Hastalıktan dolayı oruç bozmak günah mı? Diyanet'ten önemli bilgi

Güncelleme Tarihi:

Hastalıktan dolayı oruç bozmak günah mı Diyanetten önemli bilgi
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2024 11:09

Hastalıktan dolayı oruç bozmak pek çok vatandaşın araştırdığı konular arasında yer alıyor. Oruç, ibadet niyetiyle tan yerinin ağarmasından (fecr-i sâdık), güneş batıncaya kadar, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir. Söz konusu yasak fiillerin işlenmesiyle oruç bozulur. Ancak hastalık ve benzeri zaruri durumlar, bazı yükümlülükleri de beraberinde getirerek orucu bozmayı mümkün kılmaktadır. Peki, Hastalıktan dolayı oruç bozmak günah mı? İşte, o detaylar

Haberin Devamı

Orucu bozup sadece gününe gün kaza gerektiren fiiller şunlardır:

a) Yolculuk ve hastalık gibi meşru bir mazerete dayalı olarak yemek ve içmek.

b) Kasıt olmaksızın hata ile bir şey yemek ve içmek. Oruçlu olduğu hatırında olan bir kimsenin abdest alırken boğazına su kaçırması böyledir.

c) Taş, kâğıt ve pamuk gibi beslenme amacı ve anlamı taşımayan şeyleri yutmak.

d) Dişler arasında kalan nohut tanesi büyüklüğündeki kırıntıyı yutmak.

e) Yenilip içilmesi mutat olmayan çiğ pirinç, buğday ve darı gibi küçük bir şeyi alıp yutmak.

f) Henüz vakit var zannı ile fecrin/tan yerinin ağarmasından sonra yeme ve içmeye devam etmek veya güneş battı zannı ile henüz güneş batmadan iftar etmek.

g) Orucu bozan şeyleri bir başkasının zorlaması ile yapmak.

h) İsteyerek ağız dolusu kusmak.

i) Cinsel ilişki dışında başka bir fiille cünüp olmak.

j) Ağza giren yağmur, kar veya doluyu elinde olmadan yutmak.

k) Yıkanırken veya yüzerken elinde olmadan su yutmak.

l) Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulmuş olduğu zannıyla günün geri kalan kısmında yeme-içmeye devam etmek.

m) Niyeti imsaktan sonraya bırakıp sonrasında yaptığı bu niyetin geçersiz olduğunu düşünerek günün geri kalan kısmında bilerek yemek-içmek.

n) Ramazan orucunu vaktinde tutmamak. Dinen meşru bir mazeret bulunmaksızın Ramazan’da oruç tutmamak büyük günahtır (Merğinânî, el-Hidâye, 1/120-127; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/409-411).

BAKMADAN GEÇME!