Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısının ardından konuştu. Göreve yeni başlayan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'ye görevinde başarılar dileyen Erdoğan, "Tarım ve Orman Bakanımıza hoş geldiniz diyerek başlamak istiyorum. Akademik kariyerinin yanı sıra Mecliste milletvekilliği ve tarım komisyonu başkanlığı yapmış, aktif görevler üstlenmiş bir arkadaşımızdır. Bekir Pakdemirli kardeşimize bundan sonraki hayatında başarılar diliyoruz. Bekir kardeşimizin birikim ve becerilerinde farklı dönemlerde istifade etmeyi sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı hızlı ve etkin karar alma mekanizmalarında yaptığımız değişiklerle kabinemizi dinamik tutacak adımları attık" dedi.
"BU SÜREÇLERİ ÜLKEMİZ İÇİN YENİ FIRSATLARA DÖNÜŞTÜRECEK ADIMLARI DA ATTIK"
Türkiye’nin tek parti iktidarları hariç yaşadığı en büyük sorunun siyasi istikrarsızlık olduğunu ifade eden Erdoğan, "Sistem büyük projeleri hayata geçirebilmesine imkan vermiyor. Bu tabloya vesayet gibi demokrasi dışı unsurlar ekleniyordu. Uzun ve yüksek bedelli deneyimler sonucunda varılmış bir karardır. Milletimizin desteği ile hayata geçirdiğimiz yeni yönetim sisteminin gücünü ve avantajlarını özellikle kriz dönemlerinde çok daha iyi görebiliyoruz. Ülkemiz güneyinde kuzeyinde yaşanan çatışmalardan batısında süren gerilimlerden zarar görmeden yoluna devam edebilmesini büyük ölçüde yeni yönetim sistemimizin sapladığı imkanlara borçludur. Küresel ekonomik sarsıntıların sağlık krizinin, güvenlik risklerinin daha nice yıkıcı tehdidin sadece üstesinden gelmekle kalmadık, bu süreçleri ülkemiz için yeni fırsatlara dönüştürecek adımları da attık. Cumhuriyet tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi olan 2023 hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. Bununla kalmıyor bölgemizde uzunca bir süredir vicdanları kanatan haksızlıklara karşı sergilediğimiz aktif ve dirayetli tutumla belirleyici küresel güç konumumuzu dost düşman herkese kabul ettiriyoruz" açıklamasında bulundu.
"SINIRLARIMIZ DIŞINDA BİLE GÜVENİN, HUZURUN, UMUDUN SEMBOLÜ HALİNE GELDİ"
Türkiye'nin gelinen noktada artık krizlerin, çatışmaların, gerilimlerin zirve yaptığı dönemlerde dahi insani ve siyasi ilişkileri kesintiye uğratmadan tüm taraflarla konuşabilmeyi, çalışabilmeyi, başarabilen ülkelerden birisi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Eskiden Türkiye olarak kendi topraklarındaki vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamakta zorlanıyorduk, bugün ülkemizin adı, bayrağı, gölgesi sınırlarımız dışında bile güvenin, huzurun, umudun sembolü haline geldi. Eskiden Türkiye olarak kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamakta, işinin, aşının, ekmeğinin sürekliliğini sağlamakta sıkıntı çekiyorduk. Dünyada işler yolunda giderken içerideki yönetim beceriksizlikleri sebebiyle bir anda milyonlarca insanın işsiz kaldığı yüzbinlerce esnafın kepenk kapattığı, herkesin yarınından umut kestiği, unutmayın; kara günler yaşadık. Bugün ise, ülkemizi en sert küresel çalkantılardan en az kayıpla çıkardığımız gelişmiş devletlerin bile çaresiz kaldığı krizleri başarıyla yönettiğimiz, dünyanın yükselen değerlerini temsil ettiğimiz bir yerde duruyoruz. Üstelik bütün bunları bilhassa son 10 yıldır maruz kaldığımız vesayet oyunlara, sosyal kaos çıkarma denelerine, terör saldırılarına, darbe girişimcilerine, siyasi ve ekonomik tuzaklara rağmen başardık" dedi.
"DIŞİŞLERİ BAKANIMIZ ÖNCE RUSYA'YA ARDINDAN UKRAYNA'YA GİDECEK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anlatya Diplomasi Forumu’nun en çok ses getiren bölümünün Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları’nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptıkları toplantı olduğunu kaydetti. “Uzunca bir sürenin ardından Rusya ve Ukrayna arasında yapılan üst düzey temas her ne kadar somut bir netice ile sonuçlanmamış olsa da diplomasi ve diyalog kanalları açması bakımından çok önemliydi” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin barış diplomasisini sürdürebilmek için Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun önce Rusya’ya ardından da Ukrayna’ya gideceğini belirterek, “Dışişleri Bakanımızı bugün Rusya’ya gönderiyorum. Yarın Moskova’da temaslarda bulunacak. Perşembe günü de Ukrayna’ya geçecek. Kendisi her iki tarafla da yapacağı görüşmelerle ateşkesin ve barışın sağlanması yolundaki gayretlerimizi sürdürecektir” diye konuştu.
