GeriSeyahat Pamukkale yenilendi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Pamukkale yenilendi

Pamukkale yenilendi

Türkiye’de her gün bir yenisi yaşanan çevre katliamlarından Pamukkale de 1990’larda nasibini almıştı. UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne giren travertenler “kararıyor, kararmıyor” tartışmalarına konu oldu. Karardıkça bölgeyi gelen turist sayısı azaldı. Nihayet 2006’da Pamukkale’yi Koruma Programı için düğmeye basıldı. Çalışmaların meyvesini vermesi yaklaşık iki yıl aldı. Travertenler beyazladı, Pamukkale eski haline döndü. Bölgede turizm geçen yıl kıpırdamaya başlamıştı. Bu yıl atağa geçti. İlk üç ayda travertenlerin ziyaretçisi, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30 arttı.

Pamukkale, Küçük Çökelez Dağı’nın Çüruksu Vadisi’ne doğru alçalan yamaçlarında, deniz seviyesinden yaklaşık 400 metre yükseklikte. 900 dekarlık bir yaylaya yayılıyor. Traverten taraçalarının bembeyaz görünümü nedeniyle yöreye Pamukkale ismi verilmiş. Beyazlığın kaynağı, düzlükteki faylardan yeryüzüne çıkan kaynak suyu. Kireç taşı içeren 35 derece sıcaklığındaki su yeryüzüne çıktıktan sonra, bileşimindeki karbondioksit gazı uçuyor. Kirecin bir bölümü tortulaşıp, kayaları kaplıyor.

SUYU BİLGİSAYAR KONTROLÜNDE

Binlerce yıllık süreçte kireç tabakaları travertenlerde üst üste yığılmış, pamuk görüntüsü oluşmuş. Uzaktan kara benzese de traverten yüzeyleri mermer gibi sert. Bu doğa harikası 1990’larda kontrolsüzlük nedeniyle kirlenmeye başladı. Sorun 2000’lerin başında bölge turizmini baltalayacak boyutlara ulaştı.
Pamukkale Ören Yeri’nin kurtarılması, 2006 sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Denizli İl Özel İdaresi arasında imzalanan protokolla başladı. Bu amaçla Pamukkale İşletme Müdürlüğü kuruldu. İşletme Müdürlüğü’ne Nevzat Sallio, Şube Müdürlüğü’ne Orhan Parlak, Mali Koordintörlüğe Ali Aktürk tayin edildi. Kollar sıvandı.
Pamukkale İşletme Müdürü Nevzat Sallio ve ekibi önce sorunun kaynağını tespit etti. Kirlenmenin iki nedeni vardı: Su kaynağının kontrol edilememesi ve travertenlere çıkan ziyaretçiler. Suyun miktarı ayarlanmadığı için travertenlerde yeterli çökelti oluşmuyor, tam tersine yosunlanmayla kirleniyordu. “Suya kapsamlı bir düzenleme yaparak işe başladık” diyor Sallio. “Eskiden travertenlere ulaşan suyun debisi saniyede 400 litreydi. Çökelti oluşma hızı düşüktü. Miktarı 260 litreye kadar indirdik. Kanal kapakları ve pompaları merkezden yönetecek, ana hatlardaki debilerin ölçülmesini sağlayacak otomasyon sistemini kurduk. Artık sular bilgisayar kontrollü sisteme alındı. Travertenlerde suyun ne zaman, nereye, ne kadar süreyle akıtılacağı otomasyon sistemiyle belirlenmeye başladı. Üç gün su bırakılıyor, bir hafta kuruyup beyazlaşması için bekleniyor. Bu çalışma travertenlerin daha kaliteli şekilde beyazlamasını sağladı. Hatta belki de Hiarapolis döneminde bile Pamukkale ancak bu kadar beyazdı.”

MOBESE İLE 24 SAAT KONTROL

Travertenlerde ulaşılan beyazlığı korumak için de bir dizi önlem alındı. Çevreye yürüyüş yolları yapıldı. Ören yerinin girişi ücretli hale getirildi. Geliri çevre düzenlemesi ve alt yapı çalışmalarına harcandı. Peyzaj ve temizlikte ziyaretçilerin ilgisini çekecek unsurlar göz önüne alındı. Ayrıca travertenleri ve ziyaretçileri korumak için bölgeye 19 kamera yerleştirildi. MOBESE İzleme Sistemi kuruldu. Yedi gün 24 saat kesintisiz kayıt yapılabiliyor. Yedisi hareketli 12’si sabit kameranın görüntüsü gerektiğinde büyütülebiliyor, gece görüşü sağlanıyor. Kameralar olası hırsızlık, gasp, taciz gibi istenmeyen olayların da önüne geçecek.

