Kuşaklar değişti ama mazeretler aynı

Yönetimler değişiyor, teknik adamlar değişiyor, futbolcular değişiyor, sezonlar değişiyor... Kısaca devir değişiyor, ama mazeretler asla... Kuşak Z de olsa A’dan Z’ye hep aynı...

Haberin Devamı

Futbolumuzun tek değişmezi; yenilgi ve puan kayıplarının bir numaralı sorumlusunun yine hakemler oluşu. Ligde 9 hafta geride kaldı... Basın toplantılarından, protokol çıkışından, mixzone’lardan yükselen sesler hep aynı...

'BU PUAN KAYBINI HAK ETTİK' DİYEN YOK

Bu sezonda daha adam akıllı doğru dürüst hakemi anmadan “Bugün ortaya koyduğumuz futbolla puan kaybını hak ettik” diye çene kapayan yok. Çıktıysa da yarım ağız. Ha buna çanak tutan kim, futbolumuzun amiri; Türkiye Futbol Federasyonu. Geçtim; başkanı, yöneticiyi, teknik adamı... Futbolcusunun dahi, çıkıp “Hakem bugün maçı berabere bitirmek için elinden geleni yaptı” suçlamasının o amir kurum tarafından es geçildiği bir sezon da daha, sezon boyu benzer iddia, tehdit ve suçlamaları dinler dururuz. Hakeme karşı iddia, tehdit ve suçlamanın bu denli ucuz olduğu bir ülkede elbet ucuza rağbet olur. Mesela birileri de çıkar; evinde, 34 dakika 10 kişi oynayan lig 18.’si rakibine karşı bulamadığı golü “3-4 dakika daha olsa bulabilirdim” diyerekten hakeme yazar... Pardon ama geçmişte hakemin zırt pırt oyunu durdurmasından şikayet ederek uzatma dakikasının çok önemi olmadığını söyleyen de kendisi değil miydi?

Haberin Devamı

MİLLİ TAKIM HOCALARININ 'GÖRÜŞ ALANI'

Az önce ne dedik... Devir değişse de isimler değişse de futbolumuzda bazı şeyler değişmiyor diye. Dün Fatih Terim bugün, Şenol Güneş... Art arda göreve gelen iki Milli Takım teknik patronu. Biri; durup dururken hedefine tarih profesörü Ahmet Şemşirgil’i almıştı... Diğeri de şimdi; ekonomist Yiğit Bulut’u... Enteresan olan tüm futbol ailesi Bulut’un paylaşımını hoca yazınca gördü. Belli ki bizimkilerin kapsama alanı ve uğraşları farklı. Yani hocamıza göre yazılan çizilen sözlenen her şey normal sadece bir ekonomistin tweeti anormal, öyle mi.

GÜNEŞ SAHAYI ISITIYOR DIŞARIYI YAKIYOR

Hep söyledim yine söylüyorum; faal yerli teknik adamlar içinde ‘hocalık’ anlamında Şenol Güneş’i tek geçerim. Çalışkanlığı disiplini, taktisyenliği vs. bana göre içlerindeki en iyisidir. Ve kendini de bu alanda giderek geliştirmiştir. Bunun en önemli göstergesi de en son Beşiktaş’taki başarısıdır. Milli Takım için de en ideal isimdir. Tabii ‘sahada’ kalabilirse!... Böyle (basın toplantısındaki gibi) saha dışına çıkmazsa. Sahada kime, nerede, nasıl önlem alınacağını çok iyi bilir ama maalesef dışarıda kime nerede ne zaman nasıl davranacağı konusunda hâlâ eksiklikleri var. Hele konu para olunca tüyleri diken diken olur. Yani bugün birilerinin çıkıp “Pandemi oldu, futbolcusundan, yayıncısına herkes indirime gitti bu zam almak oldu mu şimdi hoca?” diye sorması anormal mi olur? Keşke buralara hiç takılmasan da sadece sahada kalsan.

Haberin Devamı

YAYINDA SÜRPRİZ KRİZ!

Malumunuz, üzerine 15 resmi toplantının, onca yazışma ve birebir görüşmenin yapıldığı 5 aydır süren ‘yayın krizi’ nihayetinde sonuçlandı!... Rakamlar her ne kadar kulüplerimizi pek memnun etmese de bıçak kemiğe dayanmış ve “Evet” demekten başkaca çareleri de kalmamıştı. Aylar önce yola “Ya 3 milyar TL ya da fesih” restiyle çıkanlar, sonunda 2.650 milyar TL’ye razı olmuşlardı. Bu yüzden anlaşma sonrası buruk bir mutlulukları vardı... Tek tesellileri ise; “Evet” demelerin ilk şartı olan peşinatın 48 saat içinde kasalarına girecek olmasıydı. Ama maalesef o hevesleri de Riva’dan gelen “Henüz anlaşma bitmedi” haberiyle kursaklarında kaldı. Çünkü tarafların (TFF-Digitürk) sözleşme şartları (maddeleri) konusunda yaptığı görüşmelerde henüz anlaşma sağlanamadığı ortaya çıktı. Kısaca ‘anlaşma duyurusunun ardından’ yayıncı kuruluşla TFF’nin hazırladığı protokoller arasında ortaya ciddi farklılar çıkmıştı. Rakam konusunda aylarca bekleyen kulüpler bakalım sözleşme şartları konusunda ne kadar daha bekleyecekler? Görünen o ki, bir süre daha bu krizin ekmeğini yiyeceğiz

Haberin Devamı

DÜNYA 3.'LÜĞÜNDEN C LİGİ'NE, DOLAR'DAN TL'YE!

Futbolda enteresan bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Sahadaki halimizle masadaki halimiz aynı paralelde!.. Birbirinden farkı yok. Sahada; dünya 3.’lüğünden C Ligi’ne ‘düşen’ bir Milli Takım... Masada da; neredeyse 10 yıl öncesinin yayın paralarını arayan bir Süper Lig! Biz 321 milyon dolarlardan, 374 milyon dolarlardan, 400 milyon dolarlardan bahsederken takvim yaprakları 2010-15 yıllarını gösteriyordu. Bugün takvim yaprakları 2020-21’i gösterdiğinde telaffuz ettiğimiz rakam maalesef 260-270 milyon dolar civarı. Kaldı ki artık yayıncıyla dolar filan da telaffuz edemiyoruz. Alternatifimiz yok, çaremiz yok... Çünkü ederimiz bu. 21 Kasım 2016 günü yıllık 500 milyon dolara ihale edilen Süper Lig’in ederi 21 kasım 2020 günü anca bunun yarısı edebiliyor!

Yazarın Tüm Yazıları