POLONYA CUMHURBAŞKANI TÜRKİYE'YE GELİYOR
Ankara’nın önemli bir konuğu daha olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “İnşallah yarın Polonya Cumhurbaşkanı Duda ile buluşacağız. Kendisini burada misafir edeceğiz. Türkiye bir yandan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefiyle yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme stratejisini kararlılıkla uygularken diğer yandan diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna krizinde Türkiye’nin üstlendiği rolü ise “Türkiye’nin siyasi, ekonomik, askeri alanlarda güçlü olması, kendi kendine yeterliliğinin ötesinde dostlarına ve kardeşlerine destek verecek konuma gelmesi, bir tercih değil mecburiyettir. Uzunca bir zamandır yaşadığımız sayısız tecrübe ile ihtiyaç duyduğumuzda şayet kendi işimizi kendimiz göremiyorsak, kendi ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılayamıyorsak, kendi planlarımızı kendimiz yapıp uygulayamıyorsak bize kimseden fayda yoktur” şeklinde açıkladı.
"TARİHİN TOZLU RAFLARINA KALDIRANA KADAR MÜCADELEMİZ BİTMEYECEKTİR"
Savunma sanayi alanında önemli başarılar ortaya konulduğunu kaydeden Erdoğan," Savunma sanayiinde yıllarca ortaya çıkan ürünlerde yürütülen projelerle, gösterilen gayretlerle dalga geçenler, yapılan işleri engellemek için her yola başvuranlarla mücadele ettik. Sakarya’daki tank paleti fabrikası üzerinden kendi ülkesine, kendi ordusuna, kendi savunma sanayine etmedik hakareti bırakmayanları biz unutmadık. Bugün herkesin peşinde koştuğu insansız hava araçlarımızla ilgili çalışmaları küçümsemek, itibarsızlaşmak, gömmek için uğraşanların aslında çapsız siyaset değil, alenen ülkeye ve vatana ihanet peşinde olduklarını artık daha iyi anlıyoruz. Kendi uçağımızı, silahımızı, mühimmatımızı, kendi motorumuzu, kendi otomobilimizi, kendi yazılımlarımızı geliştirmemizi engelleyen zihniyetin bir kez daha ülkemize aynı kötülüğü yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Diplomatik ve siyasi gücün gerisindeki ekonomik ve askeri dayanağı göremeyecek kadar hayatta gerçeklerden dünyadan bir haber bir habis anlayışı tarihin tozlu raflarına kaldırana kadar mücadelemiz bitmeyecektir" dedi.
Erdoğan, "Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada genişleyen etki alanının insanların günlük hayatı ve refahı üzerindeki olumlu neticelerini almaya başladıkça ülkemize kazandırdığımız geniş vizyonun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Irak’tan Suriye’ye Libya’dan doğu Akdeniz’e Ege’den Balkanlar’a Karadeniz’den Kafkasya’ya Afrika’dan Güney Amerika'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada Türkiye'nin yükselen yıldızı konuşulurken bizim de kendimizi buna göre hazırlamamız gerekiyor. Kendi potansiyelinin, gücünün, imkanlarının önündeki fırsatların farkında olmayan bir ülke, büyük hedeflere doğru yol yürümeyi sürdüremez. Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023, diğer pek çok hususla birlikte işte bu hakikatin de tüm boyutlarıyla enine, boyuna konuşulmasına, tartışılmasına vesile teşkil edecektir. Bu konuda her kesimden özellikle de dünyayı takip eden gençlerimizden katkı bekliyoruz. Gelin kazanımlarıyla ve fırsatlarıyla 2023‘ü tarihimizin en şanlı yapraklarından biri haline hep birlikte getirelim" diye konuştu.
