Kamil Aydoğan

Dostluğun şakası yoktur

13 Temmuz 2015
Acılar da çeşit çeşittir. Kendiliğinden gelenleri vardır; görüne görüne...

Ağır ağır gelenleri vardır; birden, ansızın gelenleri; yaz yağmuru gibi, sağanak şeklinde peş peşe gelenleri vardır.
Somut acılar, keskin sancılar vardır, acı çekersin; ilaçlarla dindirmeye çalışırsın.
Soyut acılar vardır; çok sevdiğin, en sevdiğin yakınının, dostunun ölüm haberi gelir birden. Sarsılırsın.
Her şey olağan akışında giderken, birden kararır dünyan; anlamsız, boş, hatta eziyete dönüşür yaşamak.
Hepsi ateştir, “düştüğü yeri yakar”.
*
İnsanoğlu dayanıklıdır, zaman da ilacıdır acıların.

Yazının Devamını Oku

Yazarların buluşması

6 Temmuz 2015
İki günlüğüne Ankara’ya gelmiştim.

Üç beş ay yurt dışına çıktığınız ve kendi ortamınızdan uzaklaştığınız zaman, hayatın olağan akışından uzaklaştığını, birçok şeyin değiştiğini sanıyorsunuz.
Aynı kentte birlikte yaşarken bazen aylarca görüşemediğiniz kişileri de özlüyor, merak ediyorsunuz.
Ülkenizden, yaşadığınız kentten uzak olmak daha duyarlı, daha duygusal hale getiriyor sizi.
* * *
İki günlüğüne gelince de, çok az kişiyi görebiliyorsunuz koşuşturmaca içinde.
* * *
Bu kez öyle olmadı, hemen hemen herkesi görme şansını yakaladım.

Yazının Devamını Oku

Okullar tatile girdi-2

22 Haziran 2015
Geçtiğimiz hafta, okulların tatile girmesi nedeniyle, eğitime ilişkin bir değerlendirme yapmaya çalışmıştık.

Ekonomik, sosyal ve yaşam standartları açısından gelişmiş toplumlarla, gelişmemiş toplumların eğitimleri arasındaki farklarla ilgili birkaç başlık daha açılabilir.
*
* Gelişmiş toplumlarda aile eğitimin önemli bir parçasıdır. Öğretmenler, çocuğu tanıdığı gibi, ailesini de yakından tanır, bilir, önemser. Çocuğun ailesiyle diyalog kapısını sürekli açık tutar.
* Gelişmemiş toplumlarda aile, çocukla ilgili sadece önemli bir sorun olduğunda okula davet edilir. Çoğu kez, “Çocuğunuzun terbiyesini verin.” biçiminde bir yaklaşım sergilenir.
Aile okula gelmekten, mahcup edilmekten çekinir.
*
* Gelişmiş toplumlarda birçok hiyerarşik silsile yoktur. Hem sorumlu hem de yetkililer vardır.

Yazının Devamını Oku

Okullar tatile girdi-1

15 Haziran 2015
Geçtiğimiz günlerde okullar tatile girdi. Herkes çok sevindi.

Bu yazıyı, yurt dışındaki gözlemlerimi, izlenimlerimi de katarak yazıyorum.
*
* Gelişmiş ülkelerde tatil başlar başlamaz uygulayıcılar, uygulamalar ve sonuçları üzerine uzun değerlendirmeler yaparlar; strateji, politika geliştirmesi gereken yerlere gönderirler.
Değerlendirenler de bu raporlardan anlarlar, bir sonuç çıkarma deneyim ve yeteneğine sahiptirler.
Ayrıca, sadece bu konuya odaklanmış, sadece bu konuyla ilgilenmektedirler.
Mensubu oldukları toplumun geleceğini tasarladıklarının bilincindedirler.
Böyle olunca da, eğitim durmadan kendini yeniler, geliştirir.

Yazının Devamını Oku

Seçimlerimiz

8 Haziran 2015
Aslında her gün, irili ufaklı binlerce seçim yapıyoruz.

“Bugün de kalsın bakalım.” diyerek ertelemeyi seçtiklerimiz de vardır.
Kim bilir hangi labirentin kıvrımlarından, hangi fırsatlardan, hangi olumsuz sonuçlardan uzaklaşıyoruz ertelemeyi seçerek.
Ertelediğimiz şeye bağlı.
*
Farkında değiliz, sabahtan akşama kadar, bir ömür durmadan seçim yapıyoruz.
* Kahvaltıda atıştıracağımız şeyleri seçiyoruz.
* Sürekli olarak yüzümüze konduracağımız maskemizi seçiyoruz.

Yazının Devamını Oku

Belki her şey değişir

25 Mayıs 2015
Kahramanmaraş İmam-Hatip Lisesi’nde okurken, Mustafa Koyuncu adında bir hocamız vardı.

Meslek dersleri öğretmeniydi. Kur’an-ı Kerim, Arapça gibi derslerimize giriyordu.
Duygulu, hüzünlü, içli birisiydi Mustafa Koyuncu.
Bir aşk insanıydı. Gönül insanıydı. Karac’oğlan gibi bir adamdı.
Edebiyatı, sanatı, şiiri önemser; derslerinde zaman zaman Karac’oğlan’dan şiirler okurdu. Karac’oğlan’ı anlayan, Karac’oğlan’ın duygularına, iç dünyasına yaklaşan bir insandı.
Önce hocamızdı, sonra aynı zamanda dostumuz olmuştu Mustafa Koyuncu.
Uzun yıllar Kahramanmaraş’taki liselerde müdürlük yaptı.
Biz Ankara’ya geldikten sonra da, irtibatımız hiç kesilmedi.

Yazının Devamını Oku

Günlük yazmak ve Hece Dergisi

11 Mayıs 2015
Usta hikâyeci ve düşünce adamı Rasim Özdenören aradı.

Genel yayın yönetmenliğini yaptığı Hece Dergisi’nin haziran ayında “Günlük Özel Sayısı” çıkaracağını söyledi ve bu özel yayına benim de yazı göndermemi istedi.
Hece Dergisi’nin on sekiz yıl boyunca genel yayın yönetmenliğini yürüten Hüseyin Su’nun geçen yıl bu görevden ayrılışından sonra, dergi usta yazar Rasim Özdenören koordinasyonunda yoluna devam ediyor.

*

Hece Dergisi, 1997’den beri yayımlanıyor.
Bugüne kadar Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Sezai Karakoç, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Muhammed İkbâl, Cemil Meriç, Yahya Kemal Beyatlı gibi önemli şair ve yazarlara ilişkin özel sayılar çıkardı.

Yazının Devamını Oku

Başını alıp gitmektir aşk

4 Mayıs 2015
Bazı kentler vardır, şiiri çağrıştırır. Adını duyunca, şiir gelir aklınıza.

Bunun nedeni nedir bilmiyorum. Kentin doğal yapısı mıdır; kentin tarihi midir; kentte yaşayanların biriktirdiği toplam kültürel, duygusal değerler; o kentte yetişen, o kente anlam katan yazarlar, şairler, sanatçılar mıdır; onu da bilmiyorum.

*

Bildiğim bazı kentler şiirseldir, şiir yakışır bazı kentlere. Bazıları da vardır, şiirle, duyguyla, coşkuyla birlikte düşünemezsiniz o kenti.
Ülkemizdeki kentler için de, başka ülkelerin kentleri için de böyledir bu.
Petersburg’un çağrışımı ile Moskova’nınki aynı değildir.

Yazının Devamını Oku