GeriSeyahat UNESCO’nun yeni hazineleri
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
UNESCO’nun yeni hazineleri

UNESCO’nun yeni hazineleri

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), Dünya Mirası listesine bu yıl 13 yeni alan ekledi. Bunlardan ikisi doğal, 11’i kültürel alan. Şu anda Dünya Mirası listesinde 890 alan bulunuyor. Bu haftadan itibaren sayfalarımızda listeye yeni eklenen alanları tanıtacağız.

DOLOMITE DAĞLARI

Dünyanın en güzel dağ manzaraları arasında

Dolomite Dağları, İtalya’nın kuzey doğusunda. Coğrafi sınırlarını batıda Adige Nehri, doğuda Piave Vadisi belirliyor. Kuzey ve güney sınırları ise Puster Vadisi ve Sugana Vadisi ile tanımlanıyor. Alplerin bir parçası olan dağların önemli bölümü Belluno bölgesinde. Diğer bölümleri Bolzano - Bozen ve Trento bölgelerinde. Milano’dan karayoluyla 4, Münih’ten 3,5; Venedik’ten 1.5 saatte ulaşılabiliyor. Dağların kuzey bölümüne en yakın tren istasyonu Fortezza’da.

DOĞA TURİZMİNİN BAŞKENTİ

Dağlar isimlerini toprağında bol miktarda bulunan dolomit mineralinden alıyor. 141,9 bin hektarlık alanı kaplıyor. 18 zirveden bazıları 3 bin metrenin üzerinde. Dikey duvarlar, dimdik yarlar, derin dar ve uzun vadilerinin çokluğuyla dünyanın en güzel dağ manzaralarından birine sahip. Bölgelere göre manzara farklılaşıyor. Dağlar jeomorfolojide özel öneme sahip. Taş duvarların yanı sıra, aynı zamanda buzul dönemi formları ve karstik sistemleri de barındırıyor. Dolomite Dağları yoğun toprak kaymaları, seller ve çığlarla bu halini almış. Aynı zamanda fosillerin de bulunduğu Mezoik dönemin iyi korunmuş örneklerine sahip.
/images/100/0x0/55eb6b44f018fbb8f8bfddc3

İtalya, Dolomite Dağları’nı turizmde çok iyi kullanıyor. Kışın önemli bir kayak merkezi, diğer mevsimlerde dağcılık, kaya tırmanışı, serbest atlama, pragliding, yamaç paraşütü gibi sporların önemli merkezleri arasında. Bu dağlarda serbest tırmanış, 1887’den beri sürdürülen bir gelenek. Önemli turizm merkezleri Marmolada Buzulu, Alleghe’nin küçük kasabaları, Falcade, Auronzo, Cortina d’Ampezzo; Arabba’nın köyleri, Gardena ve Badia Vadileri. Her yıl temmuzun ilk haftasında Dolomite Bisiklet Marotunu koşuluyor. Rotası yedi dağ geçidi aşıyor.

Dolomite dağlarında bir bir milli park ve bir çok bölgesel park bulunuyor. Burada profesyonel dağcı olmayanlar için günlük turlar da düzenleniyor. Halkın güleryüzü de bu bölgeyi çekici kılan bir diğer unsur.
Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalya ve Avusturya - Macaristan güçleri arasındaki hat bu dağlardan geçmişti. Bu hat şimdi Cinque Torri (Beş Kule) ve Lagazuoi Dağı’nda açık hava savaş müzesine dönüştü. Bir çok kişi Dolomite’ye Vie Ferrate’ye tırmanmak için geliyor. Dağlarda bir çok profesyonel yürüyüş rotası var. 1’den 8’e kadar numaralandırılmış yollar arasında en az bir haftalık yürüyüş içeren uzun rotalar bulunuyor. Bu yollar boyunca bir çok “Rifugi” yani kulübe yürüyüşçülerin hizmetinde. En meşhur rota Alta Via 1.

LOROPENİ HARABELERİ

Altın rotasındaki sırlar kasabası


Burkina Faso, Batı Afrika’da küçük bir ülke. Sahra Çölü’nün güneyinde, Gana’nın kuzeyinde. Batı Afrika’nın en güzel ülkelerinden biri. Yerel kültürün tüm zenginliklerini taşıyor. Denize kıyısı olmayan bu fakir ülkenin halkı, güneydeki Fildişi Sahili ve Gana’ya göç edip çiftliklerde çalışıyor. Dünyanın en fakir, eğitim düzeyi en düşük ülkeleri arasında yer alsa da müziğiyle meşhur. Özellikle davul kültürüyle ön plana çıkıyor. Batı Afrika davulculuğunu öğrenmek için de doğru adres. Dünyanın en önemli Afrika el sanatları fuarlarından SIAO, başkent Ugudugu’da düzenleniyor.
11 bin 130 metrekarelik alana yayılan Loropeni Harabeleri, bu ülkeden UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren ilk alan oldu. Harabeler, kale ile çevrilmiş, eski bir kasabaya ait. Aslında bu harebeler Burkina Faso ile birlikte Fildişi Sahili ve Gana’dan da geçen 18 bin 600 kilometrekarelik bir kültürel koridorun parçası.
Harabelerin heybetli taş duvarları, Lobi bölgesindeki 10 kaleden en iyi korunmuş olanına ait. Bu kale aynı zamanda Sahra Çölü üzerinden altın ticatine tanıklık eden diğer kalıntıların da devamı.

SALDIRILARIN HEDEFİYDİ

Fildişi Sahili, Gana ve Togo’ya yakın olan bu harabelerin en az 1000 yıllık geçmişi olduğu kanıtlandı. Bu yerleşim altın ticaretinin doruk noktasına ulaştığı 14 ve 17’inci yüzyıl arasında çok gözdeymiş. Altın çıkaran, ticaretini yöneten Lohron, Koulango halkları tarafından ele geçirilmiş.

Loropeni, tarih boyunca güneye göç eden mülteciler tarafından da kullanıldı. Zenginliği nedeniyle, eşkıyalar ve köle tacirlerinin saldırılarına hedef oldu. Kale ve dev taş duvarlar bu saldırılardan korunmak için inşa edildi.
Dış halkadaki surların yüzde 80’i hâlâ ayakta. Diğer bölümler tropik yağmurlar, sert rüzgarlar nedeniyle yıkıldı. Bölgedeki otsu bitkiler harabelerin içine doğru yayılarak, köyü tehdit ediyor. Surların direncini kırıyor. Kurak mevsimde çıkan yangınlar da surları tahrip eden bir başka etmen. Batı Afrika’nın kurak ve yağışlı mevsimleri arasındaki sert geçişler bu alandaki tahribatı daha da hızlandıracağa benziyor. Bölgeyi saran bir çok sır bilimsel kazılarla ortaya çıkacak. Bu yerleşim alanı, tarihi boyunca dönem dönem terk edilip yeniden kullanılmış. 19’uncu yüzyılın başlarında metruk hale gelmiş. Başlatılacak araştırmalarla bu yerleşimin geçmişiyle ilgili pek çok bilgi elde edilmesi bekleniyor.
False