GeriSeyahat Colomb’un yanlışlıkla bulduğu topraklar
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Colomb’un yanlışlıkla bulduğu topraklar

Colomb’un yanlışlıkla bulduğu topraklar

Münir Göle, fotoğraf sanatçısı, çevirmen, yazar. Fowles, Tabucchi ve Borges çevirileri var. Ama bir özelliği daha var: Son derece ciddi finans işleriyle uğraşan bir işadamı. Cenevre ve İstanbul’da yaşayan Göle ile geçtiğimiz haftalarda Can Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı Kaçamamak’ta anlattığı Portekiz’in Azor Adaları’nı konuştuk.

Dokuz günlük seyahatte Azor Adaları’nı gördünüz mü gerçekten? Kaçamamak’ta daha çok sizin içsel kaçış yolculuğunuza eşlik ettim gibi geldi bana.

- Kitaptaki hikayeler ve kişiler kurgu ama bu adaların üçünü gerçekten gördüm. Şimdi geri bakarsak bende bir iz bıraktılar mı ya da ben Azor Adaları’nda bir iz bıraktım mı bilemem tabii...

Kitabınız gayet kalıcı bir iz gibi gözüküyor. Üstelik gerçek hikayeler de var.

- Sadece kitaplarda yazan resmi tarihle yetinmedim çünkü. Gayrıresmi tarihlerin peşinde dolaştım. Aziz Brandan’ın yolculuğu, Platon’un hikayesi, korsanlar ve Christoph Colomb’un adaya uğrayışı son derece ilginç. Bu karakterler, gerçek karakterlerden daha çok heyecanlandırıyor beni.

Christoph Colomb Azor Adaları’na yanlışlıkla gelmiş değil mi?

- Evet, burayı bir yanılsamalar zincirinin sonucunda kazara bulmuş. Ptolomeus’un coğrafya kitabındaki bilgiler Rönesans döneminde son derece yanlış bir şekilde ele alınıyor ve ortaya bir harita çıkıyor. Ama 10 bin millik bir sapma ile! Colomb da bu hata sonucunda kendini Azor’da buluyor.

Faial adası ve Horta’yı, Atlas Okyanusu’nda gezen yelkenciler çok seviyor değil mi?

- Evet. Orası oyuncak gibi bir yer. Şehre çıkan basamakların her birinin kenarına Atlantik’i geçen teknelerin isimleri yazılmış, bayrakları resmedilmiş ve ekibin imzaları var. Orada Rahmi Koç’un teknesi Nazenin ve ekibinin isimlerini de gördüm. Aslında coğrafi olarak bakarsanız felaket bir yer. Yanardağ patlamaları, depremler, seller... Ama orada yaşamaya devam ediyorlar.

Dokuz adanın birbirine yakınlığı ne?

- Çok yakınlar aslında ama bir iki tanesine uçakla da gidebiliyorsunuz. Yarım ay şeklinde yerleştikleri için en baştan en sona olan mesafe biraz daha uzun. Ben adadan adaya tekneyle geçip, sadece bir kere uçağa bindim.

Kitabınızda hüzünlü bir tabloyla karşılaştım. Doğası güzel olsa da adalar hep biraz hüzünlü mü?

- Kartpostal olarak baktığınızda çok mavi ve çok yeşiller. Üzerinde de beyazlar ve başka renkler var. İlk bakışta rengarenk ama daha yakından bakıldığında, gerçek bir plaj yok mesela. Denize giriliyor tabii ama Maldivler de değil sonuçta. Kum dediğiniz şey, volkanik olduğu için siyah. Ne sıcak, ne soğuk. Bütün sene 20-25 derece. Ne denize girecek kadar sıcaklıyorsunuz, ne de üşüyorsunuz. Hüzün derseniz, o biraz benim yazımdan kaynaklanıyor olabilir ama gözle görünür bir ağırlık da var. En son 1957’deki patlama sonucunda adaların coğrafyası değişmiş mesela.

