Köşeye sıkışan parti oradan çıkabilir

LULU, lulu, lulu temposu ardından "Biji Apo" sloganı. Kalabalık salonda seçim konuşması, Kürtçe. Bu birinci perde, kampanya perdesi.

İkinci perde, seçim günü. Güneydoğu’da herhangi bir yer. Köyün ortasında bir sandık. Orta yaşlı bir adam geliyor, sekiz-dokuz seçim pusulasını alıyor, ailesi adına hepsini kullanıyor, arkasındakiler gelip, parmak basıyor, imza yerine.

Üçüncü perde, Türkiye haritasında sağda en alt köşede kalmış bölgede tek bir parti var.

Türkiye’nin Güneydoğusu’na sıkışıp kalmış bir parti, DTP. O parti zaten başka yerde yok.

DTP yerel seçimde Bitlis, Şanlıurfa, Muş, Bingöl, Mardin hariç, Güneydoğu’yu ele geçiriyor. Bölgede katılım oranı yüzde 90’larda. DTP bu kez seçime müthiş asılıyor.

Ancak, "çok başarılı" diye nara atanlara katılmıyorum. DTP’nin oy oranı 2004’te yüzde 4.9, bu kez 5.56. Bir puan bile artmayan oranla hangi başarı?

İMRALI

Daha kuruluş aşamasında, "Türkiye’nin partisi olacağız" iddiasıyla ortaya çıkan DTP, şimdi sadece belli bir bölgenin partisi. Sadece etnik siyasete dayalı görüşün temsilcisi.

Kürt sorununun çözümü için senin formülün nedir sorusuna, verdikleri ortak yanıt, demokratik çözüm. Nedir o, belli değil.

Oysa, şu anda kazandığı belediyeler ve 20 milletvekili ile DTP Kürt sorununun çözümünde ciddi rol oynayabilir. Ama, coğrafi olarak nasıl ki, Güneydoğuya sıkışıyor, siyasi olarak da, İmralı ile dağdakiler arasında sıkışıp kalıyor.

AŞIRI VE SİVRİ

Diyarbakır ve kazandığı diğer iller, DTP’nin gözünde kurtarılmış bölge. Orada etkin.

Kendisini başarılı görüyor, bu DTP’yi başka yerlere sürükleyebilir. İsteklerinde daha aşırı, söyleminde daha sivri. Türkiye’yi daha da gerebilecek bir tavır.

Ayrıca, kazandığı il ve ilçelerde, halkın ihtiyaçları mı ön planda gelecek, yoksa sadece siyaset mi? Belediyeler üzerinden hizmet mi, yoksa belediye kozu ile siyaset mi?

Belediyeleri elde tutmak, elbette siyasal bir güç ve koz. Ama, o kozu tek başına ve sadece belli bir amaçla kullanmak yerine, birlikte yaşamak formüllerini zenginleştirmek, Kürtler dahil, hepimizin yararına.

DTP şimdi Güneydoğu’ya sıkışıyor. Oysa, oradan çıkabilir. Çıktığı anda, özlediği çözümlere kavuşmak daha kolay.

Burada bir sorumluluk da, AKP’ye düşüyor. Barzani ve Talabani ile al takke ver külah AKP’nin de, DTP’nin elini artık sıkması zamanı.

Ah Beyoğlu, vah Beyoğlu

SALAH Birsel’in bu başlıkta nefis bir denemesi var. O deneme yerel seçimde bir başka anlam kazanıyor.

Beyoğlu’nda CHP adayı Mustafa Dolu. Gecenin bir saatinde önde. Gecenin yine bir saatinde belediye başkanı ve AKP adayı Misbah Demircan adamlarıyla ilçe seçim kuruluna geliyor. Kapanan oda kapıları, itiş, kakış. Ve Misbah Demircan yeniden seçilmiş görünüyor.

CHP seçim sonucuna haklı olarak itiraz ediyor. Bana göre, oyların yeniden sayılması yetmez. İddialara göre, orada yaşananlar oy sayımına itirazı aşıyor.

Beyoğlu’nda seçimin yenilenmesine kadar gitmek gerek. İstanbul’un orta yerinde böyle bir seçim gecesi yaşamak, dağa çıkmak gibi.

İl ve ilçe seçim kurulu sadece önüne gelen kağıtlara, ekrandan akan bilgilere bakarak değerlendirme yapsa bile, yetmez. Kurullar orada ne olup bittiğini tanıkların ağzından dinlemek zorunda.

Beyoğlu değil, sanki dağ başı.

Kıyıların isyanı

HERKESİN kendi bölgesi var. Biri Güneydoğu’yu alıyor, öteki Orta Anadolu’yu, bir başkası, neyse ki, her yerde var, CHP’ye kıyılar kalıyor. Parçalı bir siyasal harita. Az bulunur. Her yerde bir itiraz ve isyan var.

Kıyılar dayatılmak istenen yaşam tarzına isyan ediyor.

İsyanın ilk nedeni, ekmek parasından geçiyor. Turizmle birlikte, daha rahat bir yaşam, içki yasağının olmadığı bir ortam kıyılarda geçerli. Ne var ki, bazı yerlerde AKP bazen açık, bazen örtülü içki yasağı uyguluyor. Bu iç ve dış turizmi baltalıyor. Yerel ve fiili zorlama.

Kıyılar buna hiç elverişli değil. Hem yaşam biçimi, hem "AKP kazanırsa, dükkanı kapatacağız" inancı yaygın.

Seçim kampanyası boyunca, belki hiç dile getirilmeyen dinsel baskı ve ona karşı tepki, sessiz biçimde sandığa yansıyor. AKP’ye bu yönden duyulan güvensizlik, kıyılarda CHP’ye yeşil ışık yakıyor.
Yazarın Tüm Yazıları