İpek Durkal

Dondurmam Gaymak’ın durumu kaymak gibi

23 Ekim 2010
‘Dondurmam Gaymak’ filminin yıldızı Turan Özdemir iyileşti. Ünlü oyuncu şimdi yeni bir dizi filmde rol almaya hazırlanıyor

Oyuncu Turan Özdemir, beş ay önce Bodrum’da bir kedinin hayatını kurtarmak isterken motosiklet çarpması sonu ağır yaralanmıştı... Günlerce yoğun bakımda kaldı... Öldü dendi, iyi dendi en son hafızasını kaybettiği söylendi sonra da kendisinden hiçbir haber çıkmadı...
Hem ‘Geçmiş olsun’ demek hem de sağlığını öğrenmek için eşi Müzeyyen Hanım’ı aradım. Meğer çok moralsizmiş eşi, hakkında çıkan ‘Hafızasını kaybetti’ haberlerinden dolayı. “Turan sadece kaza anını hatırlayamıyor. Doktorların söylediğine göre kimse hatırlamazmış” dedi. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra hızla iyileşmiş Özdemir. Yüzünde o kadar büyük bir kazayla mukayese edildiğinde önemsiz sayılacak bir iz kalmış o kadar...
Özdemir kısa süre önce de TRT’de yayınlanan ‘Küstüm Çiçeği’ dizisinin kadrosuna dahil olmuş. Önümüzdeki haftalardan itibaren ‘Maraşlı bir dondurmacı’ olarak karşımıza çıkacak.
Yani ‘Dondurmam Gaymak’ın yıldızı Özdemir’in keyfi de sağlığı da kaymak gibi...

YETENEKLİ BAY FARİZ

Atilla Atalay’ın yarattığı ‘Sıdıka’ karakteri 90’lı yıllara damgasını vurmuştu. 90’ların sonunda TV ekranlarında Hasibe Eren’in can verdiği Sıdıka, entel-dantel ve tuhaf davranışları yüzünden kimi zaman babasından dayak, ağabeyinden sövgü ya da annesinden terlik yerken hepimiz kahkahalarla gülüyorduk...
Oysa gerçek Sıdıka’lar da vardı bu memlekette ve onlar gerçekten dayak yiyordu...

Yazının Devamını Oku

El gibi çıplak bir Konak

16 Ekim 2010
Sanatçıların kameralar, objektifler önünde verdiği ‘eğitim sözleri’ çoğunlukla verildiği yerde kalıyor. Bir de ‘söz’ yerine ‘burs’ verenler var; 50 çocuğun eğitim masrafını karşılayan Volkan Konak gibi Ünlüler cephesinden verilen eğitim sözlerine hatta tutulmayan vaatlere çok alışkınız. Ama canlı yayınlarda, gazetecilerin önünde yapılan, “Bundan sonra filancanın eğitimini ben üstleniyorum, ya da konser vereceğim gelirini de ihtiyacı olan öğrencilere bağışlayacağım” açıklamaları çoğu kez yapıldığı yerde kalıyor.
Geçen aylarda yine böyle bir olay yaşandı. Ünlü bir pop şarkıcısı tarafından bir şehit kızına verilen ve yerine getirilmeyen ‘eğitim sözü’ karşı tarafın, şarkıcıyı yalanlayan açıklamalarıyla gazetelere haber oldu.
Sözlerini tutanlar da var elbette. Örneğin Gülben Ergen ‘Çocuklar Gülsün Diye’ isimli bir proje başlattı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın katkılarıyla devam eden kampanya okulöncesi eğitime destek veriyor. Altı okulluk projenin dördüncüsü kalabalık bir basın katılımıyla Erzurum Köprüköy’de açıldı.
Bir de eğitim sözlerini, desteklerini sessiz sedasız yerine getirenler var. Son albümlerinin satışıyla zirveye yerleşen, Türkiye’nin hemen her şehrinde verdiği konserleri hıncahınç dolan Volkan Konak, bu başarının getirdiği kazancı öğrencilerle paylaşıyor. Üstelik de kimselere duyurmadan...

ONLARA BABA OLAMAM

Tesadüfen öğrendim ki geçen yıl 35 öğrenci okutmuş Konak, bu yıl burs sayısını 50’ye çıkarmış. Önümüzdeki yılki hedefiyse 100 öğrenci... “Paylaştığın senindir biriktirdiğin değil” diye açıklıyor bu durumu ve diyor ki, “Dünyaya el gibi çıplak geldim, el gibi çıplak gideceğim...”
Konak, üniversitede okuyan 30 öğrencinin yanı sıra memleketi Trabzon’da 20 babasız çocuğun eğitim masrafını karşılarken, onların babalarının yerini tutamayacağını biliyor ama ‘bir ağabeyleri’ olarak elinden geleni yapıyor olmanın gönül rahatlığını yaşıyor...

Ünlü yönetmenin ablası ondan daha ünlüydü!

Bir dönemin en ünlü oyuncusu o... Bugün Beren Saat, Nurgül Yeşilçay neyse, 60’ların sonundan 70’lerin ortasına kadar o, daha da meşhur... Senede üç-dört değil, dokuz film çekmişliği var... Rakibi Türkan Şoray... Dönemin ünlü işadamlarından Cudi Demiroğlu’nun biricik kızı...
Tutucu babası okumak için kendisini yurdışına göndermeyince Hürriyet Gazetesi’nin açtığı güzellik yarışmasına gizlice katılıyor ve ‘Sinema Güzeli’ oluyor... Ödülünün hakkını da veriyor çünkü gerçekten çok güzel bir genç kız... İlk iş adını değiştiriyor ve sinemada Füsun Demiroğlu yerine Zeynep Aksu olarak tanınıyor... Hep başrol oynuyor ve 1972 yılında ‘Üvey Ana’ filmiyle henüz 21 yaşındayken Antalya Altın Portakal’da ‘En İyi Kadın Oyuncu’ seçiliyor...
Ancak babası 40 filmin başrolüne adını altın harflerle yazdıran kızını asla affetmiyor, barışmıyor, görüşmüyor...
Ve Zeynep Aksu babasıyla mesleği arasında sıkışmaya beş yıl dayanabiliyor, 22 yaşında, kariyerinin zirvesindeyken bir gün babasıyla buluşuyor, tekneye biniyor... Büyükada yolunda gazete küpürlerinden ödüllere kadar sinemaya dair elinde ne varsa hepsini babasının gözleri önünde bir bir denize atıyor ve hayatının geri kalan kısmını Füsun Demiroğlu olarak devam ettirme sözü veriyor... Gerçekten de bunu başarıyor, Zeynep Aksu adı zaman içinde unutuluyor...
2003 yılında ‘Baba’ adlı diziyle ekranlara dönmeye ikna oluyor ancak kısa süre sonra yeniden vazgeçiyor ve oyunculuk defterini tamamen kapatıyor...
Üstelik annesinin ikinci eşinden olan, birlikte büyüdüğü kardeşi yönetmen Ferzan Özpetek yaptığı filmlerle dünyayı sallarken o artık yaşamını, kendisine getirilen röportaj tekliflerini bile kabul etmeyecek kadar Füsun Demiroğlu olarak sürdürmek istiyor...
Yazının Devamını Oku