TURİST SAYISINDA REKOR

Pamukkale, Türkiye’nin en çok turist çeken bölgeleri sıralamasında İstanbul, Antalya ve Muğla çevresinden sonra dördüncü. Travertenleri gezen her 10 ziyaretçiden sekizi yabancı, ikisi Türkiye’den. Geçen yıl 1 milyon 400 bin turist ağırlayan bölgenin hedefi bu yıl 1,5 milyon ziyaretçi. Pamukkale’nin tekrar yurtdışındaki acentelerin tur programlarına girmesi en önemli umut. 2007’den, 2008’e bölge turizmi ciddi bir sıçrama yaşadı. Ziyaretçi sayısı yüzde 21,63’lük artış gösterdi. Bu yılın ilk üç ayında ise, geçen yılın aynı dönemine oranla ziyaretçi sayısı yüzde 30 arttı. Pamukkale’ye dünyanın hemen her bölgesinden ziyaretçi geliyor. Son dönemlerde Ortadoğu ve Uzakdoğulular ağırlıkta. Özellikle Güney Kore, Tayvan, Japonya ve Çin’den ilgi yoğun.

KUTSAL ŞEHİR HİERAPOLİS

Pamukkale’nin 18 kilometre uzağındaki antik Hierapolis, “Kutsal Kent” olarak biliniyor. İsmini Bergama’nın kurucusu Telephos’un karısı, Amazon kraliçesi Hiera’dan almış. Tarihi M.Ö 200’e kadar uzanıyor. Roma’dan sonra Bizans Dönemi’nde de çok önemli bir merkez olmuş. Birçok tapınağın yer aldığı kent, Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Philip’in burada ölmesiyle Hıristiyanların da kutsal merkezlerinden birine dönüşmüş. Apollon Tapınağı, St. Philip Martyriumu, Antik Tiyatro, Roma Kapısı, Bizans Kapısı, Agora, müzenin yer aldığı Roma Hamamı, su kanalları, Direkli Kilise, nekropolis kısmen ayakta. Pamukkale’nin diğer tarihi bölgeleri: Eskihisar yakınındaki Laodikya, Yenicekent yakınlarındaki Tripolis, Honaz ilçesi yakınlarındaki Colossea, Lycus Vadisi’ndeki antik kentler...

KAPLICALAR

Karahayıt (Kırmızısu) Kaplıcası: Karahayıt kasabasında. Yakın zamana kadar daha çok iç turizme hizmet veriyordu. Konaklama tesislerindeki artışla yabancıların ilgi alanına girdi. Kırmızısu travertenleri yaklaşık 500 metrekarelik alana yayılıyor.
Pamukkale Kaplıcaları: Pamukkale termal suyunun tedavi edici özelliği, çok eski çağlardan beri biliniyor. Yüksek miktarda kalsiyum hidrokarbonat içeren sıcak termal su kullanılarak ilk kaplıcalar Hierapolis’in çevresine inşa edilmiş. Antik kentin bir kilometre uzağındaki tesisler bugün de turizmde gittikçe ön plana çıkıyor.
Kaklık Mağarası: Denizli’nin Honaz ilçesi Kaklık kasabasında. Şifalı sularının deri ve zührevi hastalıkların tedavisine fayda sağladığı ileri sürülüyor.
Çizmeli (Yenice) Kaplıca ve İçmeleri: Buldan ilçesine 16 kilometre uzaklıktaki Yenicekent’te. Romatizma, kalp, damar sertliği, deri, basur gibi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor.
Gölemezli Çamur Kaplıcası: Akköy ilçesine bağlı Gölemezli Köyü yakınlarında. Dört kaynaktan biri çamur hamamına dönüştürülmüş. Deri hastalıklarının tedavisinde tercih ediliyor.
Babacık (Kabaağaç) Kaplıcası: Sarayköy ilçesi yakınlarındaki Kaabaağaç köyünde. Kükürtlü iki su kaynağından yararlanıyor. Karbondioksit bakımından zengin.
Tekkeköy Kaplıcası: Sarayköy ilçesi Tekke köyü yakınında. Roma devrinden kalma hamamı, havuzu, soyunma yeri bulunuyor. Romatizma, deri, kadın hastalıkları, idrar yolu rahatsızlıkları tedavisinde kullanılıyor.
Kavakbaşı Ilıcası: Akköy’e bağlı Kavakbaşı köyünde. Tesis bulunmuyor.
Kızıldere Ilıcası: Sarayköy’e 11 kilometre uzaklıktaki kızıl renkli kayalardan çıkıyor. Sular buradan kaplıcaya geliyor. İki kubbeli bir hamamı, iki banyo yeri, havuzu ve soyunma yeri var.

GİRİŞ 20 TL

Pamukkale Ören Yeri’ne giriş ücreti 20 TL. 16 yaş altındakilere ücretsiz. Antik Havuz’a giriş 7-12 yaş arasına 10 TL, 13 yaş ve üzerine 23 TL.

ÇEVREDE GÖRÜLECEK YERLER

Acıpayam ilçesindeki Keloğlan Mağarası, Çardak ilçesi yakınlarındaki Acıgöl Kuş Gözlem Yeri, Beyağaç’taki Anıt Orman ve Kartal Gölü görülmesi gereken doğal güzellikler arasında. Yerel tekstil ürünlerinden edinmek istiyorsanız Bayramyeri, Kaleiçi Çarşısı ve çevresindeki mağazaları gezebilirsiniz.
False