GeriSeyahat 4500 Euro'ya 30 yıllığına 1 haftalık tatil satın almak ister miydiniz?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
4500 Euro'ya 30 yıllığına 1 haftalık tatil satın almak ister miydiniz?

4500 Euro'ya 30 yıllığına 1 haftalık tatil satın almak ister miydiniz?

Bu, Eren Talu'nun son numarası. Kendisi numara icat etmekte bir numaradır. Bu numaranın adı ev-otel-ev. Türkbükü'nde 20 dönüm arazi içinde kotarılmış 8 bina 6 ünite. Ne tam otel ne tam ev. Parça parça ikisine de biraz sahip oluyorsunuz. Ama tapu yok. Buna karşılık belli bir süre konforun dik alasını satın alıyorsunuz. Ama ne konfor!Olayın aslı ÅŸu: 5 yıl taksitle ödediÄŸiniz en az 4500 en fazla 15000 Euro karşılığında 30 yıl boyunca bir haftalık tatil hakkı satın alıyorsunuz. Elinizi bir tek sıcak sudan soÄŸuk suya sokuyorsunuz. Pardon! Bu projede yer alan 8 havuzun kışın bile ısıtıldığı göz önüne alınırsa, böyle bir ÅŸey de söz konusu olamayacak. Rahat, keyifli, acayip lüks bir tatil. Jakuzisi, hamamı, DVD'si, spa'sı, aromaterapisi aklınıza ne gelirse var. Daha ne olsun? Kapınızın önünde sürekli bekleyen 2 görevli bile var. UzakdoÄŸu'daki o çok pahalı otellerde olduÄŸu gibi, her an hizmete hazır. Servis bu ölçüde yani. Sıkıldınız ve ‘‘Yeter artık! Her yıl Bodrum istemiyorum’’ mu dediniz, o zaman dünyanın herhangi bir yerinde bu ayardaki ev-otel-ev'lerde konaklayabiliyorsunuz. Ama RCI'ın altın deÄŸil, platin üyesi oluyorsunuz. Ä°ÅŸte Eren Talu'nun son numarası bu. O artık yatırımcı mimar. Daha fazla bilgi için müracaata deÄŸil aÅŸağıdaki röportaja baÅŸ vuracaksınız...Bu proje nereden çıktı? Neden ev yaptınız Bodrum'da?- 10 yıl önce Ä°rfan KuriÅŸ'le, Mey'in rıhtımında akÅŸamdan kalma içki içerken, Türkbükü'nün tepesine bakıp, ‘‘Bak, böyle de bir yer varmış’’ dedik, ‘‘Hadi alalım. Bizim de Türkbükü'nde bir yerimiz olsun.’’ Aldık ama 5 yıl gidemedik çünkü yol-mol hak getire. Ne zaman yol açıldı, ‘‘Biz nereyi aldık?’’ diye gittik. MeÄŸer güzel bir yer almışız...Ve...- Ve biz iki uyanık, bu 20 dönüm yere 8 tane biner metrekarelik müstakil havuzlu, garajlı villa yapmaya karar verdik: ‘‘Tanesini bir milyon dolardan satarız, köşe oluruz.’’ Binaları çizdik, inÅŸaata baÅŸladık. Hayatımızda ilk defa kendimiz için yatırım yapıyoruz, çok heyacanlıyız. Arsayla ilgilenenler oluyor, burnumuzdan kıl aldırmıyoruz, sonunda çok para kazanacağız ya. O dönem de Türkiye uçuyor, millet faizlerle yaşıyor, neredeyse herkes rantiye. Fakat kriz oldu. Gerçi biz binaları bitirmiÅŸtik ama Bodrum'da 1000 metre kare ev arayan kimse kalmamıştı! Popo üstü yere oturduk!Sonra?- E yılmadık tabii! Ne yapsak, ne yapsak dedik ve sonunda ampul yandı: ‘‘Ev-otel-ev.’’Nedir o?- Bir tür devre-tatil. Ama var olanların en lüksü. 30 yıl boyunca aklına gelen her türlü hizmetin sunulduÄŸu bir apart-otel'in bir dairesini bir haftalığına kiralıyorsun. Diyelim ki, yılın 33. haftası senin. 30 yıl boyunca bu böyle. O hafta gelemiyorsun deÄŸil mi, ‘‘KardeÅŸim, ben bu hafta deÄŸil, ÅŸu hafta gelmek istiyorum’’ diyorsun. Ya da ‘‘Sıkıldım ben buraya gelmekten. Ne bu her yıl Bodrum Bodrum’’ diyorsun, seni RCI'ın deÄŸiÅŸim sistemi içinde dünyanın bir ucundaki bambaÅŸka bir yere gönderiyoruz. Ama müthiÅŸ otellere. RCI, ‘‘platin kart’’ üyeliÄŸine geçmek istermiÅŸ meÄŸer, biz hazır projeyle gelince, tamam dediler. Tabii ‘‘platin kart’’ sahibi olunca, ‘‘golden kart’’tan farklı olarak aklına gelebilecek en uçuk otellerde kalabiliyorsun. Biz böyle bir imkan tanıyoruz.Günahımız ne olacak?- Mart'ta mı gelmek istiyorsun, bedeli, 4500 Euro. PeÅŸin verebilirsin ya da makul bir faizle Yapı Kredi'ye 5 yılda taksitle ödeyebilirsin. Ama ben kimseye sürekli Bodrum'a gelin demiyorum, aç kataloÄŸu okyanusun neresine gitmek istiyorsan git...Peki ne saÄŸlayacak insana bu ev-otel-ev'ler?- Aklının alabileceÄŸi en yüksek standartta yapıyoruz. Her banyoda jakuzi, her banyoda televizyon, her yatak odasında DVD, her salonda büyük ekran televizyon. Bir tarafıyla bir apart-otel. Ama alışılmamış bir atmosfer. Hem otel hem deÄŸil. Nedir otelin insana cazip gelen yanı? Kötü iÅŸleri hep baÅŸkası yapar. Burada da öyle. GüvenliÄŸinden temizliÄŸine kadar baÅŸkaları sorumlu. Housekeeping uçmuÅŸ bir noktada. Kahvaltını ediyorsun, senin için hizmete devamlı hazır olan 2 kiÅŸi arıyorsun, ‘‘Ben terasa çıkıyorum. Kaldırın kahvaltıyı’’ diyorsun, ekliyorsun: ‘‘Evi de toparlayın, alışveriÅŸi de yapın.’’ 8 bina var, her binada 6 ünite ve 8 havuz var. Minumum ortak alan olsun istedik. Komün hayat yok yani, bir havuzun etrafında herkesin toplanması birbirine bakması yok yani. Ä°nanılmaz bir privacy! Burası bir tesis deÄŸil. Kafeterya, bar-mar yok. Evin orası. Tatile gidiyorsun evin hazır. Dekorasyonu yapılmış teknolojisi konmuÅŸ. Her ÅŸey ama her ÅŸey konfor üzerine kurulmuÅŸ...Kimler üye oldu ÅŸimdiye kadar?- Mustafa TaviloÄŸlu, Sedat AloÄŸlu, Mehmet Cansun, YiÄŸit Åžardan, Serdar Bilgili, Umur Talu, Ali Taran, Jak Davidas, Faruk Bayhan, AyÅŸe Ece Ege...LÄ°GHT METROSEKSÃœELO kel deÄŸil aslında. Saçı olduÄŸu halde kazıtıyor. Dazlak kafayı hem seksi buluyor hem de iÅŸine geliyor. Rahatına pek düşkün çünkü. Onun kıyafet derdi de yok. Eren Talu sadece beyaz gömlek giyiyor. Hep aynı marka. 5'er 5'er alıyor dolabına asıyor. Pardon, duruma göre beyaz tişörte terfi ettiÄŸi de oluyor! Ama esas olarak beyaz gömlek. Pantolonu ya kumaÅŸ ya deri. Ama mutlaka siyah. Hafta içi gömleÄŸi içeride, haftasonuyla birlikte gömleÄŸi dışarı çıkarıyor. ‘‘Casual wear’’ anlayışı bu. CumhurbaÅŸkanıyla görüşürken bile onu öldürsen kravat takmıyor. Yazın çoraplar atılıyor. Tabii ki hep aynı tip ayakkabı giyiliyor. Adam cins! EÅŸi Defne Samyeli ne diyor bu duruma bilmiyorum ama ofisinde sadece kadınlar çalışıyor. Kadınlara erkeklerden daha çok güveniyor. Son olarak ‘‘Light metroseksüel’’ olduÄŸunu söylüyor. Kuralı ÅŸu: ‘‘Manikür pedikür tamam ama krem ve solaryuma hayır!’’DETAY FUZÄ°LÄ° BÄ°R ÅžEYDÄ°RDenir ya: ‘‘Detay çok önemlidir!’’ Hayır efendim, detay fuzili bir ÅŸeydir. Detaylarla deÄŸil insanla uÄŸraÅŸmak lazım. Onu mutlu etmek lazım. Mimari ödül alacağım diye o ahÅŸap oradan geçecek, aradan bir metal çıkacak, neymiÅŸ ÅŸahane bir tasarım olacak. Bunlar ben deÄŸilim. Benim için sonuç önemli. O kiÅŸi mutlu mu memnun mu, bu önemli. Detaylar daha çok mimarları ilgilendiriyor. Ve mimarların arasındaki yarışmaları aslında insanlar hiç iplemiyor. Haberleri bile olmuyor....Tüccar mimarlığı savunuyorumSiz tüccar mimar mısınız?- Elbette. Ve tüccar mimarlığı savunuyorum. Hayatta her ÅŸey, kafası çalışan insanlar için. Bizler neden çalışıyoruz? Daha iyi yaÅŸamak için. Tamam, mimarlığı seviyorum ama esas olarak bu iÅŸi ailemle birlikte daha iyi yaÅŸayabilmek için yapıyorum. Bu konuda herhangi bir kompleksim de yok. Hangi iÅŸi yaparsanız yapın, aynı anda tüccar olmanız gerekiyor. BaÅŸkalarını bilmem ama ben mimari ödülü almak için mimarlık yapmıyorum. Bilmem ne jürisindeki 5 kiÅŸinin beni baÅŸarılı bulup bulmaması hiç umrumda deÄŸil. Kim baÅŸarılı bulunuyorsa piyasada, o para kazanıyor. Bu kadar basit. Ä°ster kabul edin, ister etmeyin baÅŸarı, parayla ölçülüyor. E ben de fena kazanmıyorum. Bundan da utanacak halim yok...Ya piyasanın saygın mimarları sizi küçümsüyorsa...- Valla, o onların sorunu. Beni hiç ilgilendirmiyor. Ben keyif aldığım bir iÅŸi yapıyorum. Yiyorum içiyorum, hayatı istediÄŸim gibi yaşıyorum. Allah saÄŸlık versin. Daha ne isteyeyim?Siz ballı bir mimar mısınız?- Tarot bakan bir hanım var: Hülya Koçak. Hayatımda ilk defa tarot baktırdım. Dedi ki: ‘‘Siz ÅŸanslısınız. Her zaman dört ayağınızın üzerine düşüyorsunuz.’’ Ben de inanmaya baÅŸladım. Evet, galiba ballıyım!Hayatta en çok ÅŸu iki ÅŸeyden mi korkulur: Metresler ve mimarlar.- Ofisini yaptırıyorsan mimardan korkmayacaksın, bankanı, otelini yaptıracaksan da. Ama evini yaptırıyorsan korkabilirsin...Var yani mimarlarla metresler arasında bir benzerlik!- Evet ama ben bu kavramın uzağındayım. Ev yapmıyorum, zaten diÄŸeri de yok!Neden ofisinizde hep kızlar çalışıyor?- Çünkü kadınlara daha çok güveniyorum. 19 mimar filan var...Aralarında hiç erkek yok mu?- Maalesef iki tane var! Onları da ben almadım, ortağım aldı.Pahalıcı bir mimar mısınız?- Hiç deÄŸilim. Maslak'ta bir binada çalışınca öyle bir hava oluyor. Oysa ben iyi mimarlığın asla çok para harcanarak yapıldığına inanmıyorum.Gıcık ve ukala bir tarafınız var. Neden? Hangi konuda gıcıklığı kendinizde hak görüyorsunuz?- Benim gıcıklığım olsa olsa mesleki olabilir. Yoksa herkese saygılıyım. Satabildikleri müddetçe herkes haklıdır. Kim daha iyi satıyorsa en baÅŸarılı o. Bunları söylemek ukalalık mı? BeÄŸenen bizimle çalışsın, beÄŸenmeyen baÅŸkasıyla. Ben son derece gerçekçiyim.ÊAilede baÅŸka mimarlar da var deÄŸil mi?- Evet, erkek kardeÅŸim mimar. Annem babam da mimar. Üçü birlikte çalışıyor. Ben annem ve babamla yemek yiyip sohbet etmekten hoÅŸlanıyorum. Benim tek başına olmam gerekiyor, kendi ekibimle çalışırsam daha iyi iÅŸler çıkarıyorum.Son soru: Defne Samyeli ile evliÄŸiniz nasıl gidiyor?- Karımı kaybetmekten korkan bir erkeÄŸim. Dolayısıyla çok iyi gidiyor.MÄ°NÄ°MALÄ°ZMDEN NEFRET EDÄ°YORUMBen minimalist mimar deÄŸilim. Nefret ediyorum bu kavramdan. Sade ve yalan bir anlayışın peÅŸindeyim. Belki o yüzden beyaza ağırlık veriyorum. Hiçbir akımı takip etmiyorum. Yaptığın oteller bilmem neredeki filanca oteline benziyor iddialarını kabul etmiyorum. Ben esinlenmiyorum kardeÅŸim! ‘‘Philippe Starck'tan etkilenmeyen mimar mı vardır?’’ tezine de katılmıyorum.ERKEK BERBERÄ°NDE BÄ°R KADIN KESÄ°YOR SAÇLARIMISaçlarınız var aslında sizin deÄŸil mi?- Var ama saçsız halimi çok daha konforlu ve rahat buluyorum. Kafamı da seviyorum. Son 2 yıldır sıfıra vurduruyorum.Siz mi baÅŸkaları mı kazıyor kafanızı?- Maalesef berber alışkanlığım doÄŸdu. Eskiden Defne sorumluydu bu iÅŸten. Hani kaniÅŸleri traÅŸ ettikleri bir alet vardır, ben küvete otururdum o da saçlarımı keserdi. Sonra bu bana yetmedi. Berbere gitmeye baÅŸladım. Veysel'e gidiyorum, çok ÅŸeker bir kız tıraÅŸ ediyor beni. Adı Ãœmran. Komik bir kız. Bir gün dedim ki, ‘‘Ayna tutsana, kafamın arkasını görmek istiyorum.’’ A bir baktım, kırmızı bir leke var! ‘‘Bu ne?’’ dedim. ‘‘E sizin böyle bir lekeniz var kafanızda’’ dedi. ‘‘Tam kazıyınca görünüyor.’’ Eve gidince heyecan içinde, ‘‘Defne biliyor musun, kafamda bir doÄŸum lekesi var’’ dedim. ‘‘E günaydın.’’ dedi. Ekledi: ‘‘Deren'de de var, Defne'de de. Hep dalga geçiyoruz ya, senin doÄŸum lekeni almışlar diye...’’HAMÄ°Åž: Eren Talu'nun Maslak'taki ofisinde Türkbükü ev-otel-ev'lerinin showroom'u var. Bizzat yaÅŸayarak ne olacağını görebiliyorsunuz. Ya da ÅŸu internet adresine giriyorsunuz: www.evturkbuku.comÂ
False