2017/18 Bilançosu ve Gelecek

Tofaş serisindeki maçlar Efes’in bu sezonunun özeti gibiydi aslında. McCollum iyi oynarken kazanan Efes, o kötü oynadığında kaybetti. Tofaş - Efes serisinde, Ene’nin takımında süre alan her oyuncu rolü ve kapasitesi çerçevesinde takıma katkı verirken, Ataman’ın takımının en iyi oyuncuları defansif katkılarıyla öne çıkan Doğuş ve Dunston’dı.

Haberin Devamı

Hatta skoru dahi çoğu zaman bu iki oyuncu taşıdı. Sahada sorun çözemeyen, birbirinin verimini artıramayan oyunculardan kurulu bu takımın BSL finaline kalması basketbolun doğruları açısından sürpriz olurdu. Neyse ki bu finali sezon boyu daha çok hak eden Tofaş oynayacak.

Sezonun geneline baktığımızda 30 maçlık EuroLeague sezonunda sadece 7 galibiyet alarak ligi sonuncu tamamlayan, BSL’de ise yarı finali geçemeyen bir oyuncu grubu var elimizde. Bunun yanında biraz koç değişikliğinin getirdiği enerji biraz da hedef maçlara iyi odaklanma sayesinde elde edilen bir Türkiye Kupası. Bu kupa bir teselli gibi görülebilir ancak Efes için asıl hedef her zaman Avrupa olmuştur. Orada da yakın tarihin en kötü performansı söz konusu. Dahası bu ölü sezonda dahi hiçbir genç oyuncu rotasyona dahil edilemedi - Türk kontenjanı dakikalarını genelde Doğuş ve Birkan doldurdu.
Sezona Adams ve Ledo gibi felaket tercihlerle başlayan Efes’te yönetimin bu sezon berbat bir iş çıkardığı aşikar. Bunun bedelini sezon ortasında Peras ve adını saydığım oyuncular ödedi. Ancak çok daha fazla oyuncuya fatura kesilmesi muhtemel. Gelecek sezonda Ataman’ın hem EuroLeague’de başarı hem de ligde Fener’in hegemonyasını kırmak adına yıldız-net oyuncularla yola çıkması muhtemel. Bunun için de yerli ve yabancı oyuncular dikkatle seçilmeli. Hatta takımda 10 oyuncu birden değişse dahi kimse şaşırmaz sanırım. Bunun için de iyi bir bütçe kadar iyi bir “scouting” çalışması da elzem.
Efes yönetiminin daha gelecek senenin takımı dahi belli olmadan bu berbat sezonun ortasında kombine fiyatlarına zam yaparak taraftarından “yenileme” beklemesi, Sinan Erdem’in İpekçi kadar çekici olmaması, taraftarı heyecanlandıracak hiçbir gencin takıma dahil edilememesi gibi etmenler düşünüldüğünde olumsuz bir tablo çizilebilir. Ancak gelecek sezonun bütçesinin yüksek olacağından ve transfer döneminde adı geçen yerli oyunculardan hareketle (Sertaç, Buğrahan, Metecan gibi) bu sezonki takıma göre çok daha potansiyelli bir kadro kurulacağı söylenebilir. Bu kadro, kalitesine ve uyum seviyesine göre 9 senedir gelmeyen Türkiye Şampiyonluğu ve 17 senedir ulaşılamayan EuroLeague final-four’unu da zorlayabilir. Fakat başarının sadece kadro kurmakla gelmeyeceği de unutulmamalı.
Önemli organizasyonlarda başarı birkaç yıllık yapılanma ile gelir. Başka bir ifadeyle büyük liglerde bir sezonda önemli bir bütçe ile hemen başarı yakalanması kolay değil. Bu açıdan Efes yönetimi umarım bu yaz sadece gelecek yılın değil, gelecek birkaç yılın makro planını yapmak adına harekete geçer. Böyle bir plan da sadece bütçe veya oyuncu transferiyle değil, aynı zamanda organizasyonu başta taraftarlar olmak üzere tüm basketbol aktörleri için bir çekim merkezi yapmayı amaçlayan ve bu hedef doğrultusunda çalışan, iş bitirmeyi bilen gerçek profesyoneller ile başarıya ulaşabilir.
Açıkçası Anadolu Grubunun muhtemelen en kötü yönetilen departmanı olan Anadolu Efes Kulübü, tarihiyle çok daha fazlasını hak ediyor. Bu kulübü çok daha iyi yerlerde görmek dileğiyle.

Yazarın Tüm Yazıları