Son Güncelleme:
Kat kat açılan, sayfa sayfa okuyabileceÄŸiniz bir ÅŸehir
EÄŸer seyyah olmanın da Nirvana’ya ulaÅŸma hali varsa, Özcan Yurdalan benim gözümde kesinlikle o mertebede. Şöyle de söyleyebilirim: Ben de böyle gezebilmeyi hayal ediyorum. Onun anladığı ÅŸekilde gezgin olmak sınırları olmayan seyahatler yapmaktan geçiyor. BahsettiÄŸimiz tabii ki ülke sınırları deÄŸil; süresi ve rotası belli olmayan seyahatler bunlar.Ona göre bir ay, yeni bir ÅŸehri tanımak için yeterli bile deÄŸil. Yolda karşısına çıkanlar, yaÅŸadıkları ve gördükleri belirliyor nerede ne kadar kalacağını ve bir sonraki durağını. Tek başına çıktığı seyahatleri bitmek bilmiyor ama her sene FotoÄŸrafevi ile birlikte düzenlediÄŸi Sarı Otobüs turlarının rotaları ve tarihleri belli; üstelik bu halleriyle bile yeteri kadar heyecan vaat ediyorlar. Zaten bu turlar kısıtlı sayıda yolcuyla ve büyük kárlar hedeflenmeden, yerel kültürleri tanımak, göstermek aÅŸkıyla düzenleniyor. BangladeÅŸ, Sarı Otobüs rotalarından biri deÄŸil, Özcan Yurdalan’ın kendi merakı için gittiÄŸi bir ülke. Hürriyet Seyahat için anlattı. n Nedir sizin için gerçek gezginliÄŸin tanımı?- Turizm insanlığın yüzkarası listesine girebilecek davranışlara sebep oluyor. Turizm bir yerin kültürünü, coÄŸrafyasını bozar, ekonomiye faydası olsa bile uzun vadede onu da bozar. Tabii kastettiÄŸim endüstriyel, paket turizm. Bir paket satın alan ve bütün tatil boyunca sahilde yatanlar ne kaçırdığını bilmiyor. Halbuki gidilen yerle iliÅŸki kurmak lazım, sanal alemde yaÅŸamamak gerek. Benim kafamdaki gezginlik, sınırları olmayan, ne zaman nereye gideceÄŸinizin, nerede ne kadar kalacağınızın, ne yiyeceÄŸinizin belli olmadığı gezme hali. BeÅŸ yıldızlı otelde, tatil köyündeki suni dünyalarda görülmüyor bunlar. Batı’da çok yere gitmedim, benim esas ilgi alanım DoÄŸu.n Neden DoÄŸu?- GloballeÅŸen dünyada her ÅŸey tek tip olmaya gidiyor. YaÅŸam biçimlerinden yemeklere her ÅŸey aynı olma yolunda. DoÄŸu’da doÄŸa-insan ve insan-insan iliÅŸkisi orijinalliÄŸini koruyor. DoÄŸu derken, Türkiye’nin doÄŸusunu kastediyorum. Oryantalist bir yaklaşım deÄŸil bu. Turizm ne kadar riskliyse, oryantalizm de bir gezgin için aynı oranda tehlikelidir. Tüketim toplumunun davranış kalıplarına girmemiÅŸ o insanlar.BÄ°R CENNET DEĞİLn Bangladeş’in komÅŸu ülkeleri Hindistan ve Myanmar (Burma), çok ilgi gören ülkeler ama ben hiç Bangladeş’e giden birini duymamıştım.- Bir kere ÅŸunu söyleyeyim, bir cennet deÄŸil burası. Bu ülkelerin hiçbiri deÄŸil aslında. Bu coÄŸrafyada çocuk emeÄŸi ve çalıştırılması had safhadadır mesela. Kadınların toplum içindeki duruÅŸu da zordur. Hindistan kültürüyle, coÄŸrafyasıyla, ekonomisi ve politikasıyla çok önemli bir ülke. BangladeÅŸ Hindistan’ın devamı gibi. Aynı ülke, aynı insanlar, benzer isimler... Ganj Nehri buradan denize dökülüyor. Ben de bu coÄŸrafyaları ve hayatı merak ediyorum. FotoÄŸrafla da uÄŸraşıyorum. Ä°nanmayacaksınız ama Asya’daki fotoÄŸraf çalışmalarının en önemli olduÄŸu yerlerin biri burası. Uzun lafın kısası, Bangladeş’te Çobi Mela isimli bir festival vardı ve aralık ayında onun için gittim. Merakımın da etkisiyle 25 gün kaldım, daha yeni döndüm.n Peki neden gitmemiÅŸ insanlar bugüne kadar?- Çok yoksul ve genç bir ülke. Yeni yeni kendini toparlıyor. Yakın zamana kadar ülkede istikrar yoktu, bu da turistleri çok çekmedi. Bir yandan da baÅŸlarına bela olan bir sel problemi var. Hep haberlerde BangladeÅŸ ve sel birlikte anılır. Ama bunun da bir zamanı var, muson dönemini bilirseniz o zaman gitmezsiniz. Åžimdi de ÅŸehirlerde öyle turist falan yok. Bence de güzel olan o. Kendileri de diyorlar: Turistler gelmeden gelin.n CoÄŸrafyası nasıl?