KARANIN İÇİNDE KAYBOLAN FENER

Artık karanın ortasında olan deniz fenerini anlatır mısınız?

- Bu fener Faial adasında. 1957’de iki sene boyunca patlayan yanardağın lavları kıyıyı dolduruyor ve deniz kenarındaki fener, karanın iki kilometre içinde kalıyor. Etrafı simsiyah kayalarla dolu, hafif yan yatmış ve artık beyaz değil. Terkedilmiş, işlevini yitirmiş bir deniz feneri; bir anlamda yitik bir kahraman.

‘Azor Adaları’nı merak ediyorum, şöyle bir gideyim’ demeye değecek yerler mi peki? Portekiz’in 900 kilometre açığında, pek de kolay ulaşılabilir sayılmazlar çünkü.

- Tabii, kesinlikle çok güzel yerler. Ben biraz fazla hüzünlü bir yer resmetmişim galiba. Burası gördüğüm başka hiçbir yere benzemiyor. Portekiz’e de benzemiyor, bildiğimiz ada kavramına da uymuyor. Farklı bir dünya var. Ciddi bir özgürlük duygusu veren bir ortam. İnsanlar heyecanlı, bağıra çağıra konuşuyorlar. Bir gün telefonda konuştuğum arkadaşım ‘İyiyim diyorsun ama birazdan dayak yiyeceksin galiba’ dedi.

Neler var görülecek?

- Sao Miguel içinde kaybolunacak bir ada aslında. Bir anda tropik bir ortamdan çıkıp, Avrupa’nın kuzeyindeki çok sisli bir ülkede gibi hissedebilirsiniz kendinizi. Angro do Heroismo’da inanılmaz bir mimari ve kültürel karışıklık var. Şehirlerin biraz dışına çıkınca bembeyaz evler görüyorsunuz. Faial, çok güzel bir ada. Gördüğüm üç adanın arasında en hoşuma giden burası oldu.

İKİZ GÖLLERİN DİBİNDE YEDİ KAYIP KENT

Sao Miguel başkent ada ve içlerinde en büyüğü. Faial ve Terceira ile karşılaştırınca merkezi bana biraz sevimsiz geldi. Onun sebebi de büyük ve yapılaşmanın çok olması. Ama Ponta Delgada’nın çok güzel bir limanı var. Otomobille gezerken çok ilginç yerler gördüm. Furnas mesela. Veya Sete Cidades (Yedi Kent)... Bir efsanesi var. Portekiz’den kaçan yedi sapkın rahibin birbirine bitişik yedi ayrı şehir kurduğu ama tanrının bu kentlerin hepsini birden yuttuğu söyleniyor. Yedi kayıp kent, şimdi oradaki ikiz göllerin dibindeymiş. Göllerin biri mavi, diğeri yeşil. Suların karıştığı nokta bir çizgi olarak gözüküyor.

En sevdiği 5 yer

Prag Latin Amerika İrlanda Toskana (İtalya) Paris

seyahatte ne okuyor

Bavulunun yarısı kitap dolu. Proust ve Borges tekrar tekrar okumayı sevdiği yazarlar. Seyahatte sadece okumuyor, çoğunlukla yazıyor.

ne dinliyor

Yolculuklarında müzik dinlemiyor.

ne yiyor, ne içiyor

Yemek için yaşayanlardan değil. Yaşamak için yemeyi ve spesiyaliteleri denemeyi seviyor.

ne giyiyor

Rahat ve spor.

neyle seyahat ediyor

En çok yürümeyi seviyor.

nerede kalıyor

Ulaşmak istediği yere yakın yerleri seçiyor.Bu, kimi zaman bir pansiyon, kimi zaman bir butik otel.

kimle seyahat ediyor

Tek başına yolculuğa çıkmayı da seviyor, kız arkadaşıyla romantik bir tatili de.

çantasının olmazsa olmazları

Kişisel bakım malzemesi, fotoğraf makinesi, kitap, kurşunkalem-defter.
False