Neyin kavgasıdır bu?

MEMLEKETİN haline bakın! Ucu bucağı belli olmayan Ergenekon soruşturması...

Kavgaları bitmeyen parti liderleri...

Birbiriyle boğuşan medya...

Gırtlak gırtlağa gelen laikler, anti laikler...

Ülkeyi saran cehalet... (Bugüne kadar cehaletle yükselen bir millet görülmemiştir!)

Laik Cumhuriyet yanlılarının gözünü oymaya çalışan dinciler...

Terör, çeteler, hırsızlık, arsızlık, vurgun, soygun! Ne ararsanız var bu tiyatroda...

İktidar kabul etmese de, teğet geçmeyen ekonomik kriz ve işsizlik de cabası!

Böyle bir hengamede yaşamaya çalışıyoruz!

Dışarıdan Ermeniler bastırıyor, Rumlar Kıbrıs’ı kapmaya çalışıyor, Kürtler bağımsız bir Kürdistan peşinde koşuyor. Dağlarda akan kan durmuyor. Sözüm ona barış isteyen DTP milletvekilleri "Kürdistan’ın sınırlarını çizdik!" diye yangına benzin döküyor! Binlerce kişinin katili Apo’ya, utanmadan sıkılmadan özgürlük istiyorlar!

Dost maskesi takan Avrupa ve Amerika geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin başına çorap örme peşinde! (Bazen çorap örmeyi bırakıp çuval da geçiriyorlar!)

Obama yargısız infaz yapıyor, hiçbir belgeye, hiçbir yargı kararına dayanmadan "Türkler 1.5 milyon Ermeni’yi öldürdü" diye uydurabiliyor. (Orhan Pamuk 1 milyon demişti. Demek ki Ermeni kayıplarına zam geldi! Atan atana, tutan tutana!)

* * *

"Atalar sözü, sözlerin özü" derler.

"Akıl para ile satılmaz!"

"Başa gelen çekilir!"

"Kendi düşen ağlamaz!"

Tüm bu sözler, hali pür melálimizi özetliyor.

Çektiğimiz sıkıntıların temelinde yatan gerçek, toplum olarak ne ölçüde sağduyulu ve akıllı olduğumuzdur! Akıl olmazsa başta, ne kuruda biter ne yaşta!

Kızgın bir okurum "Uzun yıllardır bizi yönetenlerin çoğunun akılları, kilodan bin gram eksik!" diyor. Bu cümle, insanlarımızın duygularını kısa ve öz şekilde anlatmıyor mu?

* * *

Hamamda, kurnanın başında şarkı söyleyip de, kendi sesini güzel zannedenler, çevresindekileri ne kadar ve ne zamana kadar kandırabilir?

Bizim "Teğet geçti" türkülerimiz de buna benziyor. Krizi yaşadıkları için kimse bu tür sözlere kanmıyor ama berikiler ha bire söylemeye devam ediyor.

Artan işsizliğin yarattığı çaresizliği görmemek için ámá olmak gerek!

Vatandaş, kemerlerin nasıl sıkıldığını, akşamları evinde kaynayan tencerenin maliyetini biliyor, sofrasından her gün bir dilim ekmeğin eksildiğini görüyor, işsiz hayata daha ne kadar dayanabileceğini acı acı hesaplıyor.

* * *

Ülkeyi yönetenler bıkmadan usanmadan aynı nakaratı tekrarlıyor ama krizin yarattığı işsizlik darbesini yiyen vatandaşın türküsü çok başka:

Feleğin döner çarkı,

Su gelir yıkar arkı,

Teğetçiler yüzünden,

Kaybettik evi barkı.
Yazarın Tüm Yazıları