Sayısal derslerde başarıyı yakalamak mümkün

Güncelleme Tarihi:

Sayısal derslerde başarıyı yakalamak mümkün
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2016 15:32

Uluslararası sınavlarda Türkiye’den öğrencilerin sadece sayısal derslerde değil, tüm derslerdeki başarıları özellikle Batı’ya ve Uzak Doğu’ya göre daha düşük. Ancak sayısal derslerde başarısı diğerlerinden daha da az. Bu göstergeler ulusal düzeyde yapılan seçme sınavlarında da görülüyor. Üstelik PISA gibi sınavlarda ortaya çıkan bu başarısızlık, matematiğe yönelik olumlu tutumlara rağmen yaşanıyor. Bu durum matematiğin en fazla kaygı duyulan ders olması nedeniyle korkulanı sevme özelliği taşımasından kaynaklanabilir.

Haberin Devamı

Ülkemizde ilk yıllardan itibaren matematikten korkma davranışı geliştiriliyor. İlkokulda matematikte başarılı olan ve seven öğrenci sayısı azdır. İleriki yıllara doğru gidildikçe de bu özellik devam ediyor. Bunun muhtemel nedenlerinden biri olarak ilkokul birinci sınıfında ders işlenişi ve yapılan etkinlikler gösterilebilir. İlkokulda okuma ile ilgili etkinlikler adım adım bir hiyerarşi ile ilerliyor. Ayrıntılı bir şekilde en fazla kullanılan harf ve kelimeler ile başlayarak daha az kullanılan harf ve kelimeler ile A’dan Z’ye kadar bütün alfabe işleniyor. Bu sıralamada arada atlanan veya üzerinde durulmayan geçilen harf kalmıyor. Özellikle 2004 yılından sonra geçilen harf öğretimine yönelik uygulama ile öğrenciler çok kısa sürede okumaya geçebiliyorlar.

Haberin Devamı

İlkokulda matematik öğrenimi ile ilgili etkinliklere gelindiğinde, Türkçe dersindeki gibi hiyerarşik bir uygulamanın yapılmadığı birçok veli ve öğretmenler tarafından vurgulanıyor. Bir de sınıfta önde giden öğrenciler dikkate alınarak yapılan ders işlenişi, arada ve sonlarda kalan birçok öğrencinin heba edilmesine neden oluyor. Matematikte bazı işlemlerin zihinden yapılması, problemin kavranmasını ve çözümünü hızlandırır. Zihinden işlem yapılması da ilk okumada olduğu gibi basit olan alt basamak süreçlerden başlayıp daha karmaşık süreçlere kadar gider.

Ritmik saymalar önemli

Öğrencilerin dört işlem becerilerinin temelinde ritmik saymalar önemli bir yere sahiptir. İleriye ve geriye doğru ritmik saymaları yapabilen bir öğrencinin zihinden toplama, çıkarma ve çarpma becerilerine daha çabuk sahip olabilirler. Devamında da bölme becerileri de gelişir. Belirli bir sayıdan başlayarak yine belirli bir sayı kadar geriye doğru ritmik sayabilen bir öğrencinin dört işleme dayalı birçok problemi kolaylıkla çözebileceği beklenir. Matematikte problem çözebileceğine inanan öğrenci daha karışık problemlerle karşılaştığında onu da çözmeye çalışacak ve araştıracaktır.

Matematikte karşılaşılan sorunlardan biri de öğrencilerin diskalkulik olmalarıdır. Diskalkulik, matematik öğrenme güçlüğüdür. Tüm dünyada diskalkulik olan nüfus, yüzde 3 ile 5 arasında değişiyor. Bu öğrenciler diğer derslerde arkadaşları ile benzer performansa sahiplerken, matematikte onların daha gerisinde kalabiliyorlar. Bu özelliğe sahip çocuklar bütün eğitimleri sürecinde matematik dersinde başarısızlık yaşıyorlar. Matematik gibi öğrenmelerin hiyerarşik olduğu bir derste, daha alt düzeydeki kazanımlara sahip olmadan yenilerini kazanmalarını beklemek büyük haksızlık olur.

