Son 75 Yılın Rekoru
Dubai her ne kadar tarihi şehirleri seven bana pek hitap eden bir destinasyon olmasa da şehrin son 10 yıl içinde geçirdiği büyüme, çektiği yatırım ve tanıtıma harcanan bütçeler takdir edilecek düzeyde.
Keza tüm bu gelişmelerin yanında Dubai, Londra’dan hemen sonra gastronominin, müzeciliğin ve fuarcılığın dünyadaki sayılı merkezlerinden biri haline geldi diyebiliriz.
Peki böylesine çılgın bir inşaat sürecinden geçen bir şehirde nasıl sel olur?
Altyapı yetersizliği asıl sorun gibi gözükse de Dubai’nin yaşadığı şey birkaç saatte aldığı yağmurun son 75 yılın en yüksek yağmuru olmasıydı.
BAE meteroloji merkezinin açıklamasına göre geçen hafta tek bir günde Dubai’ye yağan yağmur Londra’ya kışın 3 ayda yağan yağmura eşitmiş. Bu açıkçası inanılmaz bir miktarda yağmur demek.
Dolayısıyla söylenen şu ki aynı yağmur dünyada nereye yağarsa yağsın sel yaratacağı ve dünyada bu kadar suyu kaldırabilecek bir kanalizasyon sistemi olmadığı yönünde.
Bodrum’dan sonra İstanbul’da
Bodrum’dan tanıdığım Sakhalin’in İstanbul Raffles Otel’deki şubesine gittim. Mekândaki deniz kabuklarından yapılma Zeus heykeli, taze balıkların şık havuzlardaki teşhiri ve açık hava bar alanı dikkat çekiciydi.
Markanın mutfağında ise grubun tüm restoranlarından sorumlu olan Michelin yıldızlı şef Vladimir Mukhin var. Dubai ve Bodrum dahil tüm Sakhalin şubelerinde ünlü şefin rafine lezzetleri sunuluyor.
Deniz mahsulleri ağırlıklı menü ile çiğ lezzetler sunan ‘raw bar’ iddialı bir konsept olmuş.
Oldukça büyük bir alanda açılmış olmasına rağmen dolu olan son zamanların popüler mekânı, Bodrum’dan sonra İstanbul’da da tutacağa benziyor.
Böylesine bir markanın İstanbul’a bu derece bir yatırım yapması sektör adına gurur verici.
Başkentin en yenisi
Dünya ‘İstanbul’ dedi
Türkiye geçtiğimiz hafta yine çok önemli global bir etkinliğe imza attı.
Dünyanın birçok önemli şehrinde düzenlenen uluslararası düğün ve etkinlik platformu RSVP’nin bu yılki iki zirvesinden biri İstanbul’da yapıldı.
2013 yılında James Lord tarafından kurulan RSVP, dünya lüks düğün ve etkinlik profesyonellerinden oluşan üyelerine, işlerini sürekli geliştirmelerini sağlayacak networking olanakları sunan bir platform.
Kilosu 10 bin Euro
Geçen hafta Galata’da eski bir Fransız okulundan dönüştürülmüş Ecole St. Pierre Otel’in içindeki Il Cortile isimli İtalyan restoranına, Şef Nihat Sancar’ın tariflerini deneyimlemeye gittim.
Tarihi kalıntıları 13’üncü yüzyıla kadar dayanan bir yapı içindeki restoranın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından renovasyonu devam eden Galata Kulesi’nin hemen dibinde oluşu tüm bölgenin tarihini doya doya hissedebilmek adına hoşuma gitti doğrusu.
Mekândaki yeni menüyü deneyimlerken trüf mantarı üreticisi Gökhan Gönder ile tanıştım. İtalyan Market markası altında kendi trüflerini ve trüf soslarını Türkiye’nin ünlü restoranlarına pazarlayan Gönder, tam bir trüf uzmanı çıktı ve oldukça şaşırtıcı bilgiler verdi.
Saray Çalışanları Yasta
Kate Middleton’ın yaptığı kanser açıklaması, halk arasındaki halihazırda konuşulan dedikodulardan biri olmasına rağmen yine de İngiltere’de şok etkisi yarattı. Birçok İngiliz Kensington Sarayı önüne geçmiş olsun çiçekleri bıraktı. Özellikle saray çalışanlarının video yayını sonrası gözyaşlarına boğulduğu kraliyete yakın isimlerin anlattıkları arasında.
Prenses açıklamasında ne tür bir kanser olduğunu söylemezken iddialar ise mide kanseri olduğu yönünde. Genç bir aile oldukları için çocuklarına durumu anlatmanın ve kabul ettirmenin zaman aldığını belirten Kate, önleyici türde bir tedavi sürecinin başlayacağını ve bu sebeple uzun süre kraliyet görevlerinin yerine getiremeyeceğini söyledi.
Hatta bu sebeple Prens William’ın kuzeni Prenses Beatrice’in sarayda çalışmak üzere göreve çağırılıp bazı etkinliklerde İngiliz Kraliyet’ini temsil sorumluluğu verileceği konuşuluyor.
Planlı Bir Zamanlama
Kot pantolon ve kazaktan oluşan sade bir kıyafetle aylardan sonra halk karşısına çıkan Kate’in kolye veya küpe takmazken sadece Prenses Diana’ya ait olan nişan yüzüğünü taktığı görüldü.
MERKEZDE İHANET VAR
Prenses Kate’in mide ameliyatı ile başlayan halk arasında görünmeme süreci üç ayı aştı.
Her ne kadar kaçırılmış hatta ölmüş olabileceği iddiaları toplum içinde konuşulsa da, İngiliz gazeteci dostlarımdan edindiğim bilgiler olayın merkezinde Prens William’ın yasak aşkı ve bunun çevresinde gelişen şiddet ve psikolojik travmaları ortaya koyuyor.
En güçlü iddia Prens William’ın kendisini aldattığı haberi sonrası eşiyle büyük bir kavga yaşayan Kate’in hem şiddet gördüğü hem de kendisine fiziksel zarar verdiği yönünde.
Tüm bu sebeplerle mide ameliyatı olarak üstü örtülen bir hastane operasyonuyla aslında estetik bir ameliyat olmak için hastaneye yattığı söylenmekte.
Bu süreçte psikolojik tedavi de gören prensesin ameliyat izleri geçmediği gibi ruhen de halk karşısına çıkmaya hazır olmadığı iddia ediliyor.
Anneler Günü’nde paylaştığı ve kurgu olduğu anlaşılan aile fotoğrafı ise sahte bir mutluluk çabasının yanında, sarayın Kate’in dış dünya ile iletişimine ve panik halinde uygulamaya çalıştığı algı yönetimine müdahale edemediğinin de bir kanıtı.
LOS ANGELES’TA BODRUM ESİNTİSİ
Geçtiğimiz yıllarda Türk mutfağından lezzetleri Oscar törenleri sonrasında düzenlenen Governors Ball’daki akşam yemeğinde ikram eden ünlü şef Wolfgang Puck bu yılki menüye ülkemizden bir yeni lezzet daha ekledi.
Tam bir Bodrum âşığı olan Puck, beldenin gastronomik değerlerinden olan meşhur Bodrum mandalinasından bir tatlı yaparak Hollywood’lu yıldızlara sunacağını açıkladı.
Törenlerin kutlama yemeği olan Governors Ball’un menüsünü 30 yıldır hazırlayan Wolfgang Puck “Yıllardır yaz aylarında ailemle Bodrum’a seyahat ediyorum. Hem denizi hem de yerel mutfağından çok keyif alıyorum. Bodrum mandalinasını da işte bu ziyaretlerimde keşfettim. Kokusuna ve aromasına hayran oldum. Böylesine sevdiğim bir beldenin meşhur bir lezzetini Los Angeles’ta dünya yıldızlarına sunacak olmak mutluluk verici” dedi.
İNGİLİZLERDEN TÜRK MODASINA BÜYÜK İLGİ
Londra Moda Haftası’nda katıldığım en heyecan verici etkinlik Türk tasarımcı Neslişah Yılmaz Hidayetoğlu’nun kreatif direktörü olduğu Barrus markasının kreasyonlarını sergilediği defile oldu.
Sıfır atık ilkesiyle, okyanuslardan toplanan pet şişelerden dönüştürülmüş Türk kumaşlarıyla tasarlanan koleksiyonlar hem çağdaş hem de yerel çizgiler taşıyordu.
Defilede en etkilendiğim şey ise binanın dışına taşan kuyrukta bir Türk markası ve tasarımcısı için böylesine bir kalabalığın beklediğini görmek oldu.
Ünlü İngiliz oyuncular Stefanie Martini, Khali Best ile TV yıldızı Naomi Isted gibi yabancı isimlerin yanında Türkiye’den Şebnem Bozoklu ve Enes Arıkan da davetliler arasındaydı.
Gerek Türkiye’den gerekse Hollywood’tan birçok yıldızı giydiren Neslişah Yılmaz Hidayetoğlu’nun Londra Moda Haftası’ndaki tasarımlarına Anadolu’nun tel kırma sanatı örneği olan ve Anatolian Craft tarafından hazırlanan ayakkabı tasarımları eşlik etti.