Haftanın kitapları

Haberin Devamı


Peter Schlemihl’in Olağanüstü Öyküsü
Adelbert von Chamisso
Çev.: Murat Özbank
Kolektif Kitap
Uzun Öykü

Peter Schlemihl adlı kendi halinde fukara bir adama, bir gün tuhaf görünüşlü bir adam yaklaşır ve “beni bağışlayın ama acaba gölgenizi bana satmayı düşünür müsünüz?” der. Schlemihl, bu adamdaki tuhaflığı sezse de “talih kesesi” karşılığında gölgesini satar. Talih kesesi, sınırsız servet sağlayacaktır kahramanımıza. Ama hiçbir şey sandığı gibi olmaz. İnsanlar gölgesiz olduğu için onu hor görürler. Ama o sınırsız serveti sayesinde işini görmeye devam eder. Fakat hâlâ gölgesizliğiyle aşağılanmaktadır. Bu ‘mağduriyetini’ ortadan kaldırmak için o tuhaf adama geri dönüp gölgesini geri ister. Adam bu kez ‘ruhunu’ isteyecektir! Sonra her şey bambaşka bir hâl alır... Müthiş bir şeytana ruhunu satma hikâyesi bu. Ama dikkatli baktığımızda bugünün kötülüklerini anlatıyor. Zira Schlemihl’in sattığı ilk şey gölgesi değil, vicdanıdır aslında. Haliyle sınırsız servetiyle her şeyi yapabileceğine inanan kahramanımız ruhunu, vicdanını ve insanlığını yitirmiştir. Adelbert von Chamisso’nun bir masal gibi anlattığı modern insanın çaresizliğine dair bu öykü çok şey söylemiyor mu sizce de?

Haberin Devamı


Doku
Cem Kızıltuğ
Timaş Yayınları
Deneme

Nereden girmeli söze? Cem Kızıltuğ’un “siz” hitabıyla birer mektup gibi kaleme aldığı ve okura ‘evet, tam da böyle’ dedirten hayatın tam ortasına dair denemelerinden mi? Yoksa, her denemeyi sessizce işaret eden illüstrasyonlarından mı? Karşılıklı sayfalarda bir desen bir deneme yer alıyor. Üç ana bölümden oluşan kitabın kapağı da aynı biçimde ‘özellikli’. Bunlar basit tasarım unsurları gibi dursa da içeriği doğrudan etkiliyorlar. Nahif bir dili var Kızıltuğ’un, ama şiddetle uyarıyor! Metnin her bölümünün ayrı bir etkisi, tonu, sesi var. Ama son noktadan önceki bir veya birkaç kelimelik sessiz çığlıklar her denemeyi ayrı bir seviyeye çıkarıyor... Sanki Turgut Uyar gibi “benim dengemi bozmayınız” dediğini sanıyoruz, ama şiirden el almış metinlerde çoktan bozulmuş dengesini/dengemizi dile getiriyor Kızıltuğ.

Haftanın kitapları

Haberin Devamı


İtaatsizlik Üzerine
Ercih Fromm
Çev.: Nurdan Soysal
Say Yayınları
Psikoloji - Felsefe

Tabanca gibi bir kitap. Dört etkili darbe indiriyor, koşulsuz itaat diye bas bas bağıranlara! Önce dini ve mitolojik metinlerden örnek veriyor Fromm, Adem veya Prometheus sayesinde “insan insan oldu! Fakat ikisi de Tanrı’ya itaat etmediği için bu oldu,” diyor. Yani insan olmamızın temelinde itaat etmemek olduğunu psikolojik, felsefi, sosyolojik ve dini çıkarımlarla izah ediyor. Sonra neden itaat etmememiz gerektiğini, daha doğrusu neye itaat etmememiz gerektiğini gösteriyor. İtaat etme veya etmemenin içlerindeki çelişkiyi ispatlayarak insanın kendi aklına, vicdanına itaat etmesi gerektiğini dile getiriyor. Her türlü iktidara itaat, bağımsızlığın yitimidir diyor Fromm. Sonra tarihten örneklerle insanın, insanca olanın galip gelmesi gerektiğini salık veriyor. Kanıksanmış anlayışlara dört sert darbe metni, Nurdan Soysal’ın bütün tonlamayı yansıtan çevirisiyle.

Haberin Devamı


Alıç Ağacı ile Sohbetler
Hikmet Birand
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Deneme

Uzun yıllardır baskısı olmayan bir kitaptı bu. Herkesin mutlaka okuması gereken bir ‘deneme klasiği’. Hikmet Birand’ın, Dikmen’in ardında yer alan Çal Dağı’nın doruğundaki alıç ağacı (yazarın taktığı adla Dikmen alıcı) ile sohbetlerinden oluşuyor kitap. Bu hayali/kurgu diyaloglarda Birand ile alıç ağacı bize tabiattan tarihe, doğa sevgisinden Anadolu söylencelerine, Türkiye bitki örtüsünü oluşturan bozkırlardan ormanlara kadar her şeyi konuşuyorlar. Türkiye’nin tohumundan en uçtaki yaprağına kadar tabiatını ve o tabiatın bütün unsurlarını hiç bu kadar lezzetli bir dille okumamıştınız. Bugün kuvvetle muhtemel o Dikmen alıcı yerinde değil, tıpkı birçok ormanlık alandan beton fışkırdığı gibi... “Meselenin üç beş ağaç olmadığını” yıllar öncesinden seslenen ve bizi ağaca sarılmaya çağıran, doğa sevgisiyle dolu müthiş denemeler toplamı! Okumak boynunuzun borcu!

Yazarın Tüm Yazıları