- Her tarafı nehir, ÅŸehirler nehir kıyılarında kurulmuÅŸ. CoÄŸrafi açıdan önemli bir delta. Ama çok kalabalık bir ülke. 144 bin kilometrekarede 140 milyon insan yaşıyor. Bu coÄŸrafyanın bir kısmının kırsal alan ve bataklıklar olduÄŸunu düşünürseniz, ÅŸehirler gerçekten kalabalık.n Nereleri gördünüz?- Vaktimin hemen hemen tamamını baÅŸkent Dakka’da geçirdim. Koloniyal dönemin etkilerini taşıyan bir DoÄŸu baÅŸkenti burası. Buriganga Nehri’nin -ki bu Ganj’ın devamı- kıyısında kurulu. Eski kent DoÄŸu’nun tipik hallerini çok güzel yansıtıyor. Dar ara sokaklar, iki-üç katlı evler, ağırlıklı olarak pazarların olduÄŸu ama aynı zamanda yaÅŸanılan da bir yer. Pazarlar iÅŸ kollarına göre deÄŸiÅŸiyor. Bilezikçiler, kumaşçılar ayrı sokaklarda. Çok yaÄŸmur aldığı için dükkanların sokaklara fazla çıkıntısı yok. Burada eski alışveriÅŸ biçimleri sürüyor. Eski dönemlerden kalma en güzel, heybetli binalar da bu bölgede. ÇoÄŸunda hayat sürüyor, bazısı müze olarak gezilebiliyor. Bunların biri Ahsan Menzil mesela. Menzil, ev demek. Burası etnografya müzesine dönüştürülmüş. Yeni ÅŸehir merkezi bayağı modern. Son dört beÅŸ senedir büyük alışveriÅŸ merkezleri yapılmaya baÅŸlanmış. Åžu bizdeki cephesi koyu renk camlı olanlardan.RICKSHAW SÃœSLEME SANATIn Peki Dakka deyince ÅŸimdi aklınıza ilk gelen ne?- Kesinlikle rickshaw’lar. Bunlar bisikletli veya motosikletli taksiler. Bütün ÅŸehirde, her yerde bunlar var. Bizim için Taksim’den Galatasaray’a yürümek makul bir mesafedir, onlar iki sokak öteye bile bunla gidiyorlar. Zaten bedavaya yakın kadar ucuz. Hepsi birbirinden renkli, güzel. Bayağı bir rickshaw süsleme sanayii oluÅŸmuÅŸ. Ama hava kirliliÄŸi yok, çünkü motorlular doÄŸal gazla çalışıyor. Dakka’da çok hırsızlık oluyor. Binaların üçüncü, dördüncü katlarına kadar demir parmaklıklar var. Sokaklardaki tapınakların çoÄŸu da demirli ve kilitli. Halbuki Hindu tapınakları herkese açıktır ve isteyen girer.n Åžehri biraz gezmek isteyenler nereleri görebilir?- National Museum son derece zengin. Ben oradayken ÅŸimdi hayatta olmayan BangladeÅŸli ressam Zeynel Abidin’in 90. doÄŸumgünü sebebiyle her yerde onun sergileri vardı. Lalbagh’a gidebilirler. Ä°smi kızıl bahçe anlamına geliyor, MoÄŸol mimari tarzında yapılmış. Burası aslında bir konut. Bahçesinde bir mescit, bir mezar ve bir köşk var. Oradaki tatil günü olan cuma günleri burada geziyorlar, piknik yapıyorlar. Ve hiç çöp yok! Zaten naylon poÅŸet kullanmak tüm ÅŸehirde yasak. Tek kullanımlık file kullanıyorlar veya pazarda alınanlar iple baÄŸlanıyor. Star (yıldız) Camii görülebilir. Burası kat kat açılan, sayfa sayfa okuyabileceÄŸiniz bir ÅŸehir. Bütün ÅŸehirde Hindu, Budist ve MoÄŸol geçmiÅŸinin izleri var. n Yemekler ve yemek ritüelleri nasıl?- Et ve kebap ağırlıklı. Ekmek yerine pirinç yiyorlar. Mercimek, yani dal onların vazgeçilmezi. Elle yemek çok önemli; sol el masaya çıkmıyor, yemekler saÄŸ elle yeniyor. Her yemekten sonra, esnaf lokantasında bile olsanız içinde limon olan ılık su geliyor. Zaten hepsinde akan su ve sabun da var.seyahatte ne okuyorSadece gittiÄŸi yerle ilgili rehber ve yerel gazete okuyor, kitap taşımıyor.ne dinliyorSeyahatte müzik taşımıyor, gittiÄŸi yerlerdeki müzikleri dinliyor.ne yiyor, ne içiyorYerel mutfakları denemeyi seviyor, önüne ne konursa yiyor ama her ÅŸeyi denemiyor.ne giyiyorRahat giyinmeyi ve çok abartmadan yerel kıyafetleri giymeyi seviyor.neyle seyahat ediyorTabii ki Sarı Otobüs’le ve bisikletle.nerede kalıyorUcuz otelleri tercih ediyor. Sıklıkla gittiÄŸi ülkelerde beÅŸ dolarlık bir otel, pahalı grubuna giriyor.kimle seyahat ediyor‘Yolculuk tek kiÅŸilik bir iÅŸtir’ diyor.çantasının olmazsa olmazlarıUyku tulumu, yün fanile ve külot; ‘FotoÄŸraf çekmek gezgini bozar’ dese de fotoÄŸraf makinesi ve bol film.Â