadar sürmüş, top sesleri Ankara'dan duyulur olmuştur. Panik büyüktür. Meclis'i Kayseri'ye taşıma hazırlıkları yapılmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu bitmiş, çökmüştür. Başkenti İstanbul bile işgal altındadır. Elde ordu, silah, araç gereç, malzeme yoktur. Anadolu direnişi önce çetelerle başlar. Örneğin Demirci Efe çetesi, Çerkez Ethem çetesi.

Ethem çok yararlı hizmetler yaptıktan sonra ihanete geçmiş, sonunda Yunan ordusuna sığınmıştır.

Ordumuz bir yandan vatanı savunmak için Yunan ordusuyla savaşırken, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde iç isyanlar çıkmıştır. Konya, Yozgat, Düzce gibi yörelerde patlayan şeriatçı isyanlar bin bir güçlükle bastırılmıştır.

***

Türk ordusunun büyük taarruzu 26 Ağustos 1922 günü başladı. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa.

Bu sırada düzenli orduya geçilmiş, astığı astık, kestiği kestik olan disiplinsiz çeteler yok edilmişti.

Balkan Harbi, Çanakkale, Yemen, Kafkas, Irak, Filistin, Suriye cephelerinde yıllar boyu askerlik yapan yorgun Mehmetçik, şimdi son vatan toprağını savunuyor, 3 yıldan fazla bir süredir Anadolu toprağında bulunan Yunan ordusunu püskürtmek için ortaya yine canını koyuyordu.

Büyük taarruz öncesinde Mustafa Kemal Paşa Akşehir karargâhındadır. Kenti gezmeye çıkar. Medreselere uğrar. Yanağından kan fışkıran sağlıklı tipler yan gelmiş yatmaktadır. Yaşıtları cephede can verirken, medrese mensupları askere gitmemektedir!

Paşa kıpkırmızı olur.

Sonraki yıllarda devrimler tek tek yapılırken, bu manzaraların da etkisi herhalde olacaktır!

***

Büyük taarruz 30 Ağustos 1922 günü zaferle bitiyor. Yunan ordusu kuşatılmış, mahvedilmiştir. Şimdi İzmir'e doğru kaçış ve kovalamaca başlamıştır.

Mustafa Kemal Paşa hepimizin bildiği o ünlü emrini vermiştir:

‘‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri.’’

Akdeniz sözcüğü, İzmir'in kurtuluşunu simgelemektedir.

Düşman eline geçmiş kentlerimiz tek tek kurtarılır. Ancak ne acıdır, Yunan ordusu kaçarken bütün köy ve kentleri yakmaktadır. Türk ordusu yeniden bir harabenin üzerinden geçmektedir.

Büyük zaferin haberi Ankara'ya ve Meclis'e ulaşmış, büyük şenlikler düzenlenmiştir. Memleket artık rahat bir nefes alacaktır.

Kovalamaca 9 gün daha sürer.

Yunan orduları Başkomutanı General Trikopis esir alınır. Paşa gerçekten büyük adamdır. Huzuruna getirildiği zaman Trikopis'i teselli eder ve ‘‘Üzülmeyin, her komutan yenilebilir’’ der.

Başkumandan, İzmir yakınlarında Belkahve'ye ulaşır. Kısa bir mola verilir. Oradan bakınca İzmir görülmektedir.

Derin bir iç çeker. Mavi gözleri buğulanmıştır.

‘‘Çok şükür, bu günleri de gördük’’ der.

9 Eylül günü Türk orduları İzmir'e girmektedir. Tam 3 yıl 3 ay boyunca Yunan işgalinde kalan İzmir'e Türk bayrağı yeniden çekilir.

Yunan ordusu kaçarken İzmir'i de yakar. Ordumuz kente girdiğinde İzmir alevler içindedir.

İstiklal Harbi bitmiş, Anadolu düşman çizmesinden kurtarılmıştır. Bundan sonrası hem Türkiye, hem de Mustafa Kemal Paşa için yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

***

İzmir'in ünlü ve zengin ailelerinden Uşakizade ailesi, Mustafa Kemal Paşa'ya evlerini açar. Karargâh orada kurulur. Ailenin yurt dışında eğitim görmüş kızlarından biri Lâtife Hanım'dır. Orada tanışırlar ve l923 yılında evlenirler.

Yaklaşık 2 yıl süren mutsuz bir evliliktir ve hikayesi çok ilginçtir. Lâtife Hanım boşandıktan sonra, 1975 yılında ölünceye kadar bu konuda hiç konuşmaz. Değerli yazarımız ve gazeteci ablamız Nezihe Araz bu evliliğin kitabını yazmıştır. (Mustafa Kemal'le l000 Gün) Mutlaka okunmalıdır.

***

Yakın tarihimizin simgesi olmuş belli günler vardır. Bunların çoğu zaten ulusal bayram olarak kabul edilmiştir. İşte bu tarihlerden biri 30 Ağustos 1922'dir. O gün Başkumandanlık Meydan Muharebesi kazanılmış ve Türk'ün önü açılmıştır.

Yaklaşık 11 bin şehit vererek.

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bize bağımsızlığımızı kazandıran herkese büyük saygı duyuyorum. Onlar cephelerde kelle koltukta döğüşürken, biz bugün hazıra konmuş durumdayız.

İçimizdeki bazı haysiyetsizler ise değil o kahramanların değerini bilmek, üstelik onlara ‘‘din ve Müslümanlık adına’’ küfrediyorlar!

Suratlarının ve ruhlarının iğrençliğini hep açığa vuruyorlar!

Yazarın Tüm Yazıları