Rezaletin öyküsü!

ANKARA’da tam yedi aydan bu yana korkunç bir rezalet yaşandı, şehircilik cinayeti işlendi. Ankara felç oldu. Milyonlarca insana Kuğulupark kavşağı adı altında işkence çektirildi. Kentin anacaddesi olan Atatürk Bulvarı yok edildi, tünellerle falan otoyol yapıldı.

60 yıllık yüzlerce anıt ağaç dibinden kesildi. Çevredeki binlerce konut ve işyeri ile birlikte bankalar, hastaneler, büyükelçilikler felç edildi.

Telefonu, faksı, elektrik ve suyu, televizyon yayınları kesilenler isyan etti. Büyükelçilikler bile bu rezaleti protesto etti.

Siz hiç 30 santimlik yaya kaldırımı gördünüz mü? Gelin göstereyim!

İki kilometrelik inşaat alanından yedi ayda çıkamadılar. Yaptıklarını ertesi gün söktüler, yeniden yaptılar, yeniden söktüler. Her şey milyonlarca başkentlinin gözleri önünde oldu.

İşin ilginç yanı, Ankara’da trafik tıkanıklığı yaşanmayan, ya da en az yaşanan yer Atatürk Bulvarı idi. Orası da bu cinayete kurban edildi.

* * *

Şimdi bir kez daha anlatacağım rezaleti lütfen aklınızda iyi tutun ve bu ülkede neler olduğunu iyi anlayın. İşin ihalesini 2002 yılı aralık ayında, bundan dört yıl önce yaptılar. Niçin?.. Çünkü 1 Ocak 2003’te yeni İhale Yasası yürürlüğe girecek ve bazı kısıtlamalar gelecekti. Yeni yasadan önce apar topar ihale yaptılar. Peki işi kime verdiler?

Belediye’nin Belbeton isimli şirketine! Kaça? 7 trilyon 972 milyar liraya! Sonra Belbeton kimlere iş verdi? Örneğin Melih’in hacı arkadaşı Namık Tanık’a! Sonra işler tıkanınca kim bitirmek zorunda kaldı?

Büyükşehir!

Şimdi soruyorum:

Bu işin toplam maliyeti, yani toprağa bugüne kadar gömülen para ne kadar oldu? Hangi şirketlere kaç para ödendi?

Rusya ve Avusturya Büyükelçiliklerine kaç para ödendi veya ne verildi?

İşin ciddiyetsizliğine bakın ki, ihaleyi dört yıl önce yapmışlardı. Rusya ve Avusturya arazisini ise iş başladıktan sonra almaya çalışıyorlardı!

İhaleyi (!) yapmıştınız ve aradan dört yıl geçmişti. Bu süre içerisinde aklınız neredeydi?


Devletin ve milletin paraları böyle rastgele, keyfe keder harcanıyor. Ama hesap soran yok ki! Dayamışlar sırtlarını kendi iktidarlarına, istedikleri gibi at koşturuyorlar.

Para gücü şimdilik onlarda.

Hiçbiri, hiçbirinden hesap soramıyor.

GEL BAKALIM MELiH!

ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı olan Melih Gökçek isimli şahıs TGRT ekranına çıkmış, meydanı boş bulunca bol kepçe sallamış!

"Emin Çölaşan’ın 9 milyon dolar parası varmış... Emin Çölaşan’a yurtdışından üç kez para havalesi gelmiş, gönderen de bilinmiyormuş..."

Önceki gece televizyonda yine bunları söylemiş ve beni ekranda kendisiyle tartışmaya çağırmış. Böyle masallar okuyarak insanları kandırmaya yelteniyor.

Çağrısını kabul ettiğimi dün TGRT’ye bildirdim.

Şimdi kendisinden beklediğim, o iddialarını yüzüme karşı belgelerle kanıtlaması olacaktır.

Belgelerini almalı ve gelmelidir.

Zerre kadar onuru ve haysiyeti olan bir belediye başkanı, söylediklerini herhalde kanıtlamakla yükümlüdür.

Aksi takdirde karşımda rezil olacaktır.

Eğer hakkımda başka şeyler biliyorsa, onların da belgelerini elbette getirecek ve beni rezil etmeyi başaracaktır!

Ne bileyim, bana sık sık mesajlar atıp "Bir haftaya kadar seninle ilgili öyle bir belge açıklayacağım ki, herkese rezil olacaksın. Erkeksen karşıma çık" dediğine göre, mutlaka bildiği bir şeyler olmalı!

Fakat haftalar geçiyor, kendisinden tık yok!

Rezil edilmeyi bekliyorum, korkuyorum, uykularım kaçıyor, fakat bir türlü edilmiyorum!

Ama o boşa konuşmaz, tehdit etmez, şantaj yapmaz, yalan söylemez!

Demek ki elindeki belgeleri "ekrana" saklıyor.

Haydi aslanım, hodri meydan!

Önümüzdeki perşembe gecesi TGRT Haber kanalında saat 22.00’de izleyin.

El mi yaman bey mi yaman, görün.

Hoşunuza gidecektir.
Yazarın Tüm Yazıları