Haberin Devamı

Her düzeye göre matematik müfredatı başarıyı arttırabilir

Dersin ilerleyen aşamalarında, daha önceki öğrenmeleri gerçekleştirememiş öğrencilere, müfredatta yer alan konulardaki kazanımları yüklemeye çalışmak, boşa giden bir çabadır. Bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar bulunuyor. Daha küçük yaşlarda matematik öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin tespitine yönelik TÜBİTAK destekli bir proje ile elektronik tabanlı ölçme aracı geliştirildi. Bu araçlarla bu öğrenciler tespit edilerek, onların düzeyine uygun bir müfredat hazırlamak, onların matematikte de belirli bir düzeye getirilmesine olanak verir. Bütün öğrencileri aynı düzeyde kabul eden bir anlayışla hazırlanan bir müfredat yerine, her düzey öğrenciye göre düzenlenebilecek bir müfredat, ülkemizde matematik başarısını artırmada etkili bir yol gibi görünüyor. Bu programların uygulanmasında da birincil görev öğretmenlere düşüyor.

Haberin Devamı

Çocuklarda soyut işlem becerileri somut işlem becerilerinden sonra gelişir. Matematik gibi sayısal dersler soyut derslerdir. Soyut işlem becerilerine daha geç geçen çocuklar eğitimlerinin daha ilk basamaklarında matematik dersinde başarısızlığa düşebilirler. Bu nedenle soyut olan matematik derslerinin somut örneklerle ilişkilendirilerek verilmesi bu sıkıntılı sürecin daha çabuk atlatılmasına neden olabilir. Havuz probleminde musluğu açık bırakmadan çözülecek bir problemde, çocuğa daha çok somut örneklerle problem çözdürmenin yolları aranmalıdır.

Dersleri eğlenceli hale getirmek gerekiyor

Öğrencilerin derslere karşı ilgilerini açık tutabilmenin yolları aranarak derslerin sürdürülmesi, öğrencinin derse katılımını önemli ölçüde artırabilir. Derse katılan bir öğrencinin başarısının düşmesi beklenemez. Dersin eğlenceli bir şekilde işlenildiği bir sınıfa, öğrenci isteyerek gelir ve aktif katılım sağlar. Aksi durumda ise öğrenci derse gelmemek için elinden geldiğince bahaneler bulmaya çalışır. Gelse bile fiziken derste ruhen dışarıda yer alır.

Haberin Devamı

Dersleri öğrenciye zevkli hale getirebilmek için ciddi formattaki sunuş tekniğinden çıkartıp daha samimi ve rahat bir atmosfer yaratarak oyun oynar gibi eğlenceli bir hale getirmek gerekir. Dersi belirli öğrenciler üzerinde yürütmeyip tümünün katılımını sağlayacak şekilde demokratik bir sınıf yönetimi anlayışı ile götürmek gerekiyor. Özellikle öğretmenler, derste öğrencileri küçük düşürücü davranışlar içerisinde olmamalı.

Yakın zamanda yaşanan bir olayda, derse birkaç dakika geç gelen kız öğrencisine “Neredeydin sen Ayşe?” denildiğinde, “Tuvaletteydim öğretmenim” diyen Ayşe’ye, “Bu kadar süre ne yapıyordun orada?” gibi bir soru ile karşılaşan Ayşe’nin neler hissedebileceğini düşünmek zor olmayacaktır. Özellikle 14-15 yaş grubundaki bir kız çocuğunun sınıf içerisindeki düştüğü bu durumda, o öğrencinin dersin öğretmenine karşı olumlu davranış geliştirmesi oldukça zor olur.

Haberin Devamı

Buna benzer olumsuz örnekler yerine, sınıf içerisinde verilecek olumlu pekiştiriciler (ödüller) çocuğun dersini ve öğretmenini sevmesine neden olabilir. Yerinde verilen bir olumlu pekiştirici, davranışın tekrarlanmasında önemli katkı sağlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!