Şiir dua gibi okunur mu?

MODA üçüncü yılını dolduruyor.

18 Mart Çanakkale şehitlerini anma gününde, herkesin dikkatini çeken bir olay yaşanıyor.

Kürsüye çıkan bir hoca, evet bir hoca, sanıyorum, Ankara’da bir caminin hocası, Mehmet Akif’in ünlü destanını, ünlü şiirini, Çanakkale Şehitleri şiirini, şiir olarak değil, dua gibi, ilahi gibi okuyor.

Bu üç yıldır, yani AKP döneminde, Çanakkale’de 18 Mart anma gününde tekrarlanıyor. Çanakkale Şehitleri şiiri dua gibi, ilahi olarak okunuyor. Önceki gün de, böyle oluyor.

Bir şiir duaya, ilahiye dönüştürülerek okunabilir mi? Okunursa, bu ideolojik tavır olmaz mı?

BESTESİ YOK

Bu soruyla birlikte, akla şu geliyor. Ünlü şairlerin, ünlü şiirleri zaman zaman Türk Musikisine, zaman zaman pop müziğe uyarlanıyor, besteleniyor ve söyleniyor. Örneğin, Yahya Kemal’in, Orhan Veli’nin bazı şiirleri besteleniyor ve okunuyor. Ama, bes-te-le-ni-yor.

Ortada bir şiir, musiki anlamında, bir güfte var. Bu güfte, bestelenerek bir müzik parçasına dönüşüyor. Daha sonra bir orkestra eşliğinde çalınıyor. Ve bir şarkıcı bunu söylüyor. İster pop müzik, ister Türk Müziği olarak.

Oysa, Çanakkale Şehitleri şiirinin dua ya da ilahi gibi okunmasında herhangi bir beste yok, orkestra yok. Bir hoca, şiiri kendine göre yorumluyor ve dua gibi okuyor.

Çanakkale Şehitleri de, bestelensin, bir orkestra çalsın, okunsun, tamam. Ama, bu biçimde okumak, törenlere ruhani bir hava vermek, içine ideolojinin karıştığı bir bakış.

ŞEHİTLİK-OTOPARK

Oradaki şehitlikler, olayın başka bir yönü.

Geçmişte bunu pek çok kez yazıyorum. Orada şehitlik önce yıkılıyor, otopark haline getiriliyor.

Bakılıyor ki, olacak gibi değil. Toprağın altında şehitler, üstünde arabalar.

Sonra, yıkılan şehitlik tekrar yapılıyor, yapılan otopark yıkılıyor ve şehitlik eski haline getiriliyor.

Daha da ilginci, yeni yeni şehitlikler yapılmaya başlanıyor. Sembolik şehitlikler. O kadar ki, bir milletvekili kendi adıyla, oraya bir şehitlik yaptırıyor.

Oysa, Gelibolu Tarihi Yarımadası Uzun Devreli Gelişme Planı’nda bu gibi, sembolik şehitlik yapmak yasak. Dünyanın her yerinde bunlar otantik olarak korunuyor. Bu konuda, bizim orada savaşan devletlere verdiğimiz söz var.

Buna rağmen, törenlerle sembolik şehitlikler açılıyor. TRT de sabah, akşam bunları yayınlıyor.

Avlanma turları

PAZAR
günü Hürriyet’te bir haber çok dikkatimi çekiyor.

Av yasağı bulunan bir vaşak öldürülüyor. Oysa, o vaşak türü tükenen ve koruma altına alınan bir hayvan. Birileri vaşağı öldürdüğü gibi, bir de geçip, poz veriyor.

Olay sadece türü azalan hayvanların öldürülmesi değil. Buna yol açan bir karar var. Orman Bakanlığı bazı alanları avlak olarak ilan ediyor ve kiraya veriyor. Yasanın zolama bir yorumu.

Bazı turizm firmaları buralara turlar düzeliyor. Turlara yurt içinden ve dışından avcılar katılıyor.

Burada olmaması gereken iki olay var. Biri, avı yasak olan türler var, onlar avlanıyor. İkincisi de, avın Orman Bakanlığı tarafından denetlenmesi gerekiyor. Kim denetliyor, merak ediyorum.

Türü yasak olan hayvanların öldürülmesinin cezası, hayvana göre, 30 YTL’den başlıyor, 50 bin YTL’ye kadar çıkıyor. Orman Bakanlığı vaşak avına ne kadar ceza kesecek?
Yazarın Tüm Yazıları