Tur Suresi Oku - Tûr Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

Güncelleme Tarihi:

Tur Suresi Oku - Tûr Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2020 14:15

Tur Suresi Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “etTûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir. Sûrede başlıca, ahiret hâlleri, kâfirlerin karşılaşacakları ceza, mü’minlerin mükâfatları konu edilmekte ve müşriklerin Hz. Peygamber hakkındaki batıl iddiaları reddedilmektedir. İşte, Diyanet meali ile birlikte Tûr Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu

Haberin Devamı

Tur Suresi mushaftaki sıralamada elli ikinci, iniş sırasına göre yetmiş altıncı sûredir. Secde sûresinden sonra, Mülk sûresinden önce Mekke’de inmiştir. İlk âyetinde geçen ve genellikle Sînâ dağı olarak anlaşılmış olan “Tûr” kelimesi sûreye ad olmuştur. İşte, Diyanet verilerine göre Tûr Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu

TUR SURESİ ANLAMI

Yemin ifadeleriyle hesap gününün kaçınılmaz bir gerçek olduğuna vurgu yapılarak başlayan sûrede, inkârcıların âhiret hayatıyla yüz yüze gelince karşılaşacakları durum, ardından cennete lâyık görülecek takvâ ehlinin mükâfatları tasvir edilmekte; Resûl-i Ekrem’in gerçek peygamber olduğunu kanıtlayan delillere yer verilerek (Kur’an’ın benzerini kendilerinin de ortaya koyabilecekleri iddiasında bulunanlara bu hususta meydan okunmak ve onlara çarpıcı sorular yöneltilmek suretiyle) Resûlullah’a karşı ileri sürülen asılsız iddialar çürütülmektedir.

Haberin Devamı

TUR SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

1.Vet tur
2.Ve kitabim mestur
3.Fi rakkım menşur
4.Vel beytil ma'mur
5.Ves sakfil merfu'
6.Vel bahril mescur
7.İnne azabe rabbike le vakı'
8.Ma lehu min dafi'
9.Yevme temurus semau mevra
10.Ve tesirul cibalu seyra
11.Fe veyluy yevmeizil lil mukezzibin
12.Ellezine hum fi havdıy yel'abun
13.Yevme yude'une ila nari cehenneme de'a
14.Hazihin narulleti kuntum biha tukezzibun
15.E fe sıhrun haza em entum la tubsırun
16.Islavha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum innema tüczevne ma kuntum ta'melun
17.İnnel muttekıyne fi cennativ ve neıym
18.Fakihine bima atahum rabbuhum ve vekahum rabbuhum azabel cehıym
19.Kulu veşrabu heniem bima kuntam ta'melun
20.Muttekiine ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn
21.Vellezine amenu vettebeathum zurriyyetuhum bi imanim elhakna bihim zurriyyetehum ve ma eletnahum min amelihim min şey' kullumriim bima kesebe rahin
22.Ve emdednahum bi fakihetiv ve lahmim mimma yeştehun
23.Yetenazeune fiha ke'sel la lağvun fiha ve la te'sim
24.Ve yetufu aleyhim ğılmanil lehum keennehum lu'luum meknun
25.Ve akbele ba'duhum ala ba'dıy yetesaelun
26.Kalu inna kunna kablu fi ehlina muşkikıyn
27.Fe mennellahu aleyna ve vekana azabes semum
28.İnna kunna min kablu ned'uh innehu huvel berrur rahıym
29.Fe zekkir fema ente bi nı'meti rabbike bi kahiniv ve la mecnun
30.Em yekulune şaırun neterabbesu bihi raybel menun
31.Kul terabbesu fe inni meakum minel muterabbisıyn
32.Em te'muruhum ahlamuhum bihaza em hum kavmun tağun
33.Em yekulune tekavveleh bel la yu'minun
34.Felye'tu bi hadisim mislihi in kanu sadikıyn
35.Em huliku min ğayri şey'in em humul halikun
36.Em halekus semavati vel ard bel la yukınun
37.Em ındehum hazainu rabbike em humul musaytırun
38.Em lehum sullemuy yestemiune fih felyeti mustemiuhum bi sultanim mubin
39.Em lehul benatu ve lekumul benun
40.Em tes'eluhum ecran fe hum mim mağramim muskalun
41.Em ındehumul ğaybu fe hum yektubun
42.Em yuridune keyda fellezine keferu humul mekidun
43.Em lehum ilahun ğayrullah subhanellahi amma yuşrikun
44.Ve iy yerav kisfem mines semai sakıtay yekulu sehabum merkum
45.Fe zerhum hatta yulaku yevmehumullezi fihi yus'akun
46.Yevme la yuğni anhum keyduhum şey'ev ve la hum yunsarun
47.Ve inne fillezine zalemu azaben dune zalike ve lakinne ekserahum la ya'lemun
48.Vasbir li hukmi rabbike fe inneke bi a'yunina ve sebbıh bi hamdi rabbike hıyne tekum
49.Ve minel leyli fesebbıhhu ve idbaran nucum

Tur Suresi Oku - Tûr Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Okunuşu (Diyanet Meali)

TUR SURESİ ARAPÇA OKUNUŞUNUN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

