Bu yıl içinde artı 1 milyon Suriyeli sığınmacı daha geri gönderildi. Düzensiz göçle mücadele konusunda İstanbul Valisi Davut Gül ve İçişlerli Bakanı Ali Yerlikaya’nın çabaları sonuç vermeye başladı. Davut Gül, “Kısa süre içinde düzensiz göç İstanbul’un gündeminden çıkacak” dedi. Bakan Yerlikaya, “Ekim-kasım aylarında düzensiz göçle ilgili farklı şeyler konuşacak noktaya ulaşacağız” demişti. İstanbul pilot bölge olacak ama ekim ayından itibaren Suriye’ye geri dönüşlerin hızlanması bekleniyor.
HALEP’E DÖNÜŞ
Bunun için Erdoğan-Esed görüşmesi önemli olacak. Çünkü öncelik briket evlerden ziyade Suriyelilerin kendi evlerine dönüşünü sağlamak. Bizdeki Suriyelilerin önemli bölümünü Halep’ten gelenler oluşturuyor. Onların Halep’e güvenli bir şekilde dönüşünün sağlanması ve verilen güvencelerin takip edilmesi gerekiyor. Bu insanlar rejimin ve terör örgütlerinin kucağına bırakılamaz. O nedenle Türk ve Suriye askerinin koordinasyon içinde olacağı güvenlik noktaları oluşturulması gerekiyor.
KIRMIZI ÇİZGİ
Suriye rejimi önşart olarak Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgesindeki Türk askerinin çekilmesini ileri sürüyor ama bu son şart olur. Suriye topraklarındaki askeri varlığımız bizim müzakereye açık olmayan kırmızı çizgimiz.
PUTİN ZİYARETİNDEN NE BEKLENİYOR
UKRAYNA Devlet Başkanı Zelenski’nin şov yapmak için Türkiye’den giderken Azov Taburu komutanlarını yanında götürmesi, İsveç’in NATO üyeliğine onay vermemiz, Rusya’nın tahıl koridorundan geri çekilmesi nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye ziyareti üzerinde soru işaretleri oluşmuştu. Buna bir de Putin’in savaş başladıktan bu yana Çin ve Hindistan dışında Rusya dışına çıkmaması ve savaş halindeki bir ülkenin devlet başkanı olarak suikast endişesi taşıması eklenince Putin ziyareti bir bilmeceye dönüşmek üzereydi. Bu belirsizliği ortadan kaldıran ilk adım Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin’in telefonla görüşmesi oldu. Beklenenden sıcak ve verimli geçen bir görüşme olduğu söylendi. İkinci adım ise Putin’in Türkiye’yi ziyareti olacak.
AĞUSTOSUN SON HAFTASI
Özellikle İstanbul ve Ankara’da AK Parti’nin adayları önemli olacak. İkinci sırada ne çıkıyor? Ekonomi. Onu Suriyeli sığınmacılar takip ediyor. Belli ki bu yerel seçimlere de ekonomi damgasını vuracak. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Dezenflasyon ile fiyat istikrarının hedeflendiği bir geçiş sürecindeyiz. Para politikası duruşunun olumlu etkisiyle 2024 yılı ortalarından itibaren yıllık enflasyon düşmeye başlayacak” dedi.
İNANDIRICILIK
Ekonomik sıkıntılar bir gerçek. Bir de herkesin durumu farklı. Dar gelirli daha büyük sıkıntı çekiyor. Ama benim umutlanmamı sağlayan nokta, doğru bir ekonomi programı uygulanıyor. Mehmet Şimşek, “2024 yılı ortalarından itibaren yıllık enflasyon düşmeye başlayacak” dediği zaman inanıyorum.
PİYASALAR DESTEKLİYOR
Piyasalar da inanıyor. Yerli ve yabancı yatırımcı da güveniyor. Ekonomin yarısı güvendir. Mehmet Şimşek ve ekibi bunu tesis etmeyi başardı. Yeni sürecin kendine özgü avantajları ve diğer dönemlerden ayrışan yönleri var.
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 yıl süreyle Türkiye’yi yönetmek üzere milletten güçlü bir destek aldı. Ekonomi yönetimi, yabancı yatırımcı ile masaya oturduklarında önlerine 5 yıllık bir takvim koyabiliyorlar.
2- Ekonomi ekibinin arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü desteği var. Siyasi iradenin güçlü desteği olmadan ekonomi yönetiminin yapabilecekleri sınırlıdır.
3-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçim startını 28 Mayıs gecesi, zafer konuşması yaparken vermişti. AK Parti’de, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genelbaşkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz belediye başkanları ve il başkanlarıyla görüşmeler yaptı, yazılı raporlar aldı. Strateji heyetine de kapsamlı bir sunum yaptığı biliniyor.
AK Parti’de bir yandan yerel seçim stratejisi konuşuluyor ama asıl çalışma büyük kongreden sonra seçilen yeni ekip tarafından yürütülecek. 7 Ekim’de yapılacak olan kongreden sonra belediye başkan adaylarının belirlenme sürecine geçilecek. Adaylar ilan edildikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlara çıkacak. Moral üstünlüğü Erdoğan’dan yana. Kılıçdaroğlu ise eğer koltuğunu koruyabilirse, yenilmiş bir komutan ve moral bozukluğu içindeki bir partinin lideri olarak seçim kampanyası yürütecek. Yerel seçimlerde AK Parti’nin rakibi Kılıçdaroğlu değil? Peki ne? Onu anlamlı olması için yazının sonuna bıraktım.
MHP SEÇİM KAMPANYASINI BAŞLATTI
MHP ise seçim kampanyasını başlatan ilk parti oldu. Bahçeli, seçim sloganını dahi açıkladı. MHP yerel seçimlere, ”2024’e doğru Diyar Diyar Anadolu” temasıyla hazırlanacak. AK Parti ile MHP arasında seçim ittifakı için henüz görüşmelere başlanmadı. 2019 seçimlerinde AK Parti ve MHP, 30 büyükşehir başta olmak üzere 51 ilde ittifak yapmış, diğerlerinde ayrı ayrı girmişti. Mersin, Manisa ve Adana Büyükşehir Belediyeleri MHP’ye bırakılmıştı.
Bu seçimde Erdoğan ile Bahçeli bir araya gelip ittifakın çerçevesini belirleyecek. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir’de ittifak yapılması bekleniyor.
CHP’DE İMAMOĞLU BİLMECESİ
CHP’de yerel seçim hazırlıkları ise kurultayın ardından başlayacak. CHP Kurultayı’nın 29 Ekim’de yapılması planlanıyor. CHP’de yerel seçim dengesi iktidara göre değil Ekrem İmamoğlu’na göre oluşacak. Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığı’na aday olmazsa Kılıçdaroğlu’nun banko adayı. CHP’nin eski genel başkanları da İmamoğlu’na İstanbul’u tavsiye etmişler. ”Aman İstanbul’u bırakma. İstanbul’u kazan CHP Genel Başkanlığı çantada keklik” mesajını vermişler. Özgür Özel de İmamoğlu’nun İstanbul adaylığına destek veriyor. İmamoğlu İstanbul’u tercih ederse genel başkanlık yarışında Özgür Özel’e şans doğacak.
Ama
SHP ile CHP’nin birleşme sürecinde Deniz Baykal ve Murat Karayalçın aday olmamış, Hikmet Çetin’in ismi üzerinde uzlaşmaya varılmıştı. Hikmet Abi formülü geçerli oldu. Hikmet Çetin CHP çatısı altında birleşmeyi sağladıktan sonra aday olmadı. CHP, Baykal’a kaldı. CHP barajın altında kalıp Deniz Baykal istifa ettiğinde Altan Öymen partinin başına geçmişti. Altan Abi formülü kısa sürdü.
Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin eski genel başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen ve Murat Karayalçın ile yemeğinden sonra “Abi formülü” yeniden gündeme geldi. Bu kez ne Altan Abi ne Hikmet Abi, “Murat Abi” olarak. Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması yerel seçimlere kadar CHP Genel Başkanlığı’nı Murat Karayalçın’ın üstlenmesi şeklinde.
MURAT ABİ FORMÜLÜ DOĞRU MU
Ekrem İmamoğlu’nun yemeğine katılanlarla konuştum. Program şöyle gelişmiş. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan Öymen’i 24. Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali’ne davet etmiş. Hasan Akgün İstanbul siyasetinde etkili bir isimdir. Ekrem İmamoğlu’nun hemşehrisi ve siyaset arkadaşı. Ama keşke İmamoğlu, Hasan Akgün’ü dinleseydi, bugün farklı bir yerde olurdu. Festivale gitmeden önce Ekrem İmamoğlu, CHP’nin yaşayan üç genel başkanına sanat galerisini gezdiriyor. Ardından yemeğe geçiliyor.
CHP’Yİ KONUŞTULAR
Elbette ki CHP’nin üç eski genel başkanı ile Ekrem İmamoğlu bir araya gelince CHP’yi konuşuyorlar, İstanbul seçimlerini ele alıyorlar. “Ne olacak bu CHP’nin hali”nden girip “İstanbul seçimlerini kazanmalıyız” noktasına varıyorlar.
Seçim yenilgisi konusunda masada bir ittifak oluşuyor. CHP’nin bu durumdan kurtulması için bir değişimin gerekli olduğunun altı çiziliyor. Üç eski genel başkan da İstanbul seçimlerini yeniden kazanmanın tarihi önemde olduğunu anlatıyorlar.
Bir grup, tekel bayisine baskın yapıyor. Sonrasını biliyorsunuz. Tezgâhın arkasında üstüne çullanıp kafasına bastırdıkları Yunus Emre Erzen’i kafasına sıkarak infaz ediyorlar. O sırada yanında olan arkadaşı Batuhan Bayındır’ı da öldürüyorlar. Önce baskını gerçekleştirenlerden Murat Özbay ile Servet Özbay yakalandı. Dün akşam saatlerinde de Tarık Özerbay ile oğlu Azat Özerbay yakalandı. Böylece bir olayın faili meçhul kalmasına izin verilmedi. Bu olay daha önce birlikte ticaret yapmış iki aile arasında bir husumetmiş. Alacak verecek meselesiymiş. Şimdi o para fidan gibi iki genci geri getirecek mi?
İÇİŞLERİ BAKANI TOPLANTIDAYDI
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile, İstanbul Valisi Davut Gül ve Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın da katıldığı asayiş toplantısından sonra konuştuk. Tabii ki gündemimizde Esenyurt’taki olay vardı. İçişleri Bakanı İstanbul’daki asayiş durumuna ilişkin de önemli açıklamalar yaptı. İçişleri Bakanı Yerlikaya söze, “Dün gece saat 03.00’te ikinci şahsı tespit edip hemen o saatte aldık. Şimdi diğer iki şahsın peşindeyiz. Failleri yakalayacağız. Bu olayı aydınlatacağız” diye başladı.
ÇOK ÜZÜCÜ BİR OLAY
Ali Yerlikaya İçişleri Bakanı olmadan önce İstanbul Valisi’ydi. Hem İstanbul’u hem İstanbul’daki polis teşkilatını iyi tanıyor. İçişleri Bakanı kararlı konuştu. “İstanbul polisi her zaman olduğu gibi tecrübe ve birikimiyle bu işi aydınlatmak için yoğun bir çaba gösteriyor. Ben de takip ediyorum. Gereken noktada talimat aldırıyorum. Çok üzücü bir olay. 20 yıla yakın ticaret yapmış, birbirini tanıyan iki aile arasındaki bir husumet. Bu olayı çözmek ve failleri yakalayıp adalete teslim etmek için çok titiz bir çalışma yürütüldüğünün kamuoyu tarafından bilinmesini istiyorum. Birçok olayı aydınlatıyoruz, hiçbir olayı faili meçhul bırakmıyoruz. Bu olayı faili meçhul bırakmayacağız” dedi.
BOT HESAPLAR DEVREDE
Bu olay hepimizi üzdü. Ama Türkiye’yi karalamak, dünyanın gözbebeği olan İstanbul’u kötü göstermek için organize bir şekilde hareket eden PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri de fırsatı ganimet bilip sosyal medyada harekete geçtiler. İçişleri Bakanı Yerlikaya, “Sosyal medyada bu olayı gündemde tutan hesapların yüzde 52’si bilinen hesaplar. Yüzde 48’i ise bot hesaplar. Bu konu ile ilgili sosyal medya paylaşımda bulunan 35.368 hesap arasından 9.220 hesabın bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesap, 5136 hesabın FETÖ bağlantılı hesap ve 2898’nin ise PKK bağlantılı hesap olduğunu tespit ettik. Amaçları asayiş ile ilgili olumsuz algı oluşturmak. Biz dünyanın 16’ncı büyükşehiri olan İstanbul’u biliyoruz, tanıyoruz. Ben bu ilin uzun süre valiliğini yaptım. İstanbul polisi ile birlikte şehrinizin huzur ve güvenliğiyle ilgili çalışıyoruz” diye konuştu.
DÜZENSİZ GÖÇLE MÜCADELE
Yeni ekonomi yönetiminin en büyük şansı Cumhurbaşkanı Erdoğan. Neden? Çünkü arkalarında seçimden zaferle çıkmış, 5 yıllık süre boyunca ülkeyi yönetecek olan güçlü bir lider var.
Ekonomide çok parlak kararlar alabilirsiniz ancak ülkede siyasi istikrar ve bu kararların arkasında duracak güçlü bir siyasi irade yoksa bir yere kadar başarılı olursunuz. Hiç unutmuyorum, Tansu Çiller ekonomik kararlar açıklıyordu. Yabancı ekonomi ajanslarından birinin muhabiri, “Bu hükümetin ömrü ne kadar sürecek? Bu kararları uygulamaya ömürleri yetecek mi?” diye sormuştu.
ERDOĞAN’IN DESTEĞİ
Cevdet Yılmaz, Mehmet Şimşek ya da Hafize Gaye Erkan yabancı yatırımcılarla masaya oturduklarından böyle bir soru ile karşılaşmayacaklar. Önlerinde bir belirsizlik yok. Önlerinde 5 yıllık bir süre ve arkalarından güçlü bir lider var.
İzlediğim kadarıyla Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetimi bunu çok iyi değerlendiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta güçlü bir şekilde desteğini hissettiriyor. En son Merkez Bankası Başkan Yardımcılıklarına yapılan atamalarda olduğu gibi.
GÖMLEĞİN İLK DÜĞMESİ
Mehmet Şimşek, bakanlık görevini devralırken, “Rasyonal zemine dönüş dışında hiçbir seçenek kalmamıştır” deyince, geçişin kademeli ve dengeli olacağının altını çizince, gömleğin ilk düğmesi doğru iliklendi demiştim.
ŞİMŞEK’İN CDS VURGUSU
Henüz seçim iklimine girilmedi ama Ümit Özdağ ile yaptığı gizli anlaşma Kılıçdaroğlu’na duyulan güveni sarstı. Yüzde 2 oyu olan Ümit Özdağ’a biri İçişleri Bakanlığı olmak üzere 3 bakanlık ve MİT’i veren Kılıçdaroğlu, yüzde 10 oyu olan HDP’ye ne verdi diye soruluyor.
İTTİFAKSIZ KAYBEDİYOR
Ama asıl sorun yerel seçimlere ilişkin yaşanacak. CHP 25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı İYİ Parti ve HDP ile yaptığı ittifak sayesinde kazandı. İttifaksız kaybediyor. 31 Mart’ta yerel seçimler var. CHP, ittifak yaptığı zaman kesin alacak diye bir tablo yok ama ittifak yapmadığı takdirde İstanbul ve Ankara’yı kaybediyor.
KARA KEDİ GİRDİ
CHP yerel seçimlere iki sıfır yenik çıkıyor.
1- CHP seçimlerde yaşanan yenilginin ve arkasından patlak veren Kılıçdaroğlu-İmamoğlu krizinin etkisiyle moral çöküntüsü yaşıyor. İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu rakip konumuna düştüler.
Mansur Yavaş ise seçimlerden sonra Kılıçdaroğlu ile mesafeli. İkili görüşme yapmadılar, belediye başkanları toplantısında ise Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu’na karşı mesafeliydi.
Başkanlar ile
1- Ümit Özdağ’la yaptığı gizli ittifakı itiraf etti. Ümit Özdağ’a biri İçişleri Bakanlığı olmak üzere üç bakanlık ve MİT Başkanlığı verdiğini kabul etti. Ümit Özdağ’la gizli anlaşmasından Meral Akşener’in de 6’lı Masa’nın diğer ortaklarının da hatta CHP’deki birinci adamı olan Faik Öztrak’ın da bilgisi olmadığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’na yönelik büyük bir güvensizlik oluştu. Ümit Özdağ’a bunu veren, HDP’ye ne verdi sorusu gündeme geldi.
Kemal Bey’in güvenilirliği darbe yedi.
CHP’DE TEMİZ BİRİ YOK MU
2- “Geçmişi temiz biri çıksa hemen bırakırım” sözünün hedefi Ekrem İmamoğlu’ydu. İmamoğlu’na sübliminal olarak, “Geçmişin temiz değil” mesajını verdi. Ama ifade ediş şekli yanlıştı. CHP ailesini töhmet altında bıraktı. O nedenle bu çıkışı Bumerang etkisi yaptı, döndü Kılıçdaroğlu’nu vurdu. Önder Sav bile başını çıkardı. “Bu söz, CHP’de geçmişi temiz olan yok demek anlamında algılanır” dedi.
SEVİYESİZCE HAKARET EDİYORLAR
Seçimlerden sonra CHP’ye yakın gazetecilerin bir kısmı Kılıçdaroğlu’na çok ağır hakaretlerde bulundular. “Merzifonlusu ünlü bir canlı” diyen seviyesiz gazetecinin benzetmesini bir tarafa bırakıyorum. “Saksı” diyeni, “Pişkin” diye saldıranı unutmadık. Ne biçim bir öfkeymiş ki, “Kemal Bey aklını kaybetmiş gibi” denildi. “Dedikoducu teyze gibi” benzetmesi yapıldı. Daha düne kadar cumhurbaşkanı adayı gösterdikleri Kılıçdaroğlu’na, “Kafayı fena yemiş” diye saldırdılar.
Bunlar çok çirkin sözler. Değil Kılıçdaroğlu’na, hiçbir lidere söylenmemesi gereken sözler. Eleştirinin de bir seviyesi olur. Kılıçdaroğlu dediğiniz kişi yüzde 48 oranında oy almış, 25 milyonun desteğini sağlamış birisi. En azından ona oy verenlere saygınız olsun.
MUHALİF GAZETECİLERİ
