GeriSeyahat Goya Ekspresi’yle Madrid Stendhal Ekspresi’yle Venedik
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Goya Ekspresi’yle Madrid Stendhal Ekspresi’yle Venedik

Goya Ekspresi’yle Madrid Stendhal Ekspresi’yle Venedik

Trafik stresi yaşamadan, emniyet kemeri takmadan, dar mekanlara sıkışmadan, büyüleyici ormanların, göllerin arasından Avrupa’yı keşfedebilirsiniz. Üstelik, bir ya da iki ay önceden bilet rezarvasyonu yaptırdığınızda yolculuk harcamalarınız çok düşecek.

Sezon indirimlerinden yararlanıp, Türkiye’den Paris’e uçtuğunuzda, Paris başlangıçlı rotalarda, yataklı tren konforuyla Madrid’e 130 YTL’ye, Cenevre’ye 75 YTL’ye, Floranya ya da Venedik’e 70 YTL’ya seyahat etmek mümkün. Ayrıca, TCDD’nin her gün Sirkeci’den kalkan Bosfor, Dostluk ekspresleriyle de aktarmalı olarak Paris’ten Kopenhag’a kadar 29 şehre ulaşabilirsiniz.

Pireneler’i ve Cebelitarık’ı aşıp Marakeş’e kadar uzanın

Her gün Paris’ten İspanya’ya iki yataklı tren kalkıyor. Adlarını iki ünlü ressamdan alan Francisco de Goya Ekspresi Madrid’e, Joan Miro Ekspresi ise Barselona’ya gidiyor. Her ikisinin de konforlu yataklı kompartmanları, duşlu ve tuvaletli. Trenlerin seçkin birer restoranı ve renkli birer kafe-barı bulunuyor. Trenler Paris’in dışına çıktığında dağların, küçük köylerin arasından geçiyor. İspanya sınırına yaklaştıkça demiryolu güzergahındaki yerleşimler azalıp, doğal park atmosferine bürünüyor.

Gece çöktüğünde restoran iddialı mönüsüyle sizi bekliyor. Üstüne kahve ve likörünüzü yudumladıktan sonra odanıza çekilip, pencerenizden dağ havası eşliğinde yıldızları seyrederek uyuyabilirsiniz. Sabah erkenden uyanmanızda yarar var. Joan Miro ekspresi, Pireneler’i geçtikten sonra Katalonya’nın büyüleyici Akdeniz manzaraları arasından geçiyor. Salvador Dali’ye ihlam veren topraklar bunlar. Eğer üstadı seviyorsanız, Figueras istasyonunda inip, müzesini, sahildeki evlerini gezebilir, kendinizi mimari sürprizlerle dolu bir şehir olan Barselona’ya hazırlayabilirsiniz.

Madrid’e giden Francisco de Goya Ekspresi ise Pirenelerin karlı zirvelerini geride bıraktıktan sonra, İspanyol Kraliyet Sarayı El Escorial’dan geçiyor. Zeytinlikler ve küçük köylerin arasından ilerleyip Madrid’e varıyor. Dilerseniz tren yolculuğunuzu Sevilla’ya kadar sürdürebilirsiniz. Madrid-Sevilla yolculuk süresi 2 saat 20 dakika. Malaga, üç saat civarında. Barselona’dan ise Valencia ya da Alicante’ye klimalı, ferah trenlerle yolculuk edebilirsiniz. Valencia’dan feribota atlayıp Mallorca ya da İbiza adalarına geçebilirsiniz.

Sonbaharda sıcaklıklar katlanılabir düzeylere indiğinde, turist kalabalıkları çekildiğinde Endülüs’ü keşfetmenin zamanı gelmiş demektir. Madrid’den Altaria trenine bindiğinizde Endülüs manzaraları eşliğinde Cebelitarık Boğazı’ndaki Algeciras’a ulaşırsınız. Buradan bir feribota atlayıp, 2,5 saatte, Fas’ın Afrika kıyısındaki Tanca şehrine vardığınızda sizi Tanca Garı’nda yeni bir serüven bekliyor: Marakeş Ekspresi. Trenler konforlu, klimalı ve ucuz. Üstelik yolculuğun sonunda sizi Marakeş gibi rengarenk bir kent karşılıyor.

İstanbul’dan Paris 800 YTL

TCDD’nin Sirkeci Garı’ndan her gün hareket eden Bosfor, Balkan, Dostluk ekspresleriyle aktarmalı olarak Kopenhag’a kadar ulaşmak mümkün. Paris, Amsterdam, Napoli, Venedik, Kopenhag, Viyana dahil 29 şehre, aktarmalı olarak yapacağınız yolculukların biletlerini TCDD’nin Ankara ve İstanbul’daki garlarından alabilirsiniz. Ayrıca çok sayıda kentte konaklayarak yolculuk yapmak isteyenler için 10, 22 ve 30 günlük Interrail Global Pass kartları da TCDD kanalıyla satın alınabilir. (www.tcdd.gov.tr /yolcu/avrupa.htm)