"40 BİN YENİ ANASINIFINI HİZMETE ALMAYI HEDEFLİYORUZ"
Eğitime katılan öğrenci sayısında devasa artış sağlandığını belirten Erdoğan, derslik sayısına öğrenci sayısını ve öğretmen başına öğrenci sayısını çok daha iyi noktaya getirdiklerini bildirdi. Erdoğan, ”Şimdi sıra okul öncesi eğitimin yaygınlaşmasına geldi. Okullaşma oranını 3-5 yaş aralığında da OECD ortalamasına yaklaştırmak için 2022 yılında 3 bin yeni anaokulunu ve 40 bin yeni anasınıfını hizmete almayı hedefliyoruz. Kısa sürede, 93 yeni anaokulu, ve 7 bin 500 anasınıfını açtık. 5 yaş gurubundaki okullaşma oranını yüzde 78’den yüzde 90’a çıkardık. Bugüne kadar 216 anaokulunun ihalesini tamamladık. 2 bin 133 anaokulunu ise yatırım programına aldık. İnşallah yıl sonuna kadar 3 bin anaokulunun tamamını yapacağız. Burada da aslan payını 1000 anaokulu ile İstanbul'a veriyoruz. Böylece okul öncesinden yükseköğretime kadar fırsat eşitliğinde önemli bir aşamayı daha geçmiş olacağız. Bu konuda özel eğitim alan, özel çocuklarımızı da unutmadık. Daha önceden sadece 28 ilimizde 52 özel eğitim anaokulu bulunurken bu sayısı hamdolsun şu anda 81 ilde 135 anaokuluna ulaştırdık. Artık, özel eğitim anaokulu olmayan hiçbir ilimiz kalmadı. Bu yıl sonuna kadar 165 yeni özel eğitim anaokulunu yaparak bu sayıyı 6 kat artırmak suretiyle 300’e yükselteceğiz" dedi.
ERDOĞAN'DAN ÇİFTÇİLERE MÜJDELER
Çiftçilere müjdeler veren Erdoğan, "Diğer yandan çiftçilerimize, sulama, enerji, ve kredi konusunda önemli müjdelerimiz var; İlk olarak ülkemiz tarımını, su ile bereketlendirerek, daha üst seviyelere çıkarmak için barajı ve göleti tamamlanmış tarımsal alanlardaki sulama tesislerini hızla bitirerek milli ekonomiye kazandıracağız. Böylece 830 bin hektar alanın daha modern sistemlerle sulanmasını temin ederek üreticilerimize yıllık yaklaşık 41 milyar lira gelir artışı sağlayacağız. Özellikle açık sistemden kapalı sisteme süratle geçeceğiz. Ağırlıklı bir çok yerde barajlarımız, enerji, bağlantılı olsa da buralarda yapacağımız projelendirmelerle sulama sistemlerine geçmenin adımlarını atacağız. İkinci müjdemiz, çiftçilerimiz tarımsal sulamada kullanacakları enerjiyi, daha uygun maliyetlerle temin etmelerine yöneliktir. Türkiye'nin toplam kurulu gücünün yüzde 53’ü hidroelektrik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle gibi yenilebilir kaynaklardan oluşmaktadır. Özellikle ülkemizin ciddi potansiyele sahip olduğu güneşten elektrik üretimine yönelik çok büyük yatırımlar yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Bugün hangi şehrimize giderseniz gidin geçtiğiniz yolların çevresinde güneş enerjisi tarlalarını, çatı üstü sistemlerini görürsünüz. Küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar sebebi ile elektrik maliyetlerinde yaşana artışların çiftçilerimizi sulama birliklerimizi, kooperatiflerimizi zorladığını biliyoruz.
"SIKINTILARIN FARKINDAYIZ"
Erdoğan, vatandaşlara çağrıda bulunarak "Ülkemizdeki her kesimin işini kolaylaştırmaya, refahını artırmaya, geleceğini güvence altına almaya yönelik çalışmaları kesintisiz sürdürüyoruz. Bu vesile ile milletimden çoğu yalan yanlış bilgilere dayalı söylentilerle paniğe kapılmamasını, devletine güvenmesini, ülkesini gücünden emin olmasını tüm vaktini ve enerjisini çalışmaya, üretmeye hasletmesini istiyorum. Hayat pahalılığı karşısında her bir insanımızı korumak için bugüne kadar ücret artışlarından sosyal desteklere, vergi indirimlerine kadar pek çok tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bilhassa fiyatlaması, küresel düzeyde yapılan petrol, doğalgaz, gıda sektörünün kullandığı kimi malzemeler gibi ürünlerdeki artışların insanımıza en az düzeyde yansıtılması için her türlü gayreti gösteriyoruz. Gelişmiş ülke vatandaşlarının dahi 2. Dünya Savaşı’ndan beri görmedikleri, bilmedikleri, alışkın olmadıkları fiyat artışı enflasyonla, ürün kıtlığıyla karşı karşıya oldukları bir dönemde Türkiye yine olumlu yönde bunlarda ayrışmaktadır.