Hesap sorulabilirlik

ŞU aşağıdaki ifadeler cumartesi günü Batman’da halka hitap eden Başbakan Tayyip Erdoğan’a ait:

"Bakınız, devletin Başbakanlık makamında bir ’Örtülü Ödenek’ denilen, bütçede yer alan bir kalem vardır. Bu örtülü ödenekten nerelere para harcanacağı yasayla belirlenmiştir."

Başbakan devam ediyor:

"Bunun hesabını biz bu gazetenin patronuna vermek (O konuyla ilgili haberi VATAN Gazetesi yazmıştı. Başbakan, VATAN Gazetesi’nin sahibi diye Sayın Aydın Doğan’ı işaret ediyor.) zorunda değiliz. Yasa neyi öngörüyorsa yapılan odur. (...) O medya organının mensuplarına da, patronuna da söylüyorum. Milletimi aldatmayın."

Sayın Başbakan’ı bu kadar kızdıran şeyin ne olduğunu özetleyelim:

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, 2005 yılında 31.2 milyon YTL ödenek kullanan Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’nün 2006 yılında bütçeden verilen ödeneği toplam 27 milyon YTL iken tam 249.5 milyon YTL; 2007’de ise 31.5 milyon YTL ödenek verildiği halde 290.7 milyon YTL harcadığını görünce bu paraların nereye harcandığını sormuş.

Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, bu önergeye yanıt olarak milletvekiline, "Bütçe gerçekleşmelerini 2007 yılı kesin hesap kanununda görebileceğini" yazmış. Önergeyi Başbakan adına yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de bunun altına imzayı atıp milletvekiline göndermiş.

Kısaca yanıt olarak, "Beklerseniz paranın harcama ayrıntılarını öğrenirsiniz" denmiş.

Ama Başbakan Tayyip Erdoğan tam tersini söylüyor. "Bu parayı biz Örtülü Ödenek olarak kullandık. Size hesap vermem!" diyor.

Sadece bu çelişki de gösteriyor ki, o işin altından "Çapanoğlu" çıkabilir.

Çapanoğlu deyince, Ahmet Ersin’in "Bu ödenekten Anadolu’daki birçok tarikat bağlantılı dergi ve gazeteye para aktarıldığı" yolunda ihbarlar aldığını belirtelim.

Ama kanımızca daha da önemli olan husus, Sayın Başbakan’ın zihniyetinde yatıyor:

Başbakan hani işleyen demokrasilerin temel kurallarından biri olan "Hesap sorulabilirlik" (accountibility) ilkesi var ya... Ona karşı çıkıyor. "Ben hesap vermem!" diyor.

Oysa verecek! Vermeye mecbur olduğu için verecek. Çünkü babasının değil, milletin parasını harcıyor.

Ama o kızdığı bir medya grubuna veya patronuna dönüp, "Bunun hesabını biz bu gazetenin patronuna vermek zorunda değiliz. (...) O medya organının mensuplarına da, patronuna da söylüyorum. Milletimi aldatmayın. Çünkü biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmediğimiz için halkımızın gönlünde yer bulduk" diyor. Bununla ortadaki soruyu yanıtlamış sayıyor kendini.

Sayın Başbakan öyle saysa da Ahmet Ersin’e verilen resmi yanıt gösteriyor ki, o paralar Örtünü Ödenek cümlesinden harcanmamış. Onu Özel Kalem kullanmış. Aksi olsa yanıtta, "Kesin Hesap Yasası’nda bunun ayrıntılarını göreceksiniz" denmezdi.

O nedenle, biz ısrar ediyoruz ve diyoruz ki o hesap verilecektir. Accountibility budur.
Yazarın Tüm Yazıları