Biraz romantizm biraz tarih: Venedik / İtalya

İster tek başınıza ister arkadaşlarınızla ya da eşinizle… Kimle gidilirse gidilsin büyük keyif alacağınız bir yer Venedik…

Gider gitmez ilk yaptığımız aktivite kanallarda gondolla dolaşmak oldu.

Venedik birçok kanal ve köprülerden oluşmuş, şehirde araç kullanımı yasak. Ulaşım yolu sadece yaya, tekne ve kültürel gondollarla yapılıyor. Hatta polis, ambulans ve itfaiye araçları bile tekne…

Daracık sokak aralarından gondollarla geçmek şehrin bambaşka bir ruhunu size yaşatıyor. Turistik bir aktivite olduğu için biraz pahalı.

Birkaç kişiye sormadan hemen tur satın almayın. Venedik deyince akla bir de maskeler ve tiyatro gelir. Yüzyıllar önce sanatın ve özellikle tiyatronun merkezi olan bu şehirde hâlâ birçok tiyatro salonu ve tarihi mekânlar Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor.

Her adımda çeşit çeşit maske göreceksiniz. Kimisi eğlenceli kimisi çok korkunç ama hepsi de harika. Ya da oradayken öyle geliyor insana… Bazı maskeler tamamen el emeği. Zaten fiyatlarından da anlaşılıyor

Koleksiyonerseniz doğru yerdesiniz diyebilirim. Yakınlarıma hediye almadan dönmem diyenlerdenseniz de Murano camından yapılmış birçok ev aksesuarı, takı veya uygun bütçeli satılan maskelerden alabilirsiniz.

Aynı zamanda vapurlarla Venedik'in hemen yakınındaki Burano ve Murano adacıklarını ziyaret etmelisiniz. Murano adasında cam fabrikası oldukça dikkat çekici. Meşhur Murano camlarını duymuşsunuzdur. İşte tamda bu camların kalbinin attığı yerdesiniz.

Burano ise minicik bir alanda yerleşim yerleri barındıran, evleri birbirinden renkli ve Venedik gibi sokakları kanallardan oluşmuş harika bir ada. Üstelik dantele meraklıysanız harika örtüler, kıyafetler bulabilirsiniz. Sanki Hollywood'daki film stüdyoları gibi...

Gerçek olamayacak kadar güzel gözüküyor Burano. Venedik'ten de çok kolay ve kısa sürede ulaşım sağlanabiliyor.

Venedik'te nerde kalırsanız kalın her yer tarihi. O yüzden otelinizi muhtemelen çok beğeneceksiniz. Ama yine de özellikle tavsiye etmek istediğim bir yer var: Hotel Danieli.

Venedik'in en eski binası. Orada yaşayan en zengin ailenin evi, şimdilerde ise beş yıldızlı bir otel.

Daha düşük bütçeli otellerde kalmayı düşünürseniz mutlaka iyi bir araştırma yapın çünkü bir çoğu kanal yanında olduğu için rutubet ve nem kokusundan rahatsızlık duyabilirsiniz.

Venedik'te en sevdiğim şeylerden biride elimize harita alıp gezmek zorunda olmamamızdı. Yapmanız gereken tek şey her ara sokağa girip kaybolmak. Neden mi? Çünkü eninde sonunda her yer San Marco meydanına çıkıyor.

Yani Venedik'in kalbine, şehrin merkezine… Bu meydan çok gösterişli. İtalya'da ki birçok meydana benzer yanları var. Yalnız yine de bütün bu güzelliklerin yüzyıllar evvel bir adanın üstünde konumlandırılabilmiş olabilmesi bakış açınızı değiştiriyor.

Bu meydanda birçok kafe ve restoran mevcut ama çok pahalı. Bir de sokakta canlı müzik yapan insanlar oluyor. Oturup bir kahve içeyim diyorsunuz, hesaba baktığınızda ekstra canlı müzik içinde ücret eklendiğini görüyorsunuz.

Böyle şeylere hazırlıklı olun. Daha düşük bütçeli yeme içme için sizleri ara sokaklara davet ediyorum. Gece hayatına gelirsek eğer, maalesef çok sıkıcı! Gece 10'dan sonra oturacak bir mekân bile bulamıyorsunuz. Her yer kapanıyor. Sizde odanıza çekiliyorsunuz. O yüzden akşamları da güzel vakit geçirebileceğiniz bir otel araştırmanızı öneririm.

Unutamayacağınız, romantik bir tatile hazır olun!