Yalçın Bayer

‘Alaca Cami’ hatırası Miniatürk’e taşındı

5 Mart 2024
Rubasam-Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği öncülüğünde Osmanlı’nın K. Makedonya’nın Kalkandelen ilinde bulunan ‘Alaca Cami’ maketi Miniatürk’te geçen cumartesi günü açıldı.

Açılışta RUBASAM Başkanı Süheyl Çobanoğlu, RUBASAM hakkında bilgi verdikten sonra “Bugün RUBASAM’ın ve destekçilerinin katkıları ile imal edilen maketin açılışını gerçekleştiriyoruz. Miniatürk’te Osmanlı-Türk eseri Alaca Cami’nin 1/25 oranında ölçeklendirilmiş yurtdışı eserler bölümünde yer almasını sağladık” dedi.

Proje sorumlusu Hasan Hoşben,Çocukluğumun anıtının burada sergilenmesinden çok mutluyum” diye konuştu. Kalkandelenler Derneği Başkanı Sadettin Tanseli, K. Makedonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu İdris Fazlioski, K. Makedonya Milletvekili Enes İbrahim de birer konuşma yaptılar. RUBASAM’ın akademik üyesi Doç. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, caminin inşa tarihi konusunda farklı görüşler bulunduğunu, ancak bazı kaynaklarda inşa tarihi olarak 1495 veya 1675 yıllarının geçtiğini belirttikten sonra, “Mimari olarak da İtalyan Barok ve Fransa Rokoko’su ile Rönesans’tan sonra yeni akımların etkisi görülmektedir. Her daim mimari yapısından ziyade süslemeleriyle ön plana çıkmış ve bu özelliği ile UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine alınmıştır” açıklamasını yaptı.

RIZA, NASUH’U BASKILIYORBEŞİKTAŞ Belediye Başkanlığı’na ikinci kez ‘atanan’ Rıza Akpolat kadar kaçak inşaatları, yolsuzlukları, haksızlıkları, aile yaşamı gündeme gelen başka bir başkan var mı diye düşünürken, ‘has ‘Beşiktaşlı’ Bilge Solyumruk sosyal medyada döktürüyor. CHP’den aday gösterilmeyince bağımsız adaylığını açıklayan Nasuh Mahruki’nin güçlü kadın kadrosuyla hızlı bir kampanya yürütmesi karşısında endişelenmiş demek ki. Akpolat hemen “Parti üyesi herkes CHP adayı dışında başka bir adaya çalışırsa tüzük açısından parti suçudur” biçiminde bir açıklama yapmış. Solyumruk hemen cevabı yapıştırmış:

Söz verdiğiniz halde ön seçim yapmazsanız, genelgeye aykırı örgüte sormazsanız, onlarca rezalet sonrası aynı adayı dayatırsanız, üyeye direnme hakkı doğduğunu bilmiyor musun?

Sayıştay raporuna göre; 2022 yılı borç stoku tutan, borçlanma haddini 89.561.344,54 TL üzerinde gerçekleştirilen Rıza Akpolat’ın “Bütçeyi verimli kullandık” sözleri komik değil mi?

‘Konserlere, festivallere belediyenin kasasından bir kuruş para harcamadık’ diyerek, işinsanlarının sürece dahil olduğunu iddia ederken, ‘Kendisine kim bu insanlar?’ diye soruyoruz. Hakkındaki iddialara karşı sus pustur. Basının karşısına çıkmak istemez, zor sorular karşısında, ‘Bugüne kadar belediye mi yönettik, öğreniyoruz işte’ dediğini hatırlatıyoruz.

(Solyumruk bir hatırlatma daha yapıyor: Gazeteci Bayer’in beş yıl önce adeta bu günleri görerek ‘Beşiktaş’a yazık’ yazısı... Bu yazıyı hatırlattığı için kendisine teşekkür ediyoruz.)

Yazının Devamını Oku

25 canın gittiği tren kazasında 6 yıldır karar verilemez mi

1 Mart 2024
Çorlu’daki tren kazasındaki karar, adalet raylarının altında kaldı.

İlk defa bir mahkeme heyeti mahkeme salonundan tedirgin olarak çıktı. Ailelerin mahkeme salonunda başlayan isyanı Çorlu sokaklarına taştı. Duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte çok sayıda CHP milletvekili ve bölgeden çok sayıda CHP’li belediye başkanı ve başkan adayları katıldı.

Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği duruşma 25 Nisan’a ertelendi.

