Barroso’dan birkaç izlenim

AVRUPA Birliği’nin (AB) patronu Jose Manuel Barroso dün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Konuşması, AB sözcülerinin son günlerde hayli tartışma yaratan beyanları nedeniyle ilgiyle bekleniyordu.

Barroso’nun konuşmasını o nedenle biz de TBMM’deki çeviriden izledik. Metni ele alıp ayrıntılı bir inceleme yaptıktan sonra gerekirse tekrar değiniriz. Ama ilk izlenimimiz şu:

Barroso Adalet ve Kalkınma Partisi ile ilgili "yargılama süreci" üzerinde bir şey söylemiyormuş gibi yaparak daha önce kamuoyuna yansıyan düşüncelerini dile getirdi. Örneğin Avrupa demokrasilerinin "şiddet içermeyen görüşlerin yargılanmasına karşı" olan görüşünü tekrarladı.

Bu görüş genel olarak doğrudur. Ama istisnası da vardır. Örneğin "Nazizmi" savunmak, "Nazilerin Yahudi soykırımı yaptığı yalandır" demek, şiddet içermese de yasaktır. İsviçre gibi -AB üyesi olmasa da- en gelişmiş sayılan demokraside "Ermeni katliamı iddiası yalandır" demenin suç oluşturduğunu bilmekteyiz. Fransa aynı yönde adım attı ama yasayı henüz çıkarmadı. Demek ki onlar da "şiddet içirmeyen" görüşleri kendilerine özgü nedenlerle yasaklayabiliyorlar. Aynı şey Türkiye’de de buraya özgü nedenlerle geçerlidir. O yüzden "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" iddiasıyla bir parti hakkında dava açması normaldir.

Bay Barroso’nun tüm konuşmasına değinme olanağı bulunmadığı için bir noktaya daha dikkatinizi çekmekle yetineceğiz:

Bay Barroso’ya göre "PKK terör örgütü" imiş. "Terör karşısında yakın işbirliği" yapılmalıymış. Keşke bu sözü TBMM’de değil de öteki AB üyesi ülkelerin parlamentolarında özellikle Belçika, Almanya, Hollanda’da söylese... Onlara "PKK’yı görmezden gelme veya gizlice koruma" huyundan vazgeçin dese...

Ama asıl önemlisi daha doğrusu asıl dikkatimizi çeken sözü başka... Bay Barroso "Güneydoğu’daki Kürt kökenli Türk vatandaşlarının siyasi haklarının tanınmasından" söz ediyor.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın Kürt kökenli olmayan vatandaşların sahip olduğu siyasi haklardan bir milim eksik hakkı olsa, bu lafa hak verirsiniz. Bay Barroso’ya Türkiye’de yasalar önünde herkesin eşit olduğunu söyleyen yok mu? Eğer bunu biliyor ise, bir kısım vatandaşlarımıza özel siyasi haklar talep etmeye kalkmak kendi boyunu aşan bir beyandır. Bunu Bay Barroso’ya birileri hatırlatmalıdır.



Not: Okuyucular soruyor, sütunlarında yazanlar oluyor. Ortaya çıkan son "Andıç"la ilgili habere göre bu belgeyi hazırlayanların gözünde benim de birtakım bağlantılarım varmış. Denenler öylesine pis bir yalan ki, okuyan zaten anlar diye düşündüm ama herkesin idraki beklediğiniz düzeyde olmuyor. Anlamayanlara tekrarlayayım... Benimle ilgili orada denen her şey yalandır. Bu bir.

İkincisi... Belgenin Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı birimler tarafından hazırlandığı bildiriliyor. Genelkurmay Başkanlığı bu belge kendilerine aitse onu, değilse onu neden açıklamıyor?

Üç... Genelkurmay Başkanlığı’nın istihbarat kalitesi bu ise, ona nasıl inanacağız?

O.E.
Yazarın Tüm Yazıları