Kendi düşen ağlamaz

SİYASETTE kılıçlar çekildi. İstikrara en çok ihtiyacımız olan bir dönemde istikrarsızlığa sürüklenmek için ne gerekiyorsa yapıldı. Fren patladı.

Ekonomide dalgalanmaların boyutu artacak. Genel eğilim, işlerin giderek daha kötüye gitmesi olacaktır. Bize verilen avansı yine siyasete kurban ettik. İçine gireceğimiz girdaptan kurtulabilmek için yine IMF'ye muhtaç olacağız. Bu kez IMF bizi kurtarır mı?

SON ŞANSLAR

1999 yılı sonunda inanılması güç bir rüzgár yakalamıştık. IMF ile kapsamlı bir istikrar programı yapıldı. Avrupa Birliği'ne tam üye olacak adaylar arasına alındık. Kıbrıs'ta bir çözüm bulunabileceği havası yaratıldı. Yunanistan ile ilişkiler yumuşadı. Zor görünen yapısal reformlar yapılmaya başlandı. Ekonomide ihtiyatlı bir iyimserlik oluştu.

Kasım ayında tökezledik. Sorunun kökeni siyasiydi. IMF yardıma geldi. 2000 yılında yaklaşık 10 milyar dolar alarak durumu kurtardık. Kurtarıldığımızda, IMF ‘‘bu son şansınız’’ diyerek aklımızı başımıza almamızı istedi.

Şubat ayında bir başka kriz çıkardık. 2000 yılı programı rafa kaldırılıp Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı başlatıldı. Kemal Derviş'in de katkılarıyla 2001 yılında IMF'den yaklaşık 10 milyar dolar daha aldık. Durumu kurtardık. IMF ve ABD İdaresi yine ‘‘bu son şansınız’’ diyerek bizleri uyardı.

2001 yılında aldığımız darbe kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemizi imkánsız kıldı. 11 Eylül Türkiye için bir başka fırsat yarattı. IMF ile yeni bir stand-by düzenlemesine girdik. Yeni taahhütler verdik. Bize 10 milyar dolarla birlikte bir başka ‘‘son şans’’ verildi. Şimdi, bu son şansımızı da siyasete kurban ediyoruz.

IMF'den son iki buçuk yılda toplam 30 milyar dolar aldık. Ne yaptık bu 30 milyar dolarla? Dış borçlarımızı ve iç borçlarımızın bir kısmını ödedik. Birtakım yasalar çıkardık. Uygulama aşamasında yalpaladık. Avrupa Birliği'ne tam üye olabilmek için gerekli kriterleri tutturmak değil, bu kriterlere yaklaşmak dahi istemiyoruz. Kıbrıs'ta çözüm zor görünüyor. Ekonomide hálá kendi ayaklarımızın üzerinde durabilecek duruma gelemedik. Kısacası, 30 milyar doları iyi kullanabildiğimiz söylenemez.

Piyasalar dalgalanıyor. Döviz kurları yükseliyor. Faizler artıyor. Bu şartlarda yeniden IMF'ye muhtaç hale geliyoruz. Ekim ayında 2003 yılı bütçesi yapılırken ne kadar ek mali yardım ihtiyacımız olacağı ortaya çıkacak. Siyasi belirsizliğin doruğa çıktığı bir dönemde bu kez de IMF bize yardım edecek mi?

İMZA ATMAK

Geçmişte, Güney Kore'de seçime giren üç başkan adayından taahhütname aldıktan sonra, IMF Güney Kore'ye yardım kararı almıştı. Şimdi, Brezilya'da seçime girecek olan iki başkan adayından da taahhütname alındıktan sonra IMF'nin Brezilya'ya yardım edebileceği konuşuluyor.

IMF bizde kimden imza alacak? Eskiden koalisyon liderlerinden imza alınırdı. Onlar dağıldılar. Ortada bir tek Kemal Derviş kaldı. Tek umudumuz Kemal Derviş kanalıyla bir kez daha bize ‘‘son şans’’ verilmesi. Verirler mi?

Bunca ‘‘son şans’’ aldıktan sonra şikáyet etmeye hakkımız kalmıyor. Kendi düşen ağlamaz. Tek kurtuluşumuz olası bir Irak operasyonu ile bize yeni bir ‘‘son şans’’ verilmesi.
Yazarın Tüm Yazıları