Evrim SÜMER
Son Güncelleme:
Atların, anıtların, mezar taşlarının insanların, yani her şeyin üzerinde kutsanmış mavi eşarp var
Türk okuyucusu ismini pek bilmeyebilir ama Kanada ve Amerika’da Mehlika Seval veya Meli dediniz mi iş bitiyor. 37 yıllık rehber Mehlika Seval oralarda buradan daha iyi tanınıyor. Uzakta değil, Türkiye’de yaşıyor ama müşterileri ağırlıklı olarak Amerikalı ve Kanadalılar. Bir bakıyorsunuz onlarla Efes’i geziyor, bir bakıyorsunuz Moğolistan’ı...
Meli bir yandan da tam bir ‘One Woman Show’, tek başına çalışıyor, tüm organizasyonları, rezervasyonları kendi yapıyor, web sitesini bile kendi tasarlıyor, güncelliyor... Bu röportaj Meli’nin Moğolistan hakkında anlattıklarının küçük bir özeti...
O kadar çok ülke gördünüz, Moğolistan’ı neden bu kadar seviyorsunuz?
- Oradaki korunmuş doğa halini seviyorum. Globalleşme onların da yakasında. Şamanlar haç takmadan, halk kirlenmeden, Gobi Çölü petrol canavarlarıyla dolmadan Moğolistan’ın her tarafını adım adım görmek istiyorum. Beş kere gittim, her seferinde 2-3 hafta kaldım, daha da çok gideceğim belli ki. Moğolistan Türkiye’nin neredeyse iki misli büyüklüğünde, nüfusu sadece 2.5 milyon. 700 bin kişi başkent Ulan Bator’da, gerisi yurtlarda yaşıyor. Yurt, keçeden yapılmış çadır tipi evler. Daha çok kırsal alanda görülüyor ama şehirde de var. Bazen komik görüntüler çıkıyor ortaya: Alışveriş merkezlerinde goreteks kumaştan çadır satılıyor, o güne kadar yurtta yaşayanlar da gelip o çadırları alıyor.
Coğrafya ve iklim nasıl?
- Ülkenin batısında ve doğusunda çok büyük dağlar var, Orta Moğolistan biraz daha düz. Yaklaşık 1000 metre yükseklikte, uçsuz bucaksız bir alan. Moğolistan’ı görmek için bence en iyi ay ağustos. Kışın 6-7 ay boyunca eksi 50 derece civarı oluyor sıcaklık. Gerçi ağustosta bile yağmur yağabiliyor, hava birdenbire soğuyabiliyor, geceleri sıfır civarı oluyor. Ama ortalama olarak gündüzleri 20-25 derece.
Yollarda bayağı bir zaman geçiriyorsunuz, neler çıkıyor karşınıza?
- Bütün yollarda, en güzel noktalarda stupalar var. Bu halk eskiden Budistmiş ama Şaman kültüründen de müthiş ekilenmişler. Onun getirisi stupalara Budistlerin mabetlerde kutsadıkları mavi eşarpları bağlıyorlar ve dilek tutuyorlar. Bizim gördüğümüz her ağaca bir çaput bağlamamız gibi bir şey.
Nüfusun az olduğu gibi turist de az herhalde...
- Çok az turist var, orada kendimi kraliçe gibi hissediyorum. Moğolistan gezisi demek, doğanın içinde olmak, at ve deveyle yol gitmek, yurtlarda kalmak demek. Tarihi, insanları ve hayvanları seviyorsanız, zırt pırt tuvalete gideceğim, duş alacağım diye tutturmuyorsanız Moğolistan’ı seversiniz. Şehir dışında yaşayanların çoğunun en az 50 tane atı var. Yaşamlarının temeli ve geçim kaynakları attan sağdıkları süt. O sütü her yerde kullanıyorlar. Yoğurt da yapıyorlar, yüz kremi de, içki de...
Yurtlar nasıl?
- Yurdun sağ tarafı kadınların bölümü. Harem selamlık gibi değil ama kadınların eşyaları o tarafta duruyor. Kapının karşısı çocuğun, girişin sağ tarafında mutfak var. İçeride mutlaka bir yerde Buda’nın bir heykeli ve aile büyüklerinin fotoğraflarının olduğu ibadet bölümü bulunuyor. Eskiden tüm aile yıldız şeklinde yatarmış ve ayakları tam ortadaki, topraktaki ocağın üzerindeki örtünün altında olurmuş; şimdi herkesin ayrı yatağı var. Bir yurda bakarak içindekilerin ne kadardır orada yaşadığını anlarsınız. Uzun zaman kullanılan yurdun dışı kararmış oluyor, genç çiftlerinki bembeyaz.