TUR SURESİ TEFSİRİ

Mekke döneminin ikinci yarısında nâzil olmuştur. Adını birinci âyette geçen tûr (dağ) kelimesinden alır. Ve’t-tûr sûresi diye de anılır. Kırk dokuz âyet olup fâsılası “ا، ر، ع، م، ن” harfleridir. İnsanda sorumluluk duygusu uyandırmak ve bu duyguyu güçlendirmek için âhiret hayatının tasvirini yapan ve ilâhî vahyin ortaya koyduğu gerçeklere karşı puta tapanların ileri sürdüğü iddiaları reddeden sûrenin muhtevası iki bölüm halinde ele alınabilir. Birinci bölümde Tûr’a (Sînâ dağı), ince deri üzerine yazılmış kitaba, Beytülma‘mûr’a, yükseltilmiş bir tavan görünümündeki semaya, kabarmış denize yemin edilir ve rabbin mukadder azabının mutlaka gelip çatacağı belirtilir. Ardından çıplak gözle bakıldığında yer-gök diye görünen ve içinde insanı barındıran tabiatın düzeninin bozulup kıyametin kopacağı günde ilâhî gerçekleri yalan sayanların çok zor durumda kalacağı ve itilip cehenneme atılacağı anlatılır. Daha sonra başta şirk ve inkâr olmak üzere kötülüklerden korunanların cennet nimetleri içinde kendileri gibi iman eden aile fertleriyle birlikte hayat sürecekleri ifade edilir. Cennettekilerin birbirleriyle görüşüp sohbet edecekleri ve dünyada daima Allah’ın huzurunda hesap verme endişesi taşıdıklarını söyleyecekleri bildirilir (âyet: 1-28).

İkinci bölümde Hz. Peygamber’in müşriklerle olan mücadelesi anlatılır; Resûlullah’a öğüt vermeye devam etmesi, muhataplarının kendisi için kâhin, mecnun, şair demelerinden etkilenmemesi bildirilir. Kendisine karşı direnenlerin selim yaratılışlarını bozmaya çalıştıkları, azgınlığı tercih ederek Kur’an’ı Muhammed’in uydurduğunu söyledikleri, onların hiçbir zaman böyle bir metin meydana getiremeyecekleri, kendilerinin, putlarının kâinatı yaratıp yönetme gücüne sahip olmadıkları, buna rağmen Allah’tan başka mâbudlar edindikleri ifade edilir. Bu hususlar soru edatıyla başlayan, secili ve etkileyici cümleler içinde yer alır (âyet: 35-43). Bölümün sonunda Resûl-i Ekrem’e hitap edilir ve müşrikleri felâkete mâruz kalıp kimseden yardım alamayacakları güne havale ederek kararmış kalpleriyle baş başa bırakması emredilir; bunların ebedî hayatta da azaba uğrayacakları belirtilir. Yine Resûlullah’a hitap edilerek rabbinin hükmüne rıza göstermesi, zira kendisinin ilâhî koruma altında bulunduğu bildirilir; gece ve gündüz Allah’ı tesbih ve hamd ile anması emredilir (âyet: 29-49).

Fert ve cemiyet hayatının düzeni bakımından çok önemli bir etken olan sorumluluk duygusu Kur’an’da özellikle Mekkî sûrelerde sık sık vurgulanır. Sorumlulukların yerine getirilmesi için kişiyi harekete geçirecek sebepler dünyada yetersiz kalabilir. Zira asıl sorgulama büyük hesap gününde gerçekleşecektir. Mekke döneminin ikinci yarısında, vicdanları büsbütün kararmamış insanların nazarında doğru ile yanlış artık birbirinden ayrılmış bulunuyordu. Buna rağmen Kureyş ileri gelenleri gerçeği kabul etmedikleri gibi inananların bir kısmını işkenceye mâruz bırakıyor, bir kısmını Habeşistan’a hicret etmeye mecbur ediyordu. Cenâb-ı Hakk’ın resulüne ve müslümanlara emri, Müddessir ve Müzzemmil başta olmak üzere birçok Mekkî sûrede sabretmeleri, Allah’ı yüceltmeleri, O’na övgü ve senâda bulunmalarıdır. Zira bu sayede Hakk’ın lutuf ve yardımına nâil olacaklardır.

Tûr sûresi, Resûlullah’a diğer peygamberlere gönderilen vahiylerden fazla olarak bir üstünlük nişanesi şeklinde verilen “mufassal” sûrelerdendir. Hz. Peygamber’in bu sûreyi bazı akşam namazlarında okuduğu rivayet edilmiştir. Cübeyr b. Mut‘im, henüz müslüman olmadan önce geldiği Medine’de Resûl-i Ekrem’in ağzından üstün edebî üslûba sahip bu sûreyi duyunca çok etkilendiğini anlatmıştır (Buhârî, “Tefsîr”, 52/1; Müslim, “Salât”, 174; İbn Hacer, I, 227; İbrâhim Ali, s. 319-320). Bazı kaynaklarda yer alan (Zemahşerî, V, 632; Beyzâvî, IV, 201), “Tûr sûresini okuyan kimsenin Allah tarafından azaptan kurtarılıp cennet nimetleriyle faydalandırılması gerçekleşmiş bir haktır” meâlindeki hadisin mevzû olduğu kabul edilmiştir (Zemahşerî, neşredenin notu, I, 684; Tarablusî, II, 722). Abdülhüseyin Dostgayb Ķıyâmet ve Ķurǿân: Tefsîr-i Sûre-i Şerîfe-i Ŧûr adıyla bir eser yayımlamıştır (Şîraz 1981).

Haberin Devamı

TUR SURESİ TEFSİRİ İÇİN TIKLAYINIZ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!