Döviz ipliğine bağlı bir ekonomi

DENİZDE dalga, ekonomide dalgalanma bitmez. Gemiciler dalgayla, insanlar dalgalanmayla yaşamasını öğrenmelidir.

İktisatçı, dalgalanmanın yaklaşmakta olduğunu görebilir. Ama şiddetini ve zamanını kolay, kolay kestiremez. Bu, iktisadi hayatın doğasından kaynaklanan bir zorluktur. Dış dalgalar önlemez. Ama dalgaya dayanıklı bir iktisadi bünye inşa etmek pekálá mümkündür. İktisatçıların vazifesi ekonomik karar alanlara bu bünyenin nasıl inşa edilebileceğini göstermektir. Bu aynen, depremlere engel olmanın veya depremleri önceden bilmenin mümkün olmadığı, ama depreme dayanıklı bina inşa etmenin mümkün olduğu gibidir. Eğer Türk ekonomisi, geçmişteki dalgalardan ciddi zarar gördüyse ve bundan sonrakilerden de kötü etkilenecekse, bunun sebebi ekonomik yapının dalgaya dayanıksız inşa edilmiş olmasıdır.

* * *

"Cari açık", dış şoklara karşı dayanıksız olmanın en önemli göstergesidir. Türkiye, cari açığın milli gelire oranı bakımından dünya ikincisidir. Dünya Bankası yetkilileri, daha on gün önce Türk ekonomisini 2008 yılında bekleyen tehlikeye dikkat çektiler. Sebep olarak sadece "cari işlem açığı" üzerinde durdular. Cari işlem açığının yaratacağı olumsuzluklardan ülke ekonomisini korumak için Merkez Bankası’nın "faizleri artırmasının" yanlış olacağını, çünkü bunun ülkeye daha fazla yabancı para girişine sebep olarak, cari açığı daha büyüteceğini ifade ettiler. Alınması gereken önlem olarak da "kamu harcamalarını kısılmasını" önerdiler.

Aslında Dünya Bankası veya IMF uzmanlarının böyle konuşmalarına içerliyorum. Çünkü onların onayı hatta pohpohlamasıyla Türkiye, cari işlem açığını büyüten "yüksek faiz-düşük kur" politikasını uyguladı. Şimdi de kalkmış (af edersiniz sıkılmadan) "faizleri arttırmak, ülkeye daha fazla döviz girişine sebep olur, bu da cari açığı büyütür" diyorlar. A beyler! Mademki, faizleri artırmak, cari işlem açığının daha da büyümesine sebep olur diye bir bilimsel görüşü bugün açıklıyorsunuz, niçin Türk ekonomisinin yumuşak karnı olan bugünkü cari açığın sebebi, geçmiş yıllarda uygulanan yüksek faiz politikasıdır diye ilave etmiyorsunuz?

* * *

1. "Finanse edilebildiği sürece, cari açık sorun değildir" diye Türk ekonomisini yurt dışından gelecek döviz ipliğine bağlı hale getirenler, döviz girişi aksarsa ekonomide kriz çıkar diyemez.

2. "Yüksek faiz, tasarrufu artırır" bir kuraldan bahsedenler, dünyanın en yüksek reel faizini veren Türkiye’nin "cari açığının sebebi, tasarruf açığıdır" diyemez. Ucuz dövizin tüketimi artırdığını inkár edemez.

3. Yurt dışından para gelmezse yılda yüzde 7 büyüyemeyiz diyenler, yurt dışından oluk, oluk para giren 2007 yılında büyümenin niçin yüzde 4’e düştüğünü de anlatmadan, hızlı büyüme üzerine fikir ileri süremez.

* * *

Beni bu hafta en çok üzen de "nöbete" kalan Maliye Bakanı’nın, özelleştirme adı altında kamu varlıklarını yabancılara satarak, cari işlem açığını finanse etmeyi, yılı kurtaracak iktisadi politikası diye sunması oldu.

Son Söz: Yüksek faiz, ekonominin kimyasını bozar.
Yazarın Tüm Yazıları