Yataklı vagonla İtalya

Paris’ten Floransa ve Roma’ya uğrayan Palatino treni her akşam saat 19.00’da hareket ediyor. Verona ve Venedik’e giden Stendhal Ekspresi ise hafta içinde 18.55’te, hafta sonunda 19.40’ta kalkıyor. Yataklı vagonların yanı sıra kuşetli vagonlarda da yolculuk yapmak mümkün. Tren Paris’in dış mahallerinden hızlanarak Yonne Nehri’nin yemyeşil vadileri arasında ilerliyor. Küçük köylerin, eski kiliselerin arasından geçiyor. Hava kararmaya başlarken kondüktör, akşam yemeği rezarvasyonları almak için kapınızı çalıyor. Restoran vagonunda, sade, lezzetli üç kap yemekten oluşan mönü 50 YTL.

Sabah kompartman perdesini araladığınızda karşınıza bağlarla çevrili kırmızı çatılı villalardan oluşan köyler çıkacak. Artık İtalya’dasınız. Palantino Ekspresi Floransa’ya kahvaltı saatinde varıyor. Birkaç saat sonra da Roma’daki Termini Garı’na giriyor. Yolculuğunuzu Napoli’ye doğru uzatmak isterseniz bir başka şehirlerarası trene binebilirsiniz. Tren sizi öğle yemeğinde hedefinize ulaştırıyor. Tren konforuna kavuşmuşken, Sicilya’ya kadar devam etmenizi öneririz. Zeytin bahçeleri, bağlar, küçük köylerin arasından geçen Stendhal Ekspresi Verona, Venedik Mestre üzerinden Santa Lucia istasyonuna giriyor, Rialto Köprüsü’nden geçip Sicilya’ya varıyor.

Tren ve feribotla Yunanistan

Paris’ten hergün İtalya’nın Bologno kentine yataklı Palatino treni kalkıyor. Fransa ve İtalya’da birbirinden güzel manzaralar eşliğinde yapacağınız yolculuktan sonra, Bologna Garı’na vardığınızda, zamanınız varsa bu görkemli üniversite kentini gezin. Daha sonra Eurostar Italia trenleriyle Adriyatik Denizi kıyısındaki Bari’ye gidin. Her gece buradan Patras’a feribot kalkıyor. Trenin varış saati ile feribot arasındaki zamanınızda Bari’yi keşfedin. Tarihi dokusu korunmuş, görülmeye değer bir şehir... Akşam yemeğinizi Patras’a giden feribotta yemenizde yarar var. Feribotun birinci sınıf restoranında, deniz manzarası eşliğinde güzel bir yemekten sonra, güverteden uzaklaştığınız İtalya kıyılarını seyredin. Kamaranızda güzel bir uykudan sonra erken kalkıp, denizde gündoğumuna tanık olun. Adriyatik’in mavisi, Ege’yi kıskandıracak kadar derin. Yolda Ithaca ve Kefalonya adalarından geçeceksiniz. Patras’a feribot gün ortasında varıyor. Atina’yı keşfettikten sonra trenle Selanik’e geçebilir, İzmir’in Kordonboyu’na benzeyen sahilinde yürüyebilirsiniz, kent merkezindeki hal binasının çevresindeki restoranlarda lezzetli mezeleri, deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Her akşam Selanik Garı’ndan kalkan Dostluk Ekspresi’ne atlayıp, yataklı vagon konforuyla, ertesi sabah İstanbul’un Sirkeci Garı’nda turunuzu noktalayabilirsiniz.

Kanatlı trenle Fransız Rivierası

Paris’ten başlayıp Akdeniz kıyısındaki şehirlerde gezeceğiniz bir sonbahar yolculuğunun keyfini uzun zaman unutamayacaksınız. TGV’nin hızlı trenleri Nice, Cannes ve Marsilya’ya Fransa’nın doğası en güzel bölgelerinden geçerek ulaştırıyor. Paris - Lyon arasında demiryolu tarlalardan, yemyeşil ağaç dokusuyla kaplı çiftliklerden, tarihi kiliseleri uzaklardan görülen küçük köylerden geçiyor. Güneye yönelen tren Ren Vadisi boyunca alçalıp Provans’da tepelere tırmanıyor. Avignon yakınlarındaki dev viyadükten geçerken kendinizi helikopterde gibi hissedeceksiniz. Solunuzda Palais des Papes’i göreceksiniz. Marsilya Garı’na girmeden hemen önce Monte Kristo Kontu’nun şatosuyla (Chateau d’If) karşılaşacaksınız. Yolculuğun en etkileyici bölümü bu noktadan sonra başlayacak. Avrupa sosyetesinin villaları, süper yatların dizildiği marinaları St. Raphael, Cote d’Azur, Cannes, Nice, Monte Carlo hattında göreceksiniz.

BİLETİNİZİ İNTERNETTEN ALIN

Fransa - Belçika - Almanya: www.thalys.com Fransa - İspanya: www.spanish-rail.co.uk / www.renfe.es İtalya: www.trainitalia.com Almanya: www.bahn.de İsviçre: www.sbb.ch
False