Tufan Türenç: Yetkim olsa bu geceki maçı ertelerdim






Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

BEN Fenerbahçeliyim ama bu gece Beşiktaş'ı tutacağım. Çünkü Beşiktaş, Galatasaray'ı yenerse şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmış olacağız.

Ama buna rağmen ben yetkili olsam, bu geceki maçı ertelerdim.

Yalnız sporseverler olarak değil, Türk toplumu olarak Galatasaray'a büyük borçlarımız olduğu için...

Çünkü Galatasaray bir mucizeyi gerçekleştirdi ve Türkiye'nin adını bütün dünyaya duyurdu.

Türk futbolunu kıta Avrupası'nın künyesine bileğinin hakkıyla kazıdı.

Avrupa'nın en büyük kupasını Real Madrid'in elinden söke söke alıp Türkiye'ye getirdi.

Dünya futbolunun en büyüğü oldu.

Galatasaray'ın başarıları sayesinde Avrupa'nın en büyük statlarında Türk bayrakları, vatandaşlarımızın ellerinde gururla dalgalandı.

Yıllarca utanç içinde boynumuzu büküp oturduğumuz tribünlerde ‘‘Türkiye... Türkiye’’ diye coşkuyla tempo tuttuk.

Bu nedenle Galatasaray'ın Avrupa'da verdiği mücadeleyi sadece bir futbol takımının savaşı olarak görmek çok yanlıştır.

Unutmayalım ki kazanılan zaferler yalnız Galatasaray'ın değil, Türk toplumunun olmaktadır.

* * *

Ayrıca, eğer Galatasaray Avrupa'nın değil, dünyanın en güçlü takımlarından biri olan Real Madrid'i elerse Türkiye 2002-2003 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne iki değil, üç takımla katılacak.

Bu çok önemli. Çünkü üç takımımız da UEFA Kupası'nda mücadele edecek.

Yani Türkiye, Avrupa sahalarında 6 takımla temsil edilecek.

Bunun için bu erteleme isteğini ‘‘Fikstür çok sıkışık’’ gerekçesiyle reddetmek büyük bir dar görüşlülüktür.

Türkiye, Avrupa'daki imajının ne kadar bozuk olduğunu doğru kavrayabilseydi Galatasaray'ın üzerine titremesi gerekirdi.

Dünyayı şaşkına çeviren bu aromanın bozulmasına izin vermezdi.

Bırakın Türkiye'yi yönetenleri, Galatasaray idarecileri bile bu müthiş olayın farkında değil.

Böyle bir takımı dağılma noktasına getirmek düpedüz cinayettir.

* * *

Önceki gece bir başka cinayetin futbol konusunda değil de sanat dalında nasıl işlendiğini seyrederek, dinleyerek yaşadım.

Ve inanın, ülkem adına kahroldum.

Biraz da bu konuyu anlatmak istiyorum.

Siemens'in genç operacılar arasında düzenlediği yarışmada derece alan dört sanatçıyı dinlerken büyük bir gurur duydum.

Yıllarını bu sanata vermiş, yurtiçinde ve dışında kendini yetiştirmiş dört kadın sanatçının işsiz olduklarını öğrenince ise kahroldum.

Türkiye, kendini dünyanın en zor sanat dalında yetiştiren ve bir yerlere gelen genç insanlara mesleklerini yapabilme hakkını bile veremiyor.

Sanata karşı bu kadar duyarsız bir ülkenin uygarlık yolunda neden hálá kaplumbağa hızıyla ilerleyebildiğinin yanıtı işte burada yatıyor.

Siemens'in düzenlediği ve ayakta alkışlanmaya layık olan sanat etkinliğinin bu yılkı şan yarışmasına tam 37 genç sanatçı katılmış.

Bu 37 sanatçı ile yarışmaya katılma olanağı bulamayan kimbilir daha kaç operacı genç, işsiz güçsüz oturuyor.

Çünkü onlara sanatlarını yapma olanağı verecek kurum sayısı dördü, beşi geçmiyor Türkiye'de...

Avrupa ülkelerinde, örneğin Almanya'da bu sayı yüz civarındadır.

Düşünün, öyle bir ülkede yaşıyorsunuz ki yıllarınızı verdiğiniz bir sanat dalında çalışma olanağı bulamıyorsunuz.

Yazık bu genç sanatçılara... Onların yıllarına yazık, emeklerine yazık.

Türk kültürüne, Türk sanatına yazık...

Bu olay, sanat ve kültür adına işlenen korkunç bir cinayettir.

Yazarın Tüm Yazıları