Bu yılın iki bankosu: San Sebastian ve Wroclaw

Haritada baktığınızda zar zor görülecek kadar bir nokta. Küçücük harflerle yazılsa da, bilenler için muhteşem bir kent. İspanya’nın Biskay Körfezi’nde, Bask Bölgesi’nin lezzet başkenti San Sebastian.

Yıl bitmeden mutlaka gitmeniz, görmeniz, tatmanız gereken bir kent. Bu yolculuğunuz sırasında epey keyif alacağınızı garanti edebilirim. Geleneksel yemek ve film festivallerinin yanı sıra, Avrupa’nın dört bir yanından gelecek olan müzisyenlerin salonlarda, parklarda ve sokaklarda vereceği konserler kulağınızdaki pası kazıyıp atacak. Ama sadece bu değil. 12 ay kültürün başköşede olacağı San Sebastian’ın size sunacağı başka armağanları da var. Kentin kıyısındaki, altın sarısı kumsalla kaplı plajın uzunluğu tam 1350 metre. Kumsalın genişliği ise 40 metre. Okyanustan gelen dalgalarla kucaklaşabileceğiniz, denizin tadını çıkarabileceğiniz muhteşem bir plaj.

EN LEZZETLÄ° TAPASLAR BURADA

San Sebastian, midesine düşkün olanların çok yakından tanıdığı bir kent aynı zamanda. Çünkü yemek, burada yaÅŸayanların ortak tutkularından...ÂÄ°spanya’nın en lezzetli tapaslarını yani mezelerini (Pintxos) sadece burada yiyebilirsiniz. Kaç çeÅŸit tapas olduÄŸunu saymak imkânsız gibi bir ÅŸey.

18’inci yüzyılda Güney Amerika’dan gelen kakaolarla yapılan çikolataların izine bugünkü pastanelerde hâlâ rastlamak mümkün.

Bu küçücük kentte iki tane 3 Michelin yıldızlı lokanta ile onlarca tek yıldızlı lokanta var. Ünlü Arzak ile Akelare lokantalarında yemek yiyebilmek için aylar önceden rezervasyon yaptırmak gerek. Sadece yemek için bu kente gelenlerin sayısı her yıl yüz binleri geçiyor.

San Sebastian’ın tarihi merkezindeki pazaryeri, yeme-içme düşkünlerinin aklını başından alacak kadar renkli ve zengin. Burası midesine olduğu kadar fotoğraf çekmeye meraklı olanların da mutlaka uğraması gereken bir yer.

Sözün özüne gelirsek: San Sebastian’ı gezi listesinin başköşesine mutlaka yazın. Güneş, deniz, kültür ve lezzetli yemekler sizi mutlu edecek.

BURADA YEMEK ERKEK İŞİ

San Sebastian’ın, dünyanın en lezzetli kentlerinden biri olmasının nedenlerinden biri ‘Txoko’ geleneğidir. Buna, yemek pişirmeyi seven erkekler kulübü de diyebiliriz. Başlangıcı 1870 yılına dayanan bu gelenekte, erkekler, genellikle hafta sonları kiraladıkları bir mekânda toplanıp, yemek pişirirler, sohbet ederler, şarkı söylerler, dedikodu yaparlar. Her kulübün bir anayasası vardır. Burada yazılı olan kuralların dışına çıkmak yasaktır. Kulüpler en fazla 80 erkekten oluşur. Bu toplantılarda din ve politika konuşmak kesinlikle yasaktır.

ÂŞIK OLMAK İÇİN NEDEN ÇOK

Polonya’da, Aşağı Silezya’nın tarihi başkenti Wroclaw da, 2016 yılının diğer Avrupa Başkenti. Kent ayrıca, ‘2016 Dünya Kitap Başkenti’ görevini üstlenecek.

Oda Nehri kıyısındaki bu muhteşem kent, kelimenin tam anlamıyla bir tablo... Wroclaw öylesine güzel ki, onu anlatabilecek cümleleri kurmak çok zor. Bu kent usta bir ressamın yaptığı bir tabloda kendini daha güzel ifade edebilir. Bu tablodaki kahramanlardan biri, nazlı nazlı akan nehir olacaksa diğerleri de kentin çeşitli yerlerine yerleştirilmiş 200’den fazla cüce heykeli olacaktır.

Rynek Meydanı, kentin en önemli buluşma merkezlerinden biri. Burada görüntüye giren her şey fotoğraf makinelerini şaşırtır, insan objektifi hangisine doğrultacağını bilemez. Muhteşem köprüler, zamanı durduran tarihi evler, sokaklar, insanlar...

Plac Solny’deki Çiçek Pazarı da rüyaları süsleyecek kadar renkli. Burada yaşama renk katan sadece birbirinden güzel çiçekler değil. Kafeler, barlar ve lokantalar da  kente âşık olmanız için birçok neden barındırıyor.

Bu kentteki birçok yerde ücretsiz internet servisine ulaşabilirsiniz. Ama ben o güzelim meydanlarda oturacağınız kafelerde, telefonunuza ve bilgisayarınıza esir olup, çevrede akıp giden yaşamı kaçırmamanızı öneririm.

FESTİVALLERİ KAÇIRMAYIN

Şubat ve Nisan ayları arasında kentin dört bir yanında çağdaş müzik konserlerini dinleyebileceğinizi bir kenara not edin. Ayrıca Mayıs ayının ikinci haftasında düzenlenecek olan Bira Festivali’nde lezzetli biralarla serinleyeceğinizi, biraların tadına bakarken sokak yemekleri ile karnınızı doyurabileceğinizi de unutmayın. Tüm bu yeme içme şölenine, sokak çalgıcılarının neşeli müzikleri eşlik edecek. Temmuz’da düzenlenecek olan uluslararası film festivali, Ekim’in son haftasında da tiyatro festivali ile kent konuklarını sanata doyuracak.