Diyarbakırlı bir ‘arı’: Medeni Dilek

Güncelleme Tarihi:

Diyarbakırlı bir ‘arı’: Medeni Dilek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2023 12:39

İş insanı Medeni Dilek, 10 yaşında çobanlık yaparak başladığı çalışma hayatını, memleketi Diyarbakır’da sıfırdan kurduğu hırdavat şirketinden konsept mobilya üreten fabrikaya giden yolu ‘Tok Evin Aç Kedileri’ adlı kitabında anlatıyor. Çocukken karar verdiği ‘karınca değil, arı olmak’ arzusu peşinde inişi de çıkışı da bol bir hikâye...

Haberin Devamı

Medeni Dilek, Diyarbakırlı bir işinsanı. 2017’de hayata geçirdiği mobilya fabrikasında 255 kişi çalışıyor, üretimleri memleketinde kurduğu fabrikasından ülkenin ve dünyanın farklı köşelerine dağılıyor. Ekonomi sayfasını okumuyorsunuz, o yüzden gelin size benim de daha önce ismini değil ama sadece üretim markasını duymuş olduğum, hikâyesini ise hazırladığı kitap ‘Tok Evin Aç Kedileri’ ile öğrendiğim Medeni Dilek’ten bahsedeyim:
Dilek; 11 çocuklu bir ailenin oğlu. Annesinin biyolojik annesi olmadığını, 10 yaşlarındayken bir tanıdığının ağzından onun için çıkan ‘sêwî’ (Kürtçe ‘öksüz-yetim’) kelimesiyle öğrenmiş. Babası çiftçi, Medeni de çalışma hayatına 10 yaşında çobanlıkla başlamış, ilkokuldan terk.
12 yaşına geldiğinde köy hayatı ‘zindan’ gibi gelmeye başlamış ve Mersin’e kaçmış. 12 yaşındayken, para kazanmak ve babasının borçlarını ödemek, başka yerleri keşfetmek arzusuyla Mersin’de simit ve halka tatlı satarak sokağı ve ticareti öğrenmeye başlamış... Yanında iş-aş-barınma imkânı bulduğu İbrahim Dayı’nın hamiliğinde ama çok uzun saatler çalışarak geçiyor şehirdeki iki senesi. ‘Çocuk işçi’ Medeni ikinci senesinde sadece halka tatlı pişirip satan bir eleman değil artık, diğer çocuk satıcıları denetleyen, işin muhabesini de tutan bir küçük yönetici...
İki sene sonra döndüğü köyünde, ‘beşik kertmesi’ amca kızı Habibe’yle evlendirilmek istenmesi, 14’ünde bu kez daha uzaklara, İstanbul’a ‘kaçırtır’ Medeni’yi. Trende tanıştığı bir adamın peşinde kendini Kapalıçarşı’da, dönercide bulaşıkçı olarak bulur. Bulaşıkçılıktan garsonluğa geçerken çarşı esnafından dostlar edinir, hizmet sektörünü, kadınlarla iletişim kurmayı öğrenir. Babasına 12 yaşından beri para yollayan biridir ve İstanbul dönemi, parayla ilişkisinde belirgin hatlar çizecektir... Kaçarak terk ettiği köyüne takım elbisesiyle döner; ailesi ısrar kıyamet çağırmaktadır, istemese de evlenme vakti gelmiştir...
Medeni Dilek, kitabının buraya kadar özetlediğim birinci kısmında henüz çocuk. Her ne kadar kendi babası borçtan pek kafasını kaldıramasa da Dilek, hali vakti yerinde üyeleri de olan bir aşirete mensup. Bir amcası Diyarbakır Belediye Başkanı, sonradan vekil Nurettin Dilek, örneğin. Zaten Medeni de memlekete döndükten sonra belediyede çalışmaya başlıyor. (Nişanının ardından geçirdiği, mucizevi şekilde sağ çıktığı traktör kazasının gerektirdiği uzun tedaviden sonra tabii...) Ama ailesinin maddi ve sosyal imkânları hayatın (en çok da çekirdek ailesinin) yükünü çok erken yaşta sırtlamaya kalkmasına ket vurmuyor.

Haberin Devamı

Dilek’in ticari yaşamını detaylıca anlattığı satırları okudukça, 10 yaşından itibaren aldığı kararlarında köy ve aile hayatınının somut koşulları bir yana, kişilik özelliklerinin de baskın şekilde etkili olduğunu düşündüm. Mezopotamya insanı zorlu koşullara, yokluğa, kalabalıklar içinde yaşamaya dayanıklıdır. Mardinli ve bir senesini Diyarbakır’da geçirmiş biri olarak, ‘hemşehrim’ Medeni Dilek’in kişisel macerasını (ticaret hayatından aktardığı yoğun detaylar yer yer ilgimi dağıtsa da), ailevi ilişkilerini, ailesinin (kardeşleri ve onların aileleri) sorumluluğunu senelerce almasını hiç ‘tuhaf bulmadan’ okudum. Elbette 16 yaşında iki çocuğun evlendirilmesi, 18’ine geldiklerinde çocuk sahibi olmaları, çocuk işçilik gibi pek çok ayrıntı, hepi topu 40 sene önce yaşanmış olduğu da düşünülünce üzücü, öfke uyandıran detaylar. Ama daha 8-9 yaşlarındayken “karınca değil arı olmayı”; karınca gibi dönüp dolaşıp aynı yere gelmeyi değil, arı gibi insanlara şifalı olacak bal üretmeyi zihninden geçirmiş bir kişilik için bu zorlu başlangıç bir tür kamçı efekti yapmış. Kitabın devamında Dilek’in inatçı çabaları, kimi zaman doğru, kimi zaman yanlış kararları bazen de şansının yaver gitmesiyle ilerleyen, hırdavatçı olarak başlattığı ticaret kariyerini takip ediyoruz.

Haberin Devamı

Medeni Dilek kitabı, Dicle Üniversitesi öğrencilerine ‘girişimcilik üzerine yaptığı konuşmasından ilhamla yazmaya karar vermiş. Kitap boyunca sıfırdan nasıl yükseldiğini, nasıl battığını (‘tok evin aç kedisi’ olarak aldığı yanlış bir karar sonucu), kardeşleri tarafından nasıl dolandırılıp zarar ettiğini, basit bir hırdavatçıyken uluslararası bir markanın bayisi olmaya giden yolu, akabinde yine bir cesaret kurduğu fabrikasının hikâyesini dinliyoruz kendisinden. Bazen sadece memleketinden ötürü ayrımcılığa maruz kaldığını, bölgesine getirdiği yenilikleri, tanınmış bir işinsanıyken oğlunun mezuniyet masrafları için gereken meblağı bile denkleştiremediğini, tanıdığı farklı meslek ve profillerden insanlardan neler öğrendiğini ve başarı anlayışını da elbette...

Haberin Devamı

Diyarbakırlı bir ‘arı’: Medeni Dilek
Tok Evin Aç Kedileri
Medeni Dilek
Doğan Kitap, 2023
310 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!