Kuzey Irak bize Barzani’nin armağanı

KUZEY Irak’ta PKK’nın barınması fikrini Barzani’ye açan kişi Suriye’nin eski devlet başkanı, bugünkü başkan Beşşar Esad’ın babası Hafız Esad. Bu emsalsiz fikri benimseyen ve Kuzey Irak’ı PKK’ya açan kişi Barzani.

Mesut Barzani 1979’da İran’da sürgünde. 1980’de İran-Irak savaşı patlıyor. Barzani yanındaki peşmergelerle birlikte İran’ın yanında, Irak’a karşı savaşıyor. Barzani Saddam düşmanı. Saddam ona göz açtırmıyor.
Peşmergeler İran-Irak savaşında Irak’ın Hacı Ümran bölgesinde toprak kazanıyor. Barzani o toprakların kendi aşiretine, Barzan Aşireti’ne verilmesini bekliyor, ancak İran vermiyor. Barzani İran’a küsüyor, Kuzey Irak’a yerleşiyor, Barzan Aşireti’nin yaşadığı topraklara.
Savaş bitince Hafız Esad Barzani’yi Şam’a davet ediyor ve bizi “Kuzey Irak Sendromu” ile baş başa bırakan önerisini dile getiriyor:
“Kuzey Irak’ta PKK’ya yer aç, PKK Kuzey Irak’a yerleşsin”.
Hafız Esad’ın telkiniyle Barzani’nin PKK’ya kucak açması yirmi yıl öncesine dayanıyor. Bunun ayrıntılı öyküsü Hulusi Turgut’un kaleme aldığı “Barzani Olayı” kitabında yer alıyor.
AMAÇ BELLİ
Barzani bir yandan Kuzey Irak’ta PKK’ya her türlü olanağı sağlıyor, bir yandan da Türkiye’ye her geliş gidişinde aynı nakarat:
“Babamdan bana nasihattır, başımız ne zaman darda kalsa, Türkiye’ye başvururuz”.
Türkiye’nin başına her türlü belayı açan Barzani, kendi başı derde düştüğünde Türkiye’ye geliyor. Her gelişinde anlı şanlı karşılanıyor.
Çukurca’da 24 askerimizin şehit edilmesi sonrasında Barzani Başbakan Erdoğan’ı arıyor, üzüntülerini iletiyor. Kim inanır? İnanmak için hangi neden var?
PKK’nın ana üssü Kandil Kuzey Irak’ta değil mi? Yaralı PKK’lılar Kuzey Irak’ta Barzani yönetimine bağlı hastahanelerde tedavi görmüyor mu? PKK’ya gıda, v.s., her türlü destek Barzani yönetimince sağlanmıyor mu? PKK Kuzey Irak’ta her türlü hareket serbestisine sahip değil mi?
Bunları çocuklar bile biliyor. Ayrıca, Barzani sık sık vurguladığı bir amacını daha geçen gün yeniden dile getiriyor:
“Amacımız, tek Kürdistan Devleti kurmaktır”.
Nerede? İran, Irak, Suriye ve Türkiye’yi içine alan topraklarda. Hala hangi Barzani?

Masa artık çok uzak

“BİZ özellikle savaşmak isteyen, savaşa, silaha aşık ve savaşla sonuca gitmek isteyen noktada olan bir hareket değiliz. (...) Barışçıl çözüm için çeşitli çabalar göstermekteyiz. (...) Savaşı başlatan taraf biz değiliz”.
PKK’nın Kandil’deki bir numarası Murat Karayılan’ın kısa süre önce Ahmet Altan’a yazdığı mektupta baştan sona yalan söylüyor. Kaldı ki, savaşı 1984’te Eruh saldırısıyla başlatan kim? O tarihten bu yana her isteğini silahla elde etmeye çalışıyor. Asıl amacını aynı mektupta şöyle açıklıyor:
“Biz Kürtler Mezopotamya’nın en eski halklarından biri olmamıza rağmen, ağır sömürgeci asimilasyon politikasıyla bitirilmenin eşiğine getirilen bir halkız”.
Dolaylı yoldan bağımsız devlet tezini işliyor. Bu tezini şiddet eylemleriyle destekliyor. Artan şiddette PKK Türkiye Cumhuriyeti’ne şunu söylemeye getiriyor:
“BDP, yeni Anayasa filan değil, masaya bizimle oturacak, bizimle anlaşacaksınız”.
Her gün asker, polis, kadın, çoluk, çocuk, Türk, Kürt demeden önüne geleni öldüren PKK her türlü demokratik girişimi askıya alıyor. Türkiye’nin dört bir yanında öyle bir iklim oluşuyor ki, insanlar ellerinde Türk bayraklarıyla sokaklara dökülüyor.
Bugünkü koşullarda masa artık uzakta. Bu kadar olumsuz koşullara ve ortama rağmen, çözüm yine masada. Günün birinde yine masada, ama kiminle? Temel soru bu.

Baş sağlığı mesajları timsahın göz yaşları

ÇUKURCA saldırısı sonrasında Amerika dahil, dünyanın her yerinden liderler Başbakan Erdoğan’ı arıyarak, baş sağlığı mesajları iletiyor. İnsancıl bir dayanışma.
Buna rağmen, PKK’nın bu ülkelerde uyuşturucu ve silah kaçakçılığından tutun da, orada örgütlenmesi, TV yayınları, PKK’ya silah satışlarına yine bu ülkeler tarafından izin veriliyor. Başbakan Erdoğan dün “bunları biz devlet ve hükümet başkanlarına anlatıyoruz ama, netice alamıyoruz” diyor.
Yıllardır böyle. Her saldırıda üzüntülerini iletiyor, sonra PKK’ya destek devam ediyor. O üzüntüler timsahın göz yaşları, başka bir şey değil.


Yazarın Tüm Yazıları