KATEDRAL BİLE ÇADIR FORMUNDA İNŞA EDİLMİŞ
Eskiden hepsi Budist’ti dediniz, şimdi neye tapıyorlar?
- Değişen ve globalleşen dünya sayesinde şimdi birçok Hıristiyan var. Koskoca Moğolistan’ın en büyük binası bir Katolik katedrali, başkentte bir Mormon kilisesi bile var. Katedrali halk yabancılık hissetmesin diye yurt formunda inşa etmişler. Tabii ki keçe değil ama formu onlardan esinlenmiş. Şaman ve Budist gelenekleri sürüyor. Mesela güzel buldukları her şeyi kutsuyorlar. Yolda gördüğünüz atların, anıtların, mezar taşlarının, insanların, kısacası her şeyin üzerinde Budist tapınaklarında kutsanmış mavi eşarplar var.
Bu mavi örtülerden herkes alabilir mi?
- Her yerde Budist mabetleri var. Herkes ziyaret edebiliyor. Bir dileğiniz veya derdiniz varsa oradaki onlarca Budist rahibin birine söylüyorsunuz, sonra geçip arkaya oturuyorsunuz. Bu arada onlar sizin için şarkılar söyleyerek ibadet ediyorlar. Erkek rahiplerin olduğu tapınakların yanı sıra, çocuk rahipler mabedi, kadın rahipler mabetleri de var.
Şamanlar çok mu?
- Var ama çok az kalmışlar. Şamanlar sanki hálá paleolotik dönemde yaşıyorlar. Hayvanlardan faydalanmıyorlar, doğada ne varsa onu kullanıyorlar. Mesela evini yapmak için ağaç kesmiyor, onun yerine evini ağacın kabuğundan yapıyor. Mağara adamı değiller tabii ama bayağı gerideler. Çünkü Şaman’ın anlamı doğaya saygı.
İKİNCİ AY MEĞERSE MARS’MIŞ
Moğolistan uzaydan bakıldığında dünyanın en karanlık yerlerinden biri. Moğolistan’da geceler çok güzel. Bir gece belki milyon yılda bir yaşanacak bir şeye tanık oldum. O gece ayın doğuşunu seyrettik, yeni aydı ve hilal şeklindeydi. Ben sonrasında düşüncelere, hayallere daldım. İpek Yolu’ndaki kervanlar aya bakarak nasıl yolunu buluyordu, Ömer Hayyam ona bakarken ne hissederdi diye düşünürken, iki saat önce doğan ay birdenbire kıpkırmızı bir top halinde tekrar doğmaya başladı. Hani dolunay bazen portakal rengi doğar ya, aynen öyle. Şaşırdık kaldık. Meğerse Mars’ın dünyaya yakın olduğu günlerin birindeymişiz. Bütün gazeteler yazmış ama orada hiç gazete okumadığımız için haberimiz yoktu.
En sevdiği 5 yer
Kızılkaya Köyü (İran sınırında)
Güzelyurt (Kapadokya)
Posof (Kars)
Nana Hatun Türbesi (Erzurum-Erzincan arasında)
Çin
seyahatte ne okuyor
Gittiği yerin tarihi, felsefesi, dini, ve sanatıyla ilgili bir şeyler okuyor. Bir de mutlaka o ülkenin bir yazarının kitabını.
ne dinliyor
Klasik müzik. Favorileri Mozart, Mendelssohn, Schubert, Telemann.
ne yiyor, ne içiyor
Yemek konusunda kısıtlaması yok ama Türk yemeği dışında hiçbir şeyi gerçekten beğenmiyor. Turlarında uygun bir mutfak bulunca kendi de yemek pişiriyor.
ne giyiyor
Çok hafif bir çantayla seyahat ediyor ve rahat ettiği şekilde giyiniyor.
neyle seyahat ediyor
En çok at ve deveyle yolculuğu seviyor. Hem hayvanları seviyor hem de onların ritmini. Daha modern bir şey var mı diye sorunca buharlı lokomotif diyor.
nerede kalıyor
O yörenin halkının yaptığı ve işlettiği lokal otelleri seviyor, büyük lobilere, şık üniformalara kanmıyor. ‘Müşterilerin oda numarası olarak değil, birer kişi olarak görüldüğü oteller’ diyor.
kimle seyahat ediyor
Kafası çalışan herkesle seyahat edebilir.
çantasının olmazsa olmazları
Cep telefonu, para, bir tane kredi kartı, klasik müzik CD’leri ve çocuklarının fotoğrafları.
O kadar çok ülke gördünüz, Moğolistan’ı neden bu kadar seviyorsunuz?
- Oradaki korunmuş doğa halini seviyorum. Globalleşme onların da yakasında. Şamanlar haç takmadan, halk kirlenmeden, Gobi Çölü petrol canavarlarıyla dolmadan Moğolistan’ın her tarafını adım adım görmek istiyorum. Beş kere gittim, her seferinde 2-3 hafta kaldım, daha da çok gideceğim belli ki. Moğolistan Türkiye’nin neredeyse iki misli büyüklüğünde, nüfusu sadece 2.5 milyon. 700 bin kişi başkent Ulan Bator’da, gerisi yurtlarda yaşıyor. Yurt, keçeden yapılmış çadır tipi evler. Daha çok kırsal alanda görülüyor ama şehirde de var. Bazen komik görüntüler çıkıyor ortaya: Alışveriş merkezlerinde goreteks kumaştan çadır satılıyor, o güne kadar yurtta yaşayanlar da gelip o çadırları alıyor.
Coğrafya ve iklim nasıl?
- Ülkenin batısında ve doğusunda çok büyük dağlar var, Orta Moğolistan biraz daha düz. Yaklaşık 1000 metre yükseklikte, uçsuz bucaksız bir alan. Moğolistan’ı görmek için bence en iyi ay ağustos. Kışın 6-7 ay boyunca eksi 50 derece civarı oluyor sıcaklık. Gerçi ağustosta bile yağmur yağabiliyor, hava birdenbire soğuyabiliyor, geceleri sıfır civarı oluyor. Ama ortalama olarak gündüzleri 20-25 derece.
Yollarda bayağı bir zaman geçiriyorsunuz, neler çıkıyor karşınıza?
- Bütün yollarda, en güzel noktalarda stupalar var. Bu halk eskiden Budistmiş ama Şaman kültüründen de müthiş ekilenmişler. Onun getirisi stupalara Budistlerin mabetlerde kutsadıkları mavi eşarpları bağlıyorlar ve dilek tutuyorlar. Bizim gördüğümüz her ağaca bir çaput bağlamamız gibi bir şey.
Nüfusun az olduğu gibi turist de az herhalde...
- Çok az turist var, orada kendimi kraliçe gibi hissediyorum. Moğolistan gezisi demek, doğanın içinde olmak, at ve deveyle yol gitmek, yurtlarda kalmak demek. Tarihi, insanları ve hayvanları seviyorsanız, zırt pırt tuvalete gideceğim, duş alacağım diye tutturmuyorsanız Moğolistan’ı seversiniz. Şehir dışında yaşayanların çoğunun en az 50 tane atı var. Yaşamlarının temeli ve geçim kaynakları attan sağdıkları süt. O sütü her yerde kullanıyorlar. Yoğurt da yapıyorlar, yüz kremi de, içki de...
Yurtlar nasıl?
- Yurdun sağ tarafı kadınların bölümü. Harem selamlık gibi değil ama kadınların eşyaları o tarafta duruyor. Kapının karşısı çocuğun, girişin sağ tarafında mutfak var. İçeride mutlaka bir yerde Buda’nın bir heykeli ve aile büyüklerinin fotoğraflarının olduğu ibadet bölümü bulunuyor. Eskiden tüm aile yıldız şeklinde yatarmış ve ayakları tam ortadaki, topraktaki ocağın üzerindeki örtünün altında olurmuş; şimdi herkesin ayrı yatağı var. Bir yurda bakarak içindekilerin ne kadardır orada yaşadığını anlarsınız. Uzun zaman kullanılan yurdun dışı kararmış oluyor, genç çiftlerinki bembeyaz.
KATEDRAL BİLE ÇADIR FORMUNDA İNŞA EDİLMİŞ
Eskiden hepsi Budist’ti dediniz, şimdi neye tapıyorlar?
- Değişen ve globalleşen dünya sayesinde şimdi birçok Hıristiyan var. Koskoca Moğolistan’ın en büyük binası bir Katolik katedrali, başkentte bir Mormon kilisesi bile var. Katedrali halk yabancılık hissetmesin diye yurt formunda inşa etmişler. Tabii ki keçe değil ama formu onlardan esinlenmiş. Şaman ve Budist gelenekleri sürüyor. Mesela güzel buldukları her şeyi kutsuyorlar. Yolda gördüğünüz atların, anıtların, mezar taşlarının, insanların, kısacası her şeyin üzerinde Budist tapınaklarında kutsanmış mavi eşarplar var.
Bu mavi örtülerden herkes alabilir mi?
- Her yerde Budist mabetleri var. Herkes ziyaret edebiliyor. Bir dileğiniz veya derdiniz varsa oradaki onlarca Budist rahibin birine söylüyorsunuz, sonra geçip arkaya oturuyorsunuz. Bu arada onlar sizin için şarkılar söyleyerek ibadet ediyorlar. Erkek rahiplerin olduğu tapınakların yanı sıra, çocuk rahipler mabedi, kadın rahipler mabetleri de var.
Şamanlar çok mu?
- Var ama çok az kalmışlar. Şamanlar sanki hálá paleolotik dönemde yaşıyorlar. Hayvanlardan faydalanmıyorlar, doğada ne varsa onu kullanıyorlar. Mesela evini yapmak için ağaç kesmiyor, onun yerine evini ağacın kabuğundan yapıyor. Mağara adamı değiller tabii ama bayağı gerideler. Çünkü Şaman’ın anlamı doğaya saygı.
İKİNCİ AY MEĞERSE MARS’MIŞ
Moğolistan uzaydan bakıldığında dünyanın en karanlık yerlerinden biri. Moğolistan’da geceler çok güzel. Bir gece belki milyon yılda bir yaşanacak bir şeye tanık oldum. O gece ayın doğuşunu seyrettik, yeni aydı ve hilal şeklindeydi. Ben sonrasında düşüncelere, hayallere daldım. İpek Yolu’ndaki kervanlar aya bakarak nasıl yolunu buluyordu, Ömer Hayyam ona bakarken ne hissederdi diye düşünürken, iki saat önce doğan ay birdenbire kıpkırmızı bir top halinde tekrar doğmaya başladı. Hani dolunay bazen portakal rengi doğar ya, aynen öyle. Şaşırdık kaldık. Meğerse Mars’ın dünyaya yakın olduğu günlerin birindeymişiz. Bütün gazeteler yazmış ama orada hiç gazete okumadığımız için haberimiz yoktu.
En sevdiği 5 yer
Kızılkaya Köyü (İran sınırında)
Güzelyurt (Kapadokya)
Posof (Kars)
Nana Hatun Türbesi (Erzurum-Erzincan arasında)
Çin
seyahatte ne okuyor
Gittiği yerin tarihi, felsefesi, dini, ve sanatıyla ilgili bir şeyler okuyor. Bir de mutlaka o ülkenin bir yazarının kitabını.
ne dinliyor
Klasik müzik. Favorileri Mozart, Mendelssohn, Schubert, Telemann.
ne yiyor, ne içiyor
Yemek konusunda kısıtlaması yok ama Türk yemeği dışında hiçbir şeyi gerçekten beğenmiyor. Turlarında uygun bir mutfak bulunca kendi de yemek pişiriyor.
ne giyiyor
Çok hafif bir çantayla seyahat ediyor ve rahat ettiği şekilde giyiniyor.
neyle seyahat ediyor
En çok at ve deveyle yolculuğu seviyor. Hem hayvanları seviyor hem de onların ritmini. Daha modern bir şey var mı diye sorunca buharlı lokomotif diyor.
nerede kalıyor
O yörenin halkının yaptığı ve işlettiği lokal otelleri seviyor, büyük lobilere, şık üniformalara kanmıyor. ‘Müşterilerin oda numarası olarak değil, birer kişi olarak görüldüğü oteller’ diyor.
kimle seyahat ediyor
Kafası çalışan herkesle seyahat edebilir.
çantasının olmazsa olmazları
Cep telefonu, para, bir tane kredi kartı, klasik müzik CD’leri ve çocuklarının fotoğrafları.