Gelin Size Bir Çay Ismarlayayım...

Sıcak içeceklerle aranız nasıldır? Doğrusunu söylemek gerekirse ben güzel bir sade Türk kahvesi dışında pek aramam. Hele çaya düşkünlüğüm hiç yoktur. Ama sanırım çok şey kaçırıyorum zira çay bizim toplumumuzda sıcak bir içeceğin çok ötesinde, bir insani paylaşım öğesi haline gelmiş durumda.

Haberin Devamı

Komşuyu arayıp “Çayı koy, geliyorum” deriz mesela ama aslında gidiş amacımız iki satır lafın belini kırmaktır. İş arkadaşımıza “Gel sana bir çay ısmarlayayım” derken söylemek istediğimiz, “Oturup bir çift laf edelim”dir aslında. Son zamanlarda özellikle Twitter’da siz de rast gelmişsinizdir çayı sevgiyle, dostlukla, aşkla eşleyen; sevilen kişiyle birlikte içilen çaya büyük önem atfeden özlü sözlerle. Velhasıl, çay içmek Türkiye’de asla sadece çay içmek değildir.

Bugün sonuçlarını dinleme fırsatı bulduğum çayın sosyalleştirme etkisi üzerine yapılmış bir araştırma, tam da bu noktaya odaklanıyor. Söz konusu araştırma, Unilever’in çay markası Lipton adına Dynata araştırma şirketi tarafından 5-28 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş. ABD, Hollanda, Belçika, Fransa, Polonya, Mısır, Türkiye, BAE ve Rusya’da, her ülkeden 2000 kişilik örnekleme çay ve bireylerarası iletişim hakkındaki görüşleri sorulmuş.

Haberin Devamı

Araştırmanın Türkiye’deki katılımcılarından yüzde 89’u arkadaşlarıyla bir bardak çay eşliğinde sohbet etmenin kaliteli iletişim için ortam sağladığını söylemiş. Bu oran örneklemdeki diğer tüm ülkelerden daha yüksek ama nereye giderseniz gidin insanlar bir çay eşliğinde sohbet ettiklerinde kendilerini daha iyi hissettiklerini söylemişler.

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren duygusal sağlık uzmanı psikolog Dr. Guy Winch, 15 dakikalık kaliteli bir çay sohbetinin bile hayatımızı değiştirebileceğini söyledi. Burada “kaliteli” derken karşımızdaki kişinin gözünün içine baktığımız, karşımızdakini gerçekten dinlediğimiz, telefonumuza gelen bildirimlerle bölünmeyen bir iletişimden bahsediyor Dr. Winch.

“Bir gruba ait hissetmek ve insanlarla anlamlı bağlar kurmak doğamızda var. Bu bağların derinliği, yani kalitesi duygusal sağlığımız için değer yaratır, duygusal bağışıklığımızı güçlendirir. Karşımızdakini dinlediğimiz ve derinlemesine sohbet ettiğimiz 15 dakikalık bir kaliteli iletişim bile duygusal sağlığımıza çok önemli katkılar sağlayabilir. Bu noktada kültürel ritüeller iyi bir araç olabilir” derken, çay içmenin de bu ritüellerden biri olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Ya siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? İşten güçten azade bir çay sohbeti, 15 dakikalığına da olsa, size de kendinizi iyi hissettiriyor mu? Yorumlarınızı e-postadan ve sosyal medyadan beklerim. Hatta olur ya belki oturur karşılıklı birer çay da içeriz.

Instagram: @sevinturan

Yazarın Tüm Yazıları