Aileler kararı gözyaşları içinde protesto etti. Aileler adına Mısra Öz, Zeliha Bilgin, Hüseyin Şahin açıklama yaptı. 25 Nisan’da yapılacak dava için çağrı yapan aileler, “Daha kalabalık olmalıyız. Bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ederiz” dediler.

Faciada oğlunu kaybeden Mısra Öz, karardan sonra adliye önünde açıklama yaptı. Öz, şunları söyledi: “Adaleti biz mi sağlayalım? Muz cumhuriyetine çevirdiniz be ülkeyi!” GÜNÜN SÖZÜ

“Cahil insan sorunun kaynağı kendisi olduğu halde başkasını suçlar.”

Epiktetos

TRAKYA’DA KOKU VE NEDENLERİ (2)TRAKYA

Yazının Devamını Oku

Trakya’da koku ve kirli hava 1

29 Şubat 2024
Çorlu, Ergene, Çerkezköy, Marmaraereğlisi ve çevresindeki kirli hava ve koku konusundaki bazı yanlış bilgilere ve tanımlamalara açıklık getirmek adına sorunları kataloglamak gerekti.

Çeşitli kaynaklardan yayılan bu koku ve kirlilik, bölge insanı ve yaşam şartları açısından dayanılmaz seviyeye ulaştı. Bu durumun devam etmesi halinde yakın zamanda kitlesel tahribatlar beklenebilecek riskler arasında. Halkın tepki göstermemesi, bu tür sorunları yaratanlara ve denetlemesi gerekenlere esnek bir davranış alanı veriyor gibi gözüküyor. Uyarılmadan, şikâyet beklemeden, görevleri gereği müdahale etmesi gerekenler, burada ihmal hatta işlem yapmamaktaki kasıt nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu işliyorlar.

YANIK PLASTİK KOKUSU

◊ Tekstil fabrikalarında havlı kumaşların tıraşlanması sırasında ısıyla kesim yapılıyor. Tekstil fabrikalarındaki RAM makinelerinde kumaşın ısıl işleminde kavrulan plastik-polyester elyafın ürettiği gazlar.

◊ Çorlu’nun Çerkezköy yolu üzerinde atıktan alüminyum külçe üreten metal geri dönüşüm işletmeleri var. Bu işletmeler kola kutularını eritiyor. Bu kutuların içi plastik, dışı boya kaplı.

◊ Plastik polyester malzemeden ısı izolasyon malzemesi, yalıtım malzemesi ve sünger üreten işletmelerden yayılan gazlar. Çalıntı kablolardan ve hurda kablolardan bakır telleri ayırmak için yakan korsan atık depoları var.

KİMYASAL KOKUSU

◊ Tekstil fabrikalarında bazı proseste solvent kullanılıyor. Bu malzeme buharlaşan bir kimyasal. İşletmenin içinde de aktif etkili bir zehirleyici. Endüstriyel kimyasal üreten, paketleyen (bidonlayan) ve bizzat üreten tesisler. Bu işletmelerde bizzat kök kimyasal buharlaşıyor.

Mühendis

Yazının Devamını Oku

KKTC’de görülen hastalık ülkemize sıçrayabilir: Narenciyede tehlike kapıda

28 Şubat 2024
CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Türkiye narenciye üretimini tümüyle yok edebilecek ‘yeşillenme hastalığı’na karşı iktidarı acil ve etkin önlem almaya çağırdı.

Büyük tehlikeye karşı kritik uyarısını portakal bahçesinden yapan Barut, “Bilinmeli ki narenciyede büyük tehlike kapıda. KKTC’de görülen hastalığın ülkemize sıçramaması için uyarılarımızı dikkate almayanlar şimdi Kuzey Kıbrıs’tan ithalat yoluyla hastalığın ülkemize girişine daha kolay zemin hazırlıyorlar. Yanlıştan dönün, ülke narenciye üretimini yok edebilecek bu riske karşı acil ve etkin önlem alın” dedi.

Bu yıl narenciye üretiminde
yaşanan sorunları anlatırken limondan portakala ve mandalinaya dek ürünlerin bahçede dalında kaldığını bildiren Ayhan Barut, şunları söyledi:

PORTAKAL, LİMON ÜRETİLEMEZ

“Zaten bu yıl narenciye üreticisi zora düştü. Ürün para etmedi, ağaçlar kesildi. Bu vektör böcek ülkemize girer ve başta güney bölgelerimizde çoğalırsa önümüzdeki yıllarda hastalığı Türkiye’de de göreceğiz. Ülkemiz narenciye üreten konumdan çıkar ve ithal eder konuma gelir. Bu çağrımıza iktidar ve Tarım Bakanlığı’nın kulak vermesi lazım. Ülkemizin en önemli ürünlerinden olan narenciyenin geleceğini riske atmayalım. Eğer önlem alınmazsa artık bu topraklarda portakal, mandalina ve limon üretilemez. Muhakkak gereken önlem acil ve etkin şekilde alınsın.”

GÜNAH BUNUN NERESİNDE

KEŞKE telli saza da ‘şeytan işi’ dese de kendisine Âşık Dertli’nin şu dörtlüğünü Cübbeli Ahmet’e armağan etsek:

“Abdest alsan aldın demez / Namaz kılsan kıldın demez / Kadı gibi haram yemez / Şeytan bunun neresinde?”

Yazının Devamını Oku

3 Mart Devrim Yasaları 100 yaşında

27 Şubat 2024
29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyetimiz görkemli bir kültür devrimidir.

29 Ekim’den 3-4 ay sonra 3 Mart 1924’te kabul edilen ve Cumhuriyet tarihine 3 Mart Devrim Yasaları’ olarak yazılan ‘Hilafetin Kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin Kaldırılması, Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası’yla halk egemenliğinin olmazsa olmazı laikliğin toplumsal temelleri atılmış; kılık kıyafeti, yazıyı, dili, ölçüyü, takvimi yenileştiren devrimlerle ‘kul’luktan kurtulan bütün kadın erkekler ‘yurttaş’ kimliği kazanmıştır. Bu kimliğe sahip çıkmak; siyasal, kültürel, ekonomik bağımsızlığımıza ve toplumsal barışa sahip çıkmaktır.

Bizler farklılıklarımızı varsıllık bilen yurttaşlarız. Düşünce-basın özgürlüğünü, ortak dil bilincini, ulusal-evrensel değerleri bilimi-sanatı etkisizleştiren, yargı bağımsızlığını, üniversite özerkliğini budayan, inanç ve köken farkımızı sömüren, ilk dört maddesi değiştirilemez Anayasamızı, Cumhuriyet kurumlarını işlevsizleştiren; yurtta barış, dünyada barış ilkemizi yok eden, can alan doğal yıkımların acısını büyüten akıl ve hukuk dışı olumsuzluklara seyirci kalamayız!

Laik eğitimle savaşımdan en büyük zararı kadınlarımız görecektir. Kadınlar toplumsal yaşamın dışına itiliyor; her gün birkaç kadın öldürülüyor. 3 Mart Devrim Yasaları Cumhuriyetimizin, laik eğitimin, kadınların güvencesidir.

100. YIL VE KADINLAR

3 Mart Devrim Yasaları’nın 100’üncü yılını kutluyoruz. 8 Mart’ta, yurtta ve dünyada Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri birbirini izleyecektir. Kadın erkek hepimiz, öncelikle kadınlar laik Cumhuriyet ile elde ettiğimiz kazanımları korumak için aklın, bilimin ve sanatın ışığında el ele olmak zorundayız. Bu amaçla 1 Mart Cuma 18.00’de Dil Derneği-Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde; açış konuşmalarını Sevgi Özel, Alper Taşdelen’in yapacakları, Erkan Yücel, Umut Kuruç, Canan Güllü, Prof. Dr. Ahmet Saltık’ın konuşmacı oldukları ‘Kadınlarımız ve Devrim Yasaları’ açık oturumu yapılacak.

GÜNÜN SÖZÜ

“Erdemli yaşamak isteyen insanlar da var dünyada.” İoanna Kuçuradi

500 ÖĞRENCİ ROBOT YARIŞMASINDA BULUŞTU

Yazının Devamını Oku

Hükümetten isteyen isteyene… Memur, işçi, emekli, dul, yetim ve taşeron zam peşinde

23 Şubat 2024
MEMUR, işçi, emekli, dul, yetim, çırak ve stajyerler, EYT yasasından yararlanamayanlar, kadroya alınmayan taşeron emekçiler, 3600 ek gösterge hakkı verilmeyen memurlar ekonomik durumlarının iyileştirilmesine yönelik istemlerini miting ve açıklamalarla her gün hükümete duyurmaya çalışıyor.

Yerel seçime bağlı olarak siyasi irade üzerinde ‘oy’ tercihi dikkat çekiyor.

- 16 milyon emekli, dul ve yetim 10 bin TL tutarındaki en düşük aylığın revize edilerek daha yükseltilmesini, 8 bin TL seyyanen zam verilmesini, bayram ikramiyesinin en az 5 bin TL olmasını, sağlık kesintilerinin sonlandırılmasını istiyor. (Hükümet bayram ikramiyesini 3 bin lira olarak ilan etti.)

- 700 bini aşkın kamu işçisi için geçen yıl bağıtlanan sözleşme farklı dönemlerdeki ücret artışının yürürlük tarihi, imzalanan ek protokol ile öne çekildi. Bu sayede 230 bin kamu işçisine yüzde 32.57 oranında artış sağlandı. Türk-İş, enflasyona karşı hükümetten yeni ek zam talep etti. Hak-İş de bu yöndeki görüşünü hükümete iletti.

- Çoğunluğu belediyeler, karayolları ve enerji sektöründe çalışanlar olmak üzere 100 bine yakın KİT taşeronu işçi kadroya geçirilmeyi bekliyor. Önceki yıllarda 1 milyona yakın taşeron işçiye kadro verilmişti. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 90 bin emekçinin yerel seçim öncesi kadro hakkı edinebilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmelerini sürdürüyor.

- Türkiye Kamu-Sen, yüzde 15 ile bağıtlanan sözleşmenin ardından yüzde 58.46 zam yapılması çağrısında bulundu.

- Birinci dereceye yükselen tüm memurlar, maaş ve ikramiyelerinde göreceli artış sağlayacak 3600 ek gösterge düzenlemesinin çıkmasını
umutla bekliyor.

- EYT yasasından yararlanamayarak emeklilik hakkı edinemeyen yüz binlerce kişi, kademeli emeklilik sistemi ile eşitsizliğin ve hak kaybının giderilmesine yönelik mitinglerle sesini duyurmaya çalışıyor. EMADER (Emeklilikte Adalet Derneği) öncülüğünde ikinci mitinglerini de yaptılar.

Yazının Devamını Oku

Hatay’ı terk etmeyin

22 Şubat 2024
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Hatay’ı ziyaretinde, “Şehrinize sahip çıkın, ata yurdunuzu asla kalıcı olarak terk etmeyin. Yıkılan her konutunu daha iyisini, güzelini güvenlisini, yenisini yapıp vereceğiz” demiş, bu söz deprem bölgesindeki insanları çok etkilemiş...

Hatay’ı çok terk eden olmadığını gördük ama evlerin harabe halini görmek büyük üzüntü kaynağı oldu bizim için. 6 Şubat 2023 depreminde en büyük hasarın Malatya ve Adıyaman’da olduğu söylenmişti. Ancak esas hasarın Hatay’da olduğunu söylemek isterim. Birçok cadde, mahalle veya site tümden gitmiş, bu çok önemli; Vali Mustafa Masatlı’nın hazırladığı 36 sayfalık faaliyet raporu ‘kara tabloyu’ çok açık şekilde açıklıyor. Konteyner, konut, sağlık-hastane, eğitim-okul, vakıf-kültürel eser, havalimanı onarım ve yeni pist, büyük-küçükbaş hayvan desteği, yeni sanayi siteleri, istihdam, İlbank/su-baraj, lojistik, yeni kamu binaları, cami, mescit ve Kuran kursları yatırımları, ayrıca yatırım bedeli, hibe desteği... O kadar çok ki... Bunlar vilayetin, bir de belediyenin yatırımları var.

Ne derler “İnsanlık merhamet üzerine kuruludur.”

 TURYİD’CİLERİN ZİYARETİ

HATAY’a etkili ve sürdürülebilir destekte bulunan Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) YK Başkanı Kaya Demirer, YK üyeleri Tayyar Zaimoğlu, Onur Tahincioğlu, Ebru Koralı, Yücel Özalp, Yaprak Baltacı, Bülent Polat, Faruk Ügümü, Lütfü Sapmaz ve çok sayıda TURYİD üyesi, Vali Masatlı’yı ziyaret ettiler. Görüşmelere turizmci Kasım Kuseyri ve yenilikçi tarım uygulamaları ile öne çıkan üretici Elif Ovalı da katıldı. Ovalı’nın ‘Doğu’nun Kraliçesinin Tacı-ANTAKYA KÖPRÜSÜ’ kitabı çok ilgi topladı. Bu kitabın sunuşunu Rahmi Koç yazmış.

Bu arada Hatay’da ticaretin merkezi konumunda bulunan şehrin simgesi Uzun Çarşı’daki yeni yapılan geçici prefabrik dükkânları gezdik. Dükkânları yıkılan ve işletmelerini yeniden kuran Antakya’nın lezzetlerini yaşatan Ali Mürdün, Salah Kebap’ı ziyaret ettik. Yalnız başına olsaydık, bu işyerleri ve resmi binaları bulamayacağımızı da eklemiz gerekiyor; çünkü ayakta kalan yok.

DOKTORA NASIL DÜŞMAN OLUNUR

SAĞLIK Bakanlığı ve güvenlik güçlerinin sıkı tedbirler almasına rağmen sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının önüne nasıl geçilemez! Ermenek Devlet Hastanesi’nde görevli bir sağlık çalışanı bize diyor ki: “Geçtiğimiz yıl hastanemizde görevli 2 doktorumuza birçok suçtan sabıkası olan T. Ç. adlı hasta yakını saldırdı. Doktorlarımızı darp etti. Ortada darp raporu ve beyaz kod alarmı verildiği kayıtlarda bulunduğu halde, sağlık çalışanlarımızı korumakla görevli güvenlik görevlileri müdahale etmedikleri gibi yalancı tanıklık yaparak doktorlarımızın sanık haline düşmesine neden olmuşlardır. Sağlık çalışanlarımız can güvenliği endişesi ile korku ve panik yaşıyorlar. Sağlık çalışanlarına şiddet konusunda çok duyarlı olan Bakanımız Fahrettin Koca’nın gerçekleri ortaya çıkaracağından endişemiz yok.”

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Hatay’da yaşam zor… Antakya mutfağı İstanbullu restoran sahipleri tarafından ayağa kaldırılıyor

21 Şubat 2024
DEPREMDEN bir yıl sonra Hatay’a gitmek için Adana’dan yola çıkıyoruz, ilk durağımız Belen oldu.

Belen Spor Salonu’nda 40 kadın kooperatifinin ürettiği ürünler yer alıyordu. Girişimci kadınların ürünleri burada toplanıp Türkiye’nin birçok noktasına kargolanıyor. Kadın girişimcilerinin desteklenmesi adına önemli bir proje. 280 depremzede kadın bu projeden yararlanıyor. Belen’den ayrıldıktan sonra Antakya’ya doğru yola çıktık. Yaklaşık 1.5 saat süren yolculuğun sonunda Antakya’ya giriyoruz, ilerlediğimiz yolda sağ ve soldaki konteyner kentler dikkatimizi çekiyor. O an deprem gerçeğini bir kez daha hissediyoruz. İlerlediğimiz yolda dikkatimizi çeken bir başka şey ise yıkıntılar oluyor. Bulunduğum otobüsteki diğer insanlardan duyduğum şey, “Bu iyi hali. Önceki halini görseydiniz, savaş alanından farksız değildi” oluyor. Otobüste hemen önümde oturan Milliyet Gazetesi’nden Çiğdem Yılmaz’ın depremden hemen sonra bölgeye geldiğini biliyorum. “O günlere dair fotoğrafları var mı?” diye soruyorum. Telefonundaki fotoğraflara bakıyorum.

Antakya’da ilk durağımız TURYİD’in bölgede esnafı desteklemek için kurduğu Antakya Uzun Çarşı konteyner kenti oluyor. Bu kentte 71 küçük dükkân TURYİD desteğiyle açılmış ve depremde dükkânları yerle bir olan bu insanlar bu küçük dükkânlarda hayata tutunmaya çalışıyor.

Hatay Valisi Mustafa Masatlı, 6 Şubat depremi genel analizini anlatırken vefat sayısının 24 bin 171, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısının 80 bin 323 olduğunu açıklıyor. Yaptığımız 24 saatlik hızlı turda depremin etkisinin Hiroşima’ya atılan atom bombasının 2000 katı büyüklüğünde olduğunu öğreniyoruz.

Otobüs ilerliyor, görebildiğim kadar sağıma soluma bakıyorum ve yine gözümün gördüğü şeyler konteyner kentler ve yıkıntılar oluyor. Onlarca konteyner kent ve bu konteynerlerde yaşayan binlerce depremzede... Gördüğümüz manzara korkunç. Yerle bir olmuş enkaz yığınları arasında çaresiz insanlar...

GÜNÜN SÖZÜ

“Cahil mürteciler cumhuriyet adliyesinin pençesinden kurtulamayacaklardır.” Atatürk

3 KADIN ADAY SEVİNDİRDİ… ADANA’NIN SANCISI

CHP,

Yazının Devamını Oku