HABER

Dilekçesi yanlış anlaşılınca oturduğu az hasarlı binaya ağır hasarlı raporu verildi

Gaziantep’in İslahiye ilçesinde 3 katlı apartmanda yaşayan Sadık Yıldız, ilginç bir olay yaşadı. AFAD kriz Masası'na adresteki yanlışlık nedeniyle başvuran Yıldız'ın dilekçesi yanlış anlaşıldı. İnceleme yapmak için binaya gelen ve evde kimseyi bulamayan ekipler, evin önündeki çadırları görünce daha önceden "az hasarlı" olarak kaydedilen binaya "ağır hasarlı" raporu verdi. Defalarca olumsuz cevap alan aile, evleri yıkılmadan yanlışın düzeltilmesini istiyor.

Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerden etkilenen 11 ilden biri olan Gaziantep’te binlerce yapı için acil yıkım kararı verilirken, yaraları sarma çalışmaları devam ediyor. İlçede ağır hasarlı binaların yıkımları devam ederken, Şehit Osman Göğebakan Sokağı'ndaki 3 katlı Yıldız Apartmanı'nda oturan Sadık Yıldız'ın başına gelen olay, Karadeniz fıkralarını aratmadı. Deprem sonrasında 'az hasarlı' gözüken evin bulunduğu adresteki yanlışın düzeltilmesi için AFAD kriz merkezine müracaat etti. Burada derdini anlatmaya çalışan Sadık Yıldız, yanlış anlaşıldı. Evindeki hasara itiraz ettiği düşünülen Sadık Yıldız'a bir dilekçe örneği verilerek, imzalattırıldı. Dilekçenin işleme alınmasının ardından yapı denetim uzmanları eve gelerek inceleme yapmak istedi. Habersiz adrese gelen ekipler, evde kimseyi bulamadı. Evin önündeki çadırları da gören ekipler, dışarıdan yaptıkları incelemenin ardından eve "ağır hasarlı" raporu verdi. Bunun üzerine defalarca kez AFAD'a ve ilgili kurumlara başvuran Yıldız ailesi, girişimlerinden bir netice alamadı. Sistemde apartmanın bir müddet sonra ‘ağır hasarlı’ gözüktüğünü ileri süren bina sahibi Sadık Yıldız'ın oğlu Muhsin Yıldız, itiraz dilekçesi hazırlayıp, ilgili kurumlara durumu bildirdi. Hazırlanan dilekçelere rağmen bir sonuç elde edemeyen Yıldız ailesi, 2 sefer ise Sulh Hukuk Mahkmesine dilekçe verdi. Her seferinde mahkemeden de ret cevabı alan aile, bir an önce hatanın düzeltilmesini istiyor.

“DOĞRU DÜZGÜN BAKMADAN AĞIR HASAR VERİP GİDİYORLAR”

Son olarak idari mahkemesine başvuran bina sakini Muhsin Yıldız, başlarından geçen olayı şöyle anlattı:
“Binamız ilk tespitlerde az hasarlı olarak görünüyordu. Daha sonra Babam Sadık Yıldız adres düzeltmek için kaymakamlığa dilekçe verdi. Bu dilekçe hasar itirazı olarak kabul ediliyor. Buraya gelip bakıyorlar, ama evimize doğru düzgün bakmadan ağır hasarlı raporu verip gidiyorlar. Bu sırada biz evde değildik. Annemler rahatsız olduğu için Gaziantep’telerdi, bende hayvancılıkla uğraştığım için köydeydim. Evde bulunmadığımız sırada gelmişler. Habersiz gelinmiş. Çok önemsememişler. Burada 'az hasarlı, ağır hasar ya da orta hasar istiyorlar galiba' gibi konuşmuşlar. Sonra da gitmişler. Hatanın düzeltilmesi için defalarca kez AFAD, kaymakamlık, Çevre Şehircilik il Müdürlüğüne gittik muhatap bulamadık. İtiraz dilekçelerimizi verdik. 2 defa Sulh Hukuk Mahkemesine dilekçelerimizi verdik ama Perşembe günü müracaat ettik Cuma günü ret cevabı aldık, Pazartesi günü müracaat ettik Salı günü ret cevabı aldık. Direk dosyayı kabul etmediler. Şimdi ise İdari Mahkemesine başvurduk."

"SADECE DUVARLARDA ÇATLAKLAR VAR"

Muhsin Yıldız, “Yani bir hata yapıldı ve biz evimize rahat rahat girip çıkabiliyoruz evimize güveniyoruz çünkü biz yaptırdık. Ağır hasarlı eve girmek yasak evimizin önüne çadır kurduk oda bir yere kadar. Benim annem babam gazi yakınıdır. Benim biladerim terör gazisidir. Madem ağır hasarlı haklar da verilmedi. AFAD’tan beni aradılar Çerçili Köyüne konteyner bırakacaktılar ama mahkemelik olduğumuz için bırakmadılar. Bize de konteyneri verirsek, 'eviniz yıkılacak' dendi. Bizler de 'evimizi yıkacaksanız, bize konteyner vermeyin' dedik. Bizim evimiz kurtulacak inşallah. Bunun için İdare Mahkemesi'ne müracaat ettik. Evimizde sadece duvarlarımızda ufak tefek çatlaklıklarımız var. Gaziantep Üniversitesinden gayri resmi bir şekilde uzman hoca getirdik ve evimizi kontrol ettirdik. Evin durumunun iyi olduğunu ve oturulabilecek durumda olduğunu söyledi. Yani ufak tefek çatlaklıkların olduğunu onların da yeniden onarılıp, evde oturulabileceğini söyledi. Ama gelip bakan arkadaş nasıl ne şekilde ve ne niyetle yaptı bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

YIKIM KARARI MUAMMASI

Yıldız ailesi, Çevre Şehircilik Müdürlüğünün yazmış olduğu yazıya istinaden İslahiye Kaymakamlığı tarafından binanın yıkımı nedeniyle tebligat gelmesine rağmen kendilerine, hem kaymakamlık hem belediye hem de Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüün öyle bir karar olmadığının söylendiğini ileri sürdü. Yıkım konusunda muamma olduğunu anlatan Muhsin Yıldız, "Nisan ayının 7’sinde, Çevre Şehircilik Müdürlüğünün yazmış olduğu yazıya istinaden kaymakamlık bizlere evimiz hakkında yıkım kararı alındığına dair tebliğde bulundu. Kaymakamlığa gidip yıkım kararını sordum. Kaymakamlıkta bizde öyle bir karar yok dediler. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve Belediye’ye soruyorum bizlerde öyle bir karar yok’ dediler. İlan tutanakları var. Yani yıkım kararı alınmadan mı evler yıkılıyor. Benim bunu İdari Mahkemesi'ne sunmam lazım, bu belgeleri alamadık. 'Depremzedeyiz', dediğimiz zaman onlar da bize 'biz de depremzedeyiz' deyip işin içinden çıkıyorlar. Herkes işini yapıyor yani sen depremzede olabilirsin ama yaptığın çalışma karşılığında maaşını alıyorsun ama benim öyle bir imkanım yok. Biz kaybedersek evimizden oluruz. Allah razı olsun devletimizden ev veriyor, yardım ediyor. Biz böyle bir şey istemiyoruz. 'Bu para, ev, devletimizde kalsın, ihtiyaç sahiplerine gitsin istiyoruz. Benim evim sağlam, ayakta dururken, neden yıkılsın. İnşallah ilgilenirler, inşallah evimizi kurtarırız. Adalete de sığınıyorum. Allah’ın adaleti şaşmaz” ifadelerine yer verdi.

İNSÜLİN İLACINI TERMOSTA MUHAFAZA EDİYOR

Evlerinin sağlam olduğunu belirten anne Fatma Yıldız da sorunun acilen çözüme kavuşturulmasını istedi. Diyabet hastası olduğunu belirten ve insülin ilacını çadırdaki termosta muhafaza etmeye çalıştığını anlatan anne Fatma Yıldız, “Evimizden benim hiç korkum yok. Ama kurallarda uymak için çadırda kalıyoruz. Evimizin sağlamlığından ufacık da olsa bir şüphem yok.

Ben çocuklarıma kıyamam, ufak bir şüphem olsa, 'yıkılsın evim' derim. Ama evimizde bir şey yok. Biz 1993 yılından beri oturuyoruz. Şeker hastasıyım günlük 4 defa insülin ilacını kullanıyorum. Çadırdaki termosta muhafaza ediyorum. Bizim halimizi hatırımızı soran olmadı. Yetkililerden rica ediyorum tekrardan evimize gelip baksınlar kararını versinler. Oğlum üsteğmendi canı pahasına Şırnak’ta gazi oldu” diye konuştu.

GÜNCELLENME

Bunları da beğenebilirsiniz

Son Dakika Haberler